Bugün Cumhuriyet Bayramı; hissedebiliyor musunuz?

Cumhuriyet düşmanları bizim bu duyguyu yürekten hissetmemize, bayramlarımızı doya doya yaşamamıza hiçbir zaman izin vermedi. Her zaman kara çaldılar, iftira attılar; bu ülkeyi kurtaran ve Cumhuriyet’i kuran o güzel insanlara…

Bayram nedir bilir misiniz?
Çocuğunuzun doğduğu gündür… Her yeni yaşında içiniz kıpır kıpır olur.
Bayram, okuma yazmayı öğrendiğiniz, üniversite diplomasını aldığınız gündür.
İşinize ilk başladığınız gün duyduğunuz heyecan, ilk maaşınızı aldığınız zaman yaşadığınız gururdur.
Annenizin saçınızı okşayan yumuşacık eli, babanızın gülümseyerek ve gururla bakan gözleridir bayram.
Bayram, aşık olduğunuzu hissettiğiniz andaki yürek çarpıntınızdır.
Halaya ya da horona durduğunuzda, kaptırıp gittiğiniz gençliğinizdir bayram.
Bazen bir haberdir, bazen küçücük bir hediye…
Yani coşkudur, önlenemeyen kalp atışıdır; nefesleri kesen mutluluk, sizi yetmiş yaşında bile yerinizde zıp zıp zıplatan bir davul zurna sesidir bayram.
Bayram düğündür, boşuna dememişler “Elle gelen düğün bayram” diye…
Kucaklaşmadır, kardeşçesine…
Ve bayram uykuya dalmadan önce duyduğunuz huzurdur.
“Çok şükürdür” bayram…
*
Bugün bayram… Cumhuriyetimiz 101 yaşını bitirdi, 102’ye girdi.
Ulusça tadını çıkarmamız gereken en önemli, en güzel gün.
Peki; hissedebiliyor musunuz yukarıda sıraladığım duyguları?
Kalbiniz biraz daha hızlı atıyor mu?
Sevinçten yerinizde duramaz halde misiniz?
Huzurlu musunuz, mutlu musunuz?
Ne yazık ki hayır!
Cumhuriyet düşmanları bizim bu duyguyu yürekten hissetmemize, bayramlarımızı doya doya yaşamamıza hiçbir zaman izin vermedi.
Her zaman kara çaldılar, iftira attılar; bu ülkeyi kurtaran ve Cumhuriyet’i kuran o güzel insanlara…
Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmek için birbirleriyle yarıştılar.
Sanki dinlerini yaşamalarını engelleyen varmış gibi bugün bile “din düşmanı” ilan ediyorlar anayasasında “laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti” olduğu yazı olan Türkiye Cumhuriyeti’ni…
*
Bu ülkeyi gerçekten sevenler, bu topraklarda yaşamaktan gurur duyanlar, yani aydınlar, şairler, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları, sanatçılar uyduruk gerekçelerle zindanlara atılarak ödedi bu sevginin bedelini…
Uğur Mumcular, Bahriye Üçoklar, Ahmet Taner Kışlalılar, Muammer Aksoylar, Hırant Dinkler, Turan Dursunlar ve diğer onlarcası yobazlar tarafından katledildi.
Tatlımıza acı kattı cumhuriyet düşmanları, mutluluğumuzu, gururumuzu, coşkumuzu yaşatmamak için ellerinden geleni artlarına koymadı.
*
Ve ne yazık ki devlet katında bile değersizleştirildi milli bayramlar… Beyler ya bir gerekçe göstererek bayram kutlamalarını iptal etti; ya da hep bir mazeretleri oldu törenlere katılmamak için!
Mecbur kalıp formalite gereği gittiklerinde ise “mış gibi” yaptılar…
Mutluymuş gibi yaptılar ama mutlu olmadılar.
*
Bugün bayram… Cumhuriyet Bayramımız hepimize kutlu olsun…
Ama lütfen söyleyin; biraz olsun bayram coşkusu var mı içinizde?
Beni sorarsanız…
Elbet bir gün bu bayramı bağıra çağıra, hoplaya zıplaya kutlayacağım.
Biliyorum; çok uzak değil o gün…
Biliyorum; yakın bir gelecekte gelecek!