Bu Ziyaretler Hayra Alamet Değil!.. Kılıçdaroğlu Silivri’ye Niye Tekrar Gider?..
MedyaRadar siyaset analisti Atilla Akar, CHP kurultayı yaklaşırken Kemal Kılıçdaroğlu’nun Silivri’de İmamoğlu ziyaretlerinin şifresini çözmeye çalıştı…
Efendim; CHP şu an onca uğraşı arasında birde kurultayla karşı karşıya. Kurultay kayyuma karşı bir önlem gibi düşünülse de iş çoktan bu boyutu aşmış gibi. Aşmış gibi çünkü; herkes yaklaşan kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağını konuşuyor. Ancak bana kalırsa kurultay aynı zamanda CHP içi dengelerin, yakınlıkların, ittifakların değişmekte olduğunun da işaretlerini taşıyor. Gizli veya açık bir hesaplaşma yaşanacak. Hele sabredin!..
Dörtlü Denklem Çözülüyor!..
Örneğin düne kadar Özgür Özel’le Ekrem İmamoğlu’nun uyum içinde birlikte çalıştıkları söylenirken, şimdilerde İmamoğlu’nun içeri girmesi ve siyasi yasaklı hale gelme ihtimali yükseldiği için durumun değişebileceği söyleniyor. Dahası Mansur Yavaş gitgide geri plana düşüyor gibi. (Hatta Saraçhane’deki gafı yüzünden Özel’den isim zikretmeden bir tür fırça bile yedi) Gitgide geriliyor gibi.
İlaveten Özgür Özel son dönemde hayli parlamış ve parti üzerindeki hakimiyetini tam sağlayamasa bile kontrol altına almak için bazı adımlar atmış bulunmaktaydı. (O kadarki Özel’in gözünün cumhurbaşkanlığında olduğu bile söyleniyordu) Kurultay bunun bir adımı olabilirdi. Kısaca 4’lü denklemde yani İmamoğlu / Özel / Yavaş / Kılıçdaroğlu ekseninde yeni kombinasyonlar oluşabilirdi. Bilhassa kimilerine göre Kılıçdaroğlu “Anahtar” rol oynayabilecek bir konuma yükselebiliyordu. Kimi desteklerse o abat olacak gibi bir imaj yayılıyordu. Ne derece doğru bilmiyorum. Abartı da olabilir!..
Kılıçdaroğlu’nun Ani Ziyaretleri!..
Fakat şu sıralar dikkat çeken başkaca bir durum daha var. O da Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nu Silivri’de 2 kez ziyaret etmesi oldu. İlki anlaşılırdı. Ama 2.’si neyin nesi? Bayram ziyareti bahaneli galiba ama gene de tuhaf. Sıra dışı garip bir durum. (İlaveten Dilek İmamoğlu’nu da ziyaret etti) Bir ziyaret daha olur mu acaba? Olursa neye delalet olur? Daha bir emin olur muyuz? Bu arada ne görüşüldü acaba? Bir karara varıldı mı? Enteresan!..
İşte bu ziyaretler Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’ndan yeniden genel başkan seçilmesi için destek istediğine yoruldu. Doğrusu şüphe çekiciydi. Çevresinden bazı kişilerinde onu buna zorladığı söyleniyor. Muhtemelen Kılıçdaroğlu’nunda gönlü var ama mantığı engelliyor. Kesin emin olmadan böyle bir adım atmaz. İşte İmamoğlu ziyaretlerini de bu adım için olduğu söyleniyor. Olabilir mi? Zannetmiyorum ama siyasette her zaman olmazlara yer var. Tabii bütün bunlar CHP’de suyu bulandırmak için ortaya atılmış rivayetlerde olabilir o başka!..
Kavga Çok Cepheli!..
Bu konularda rivayet muhtelif. Kılıçdaroğlu’nun delegeler üzerinde bir ağırlık kurmaya çalıştığı söyleniyor. PM için ayrı bir kavga var gibi. Yarıdan biraz fazlasının İmamoğlu yanlısı olduğu söyleniyor. Özel bu matematiği tersine çevirmeye uğraşıyor deniyor.
Geçen gün İstanbul’un ilçelerinden birinin eski ilçe başkanı okul arkadaşım ile konuşuyordum. Ona göre Özgür Özel başkanlıkta rakipsiz. Blok liste çıkar ve en fazla 10 kişi listeyi deler. Kılıçdaroğlu onun tabiriyle “Avucunu yalar” (Bundan sonra “İmamoğlu ne derse o olur” da diyor) Bu düşünceler onun. Ne derece geçerli bilmiyorum. Pratik siyasette yokum…
Hesaplar Başka Görünüyor!..
Bana kalırsa Kılıçdaroğlu’nun adaylığından ziyade (Ki, sıfırdır diyemem, olmazsa belki de desteklediği bir aday çıkartabilir. Bir ara Oğuz Kaan Salıcı’nın adı geçmişti galiba) başka şeyler gündemde olmalı. Bu ise Parti mecisine kimin ne kadar adam sokacağı ve Özgür Özel’in önünün nasıl kesileceği ve CHP’de kimin hangi görevlere geleceği ile ilgili olmalı. Bu anlamda Kılıçdaroğlu partiyi çevrelemeyi, Özel’i kuşatmayı ve geriletmeyi planlıyor olabilir. Şayet denildiği gibi İmamoğlu’da Özel’den kuşkulanıyorsa belki tam ittifak değil ama Kılıçdaroğlu ile geçici “Dayanışma” içine girebilir. Ben buna daha kuvvetli ihtimal veriyorum.
Asıl Engel Psikolojik!..
Tabii birde önceki yazımda belirttiğim gibi şu psikolojik faktör var. Bilhassa aday olmaya kalkışırsa bir tür “ihanet” gibi algılanacaktır. Bu “Psikolojik engel” dir. Ayrıca bugünkü koşullarda Kılıçdaroğlu istese bile aday olamaz. Gücü zaten yetmeyebilir. Dahası parti içi kadrolar ve CHP tabanının bunu isteyebileceğini zannetmiyorum. “Bir bölen” muamelesi görebilir.
Öyle veya böyle CHP’de kapışma ve tartışmalar bitmemiş görünüyor. Umarım kendilerine yeni ayak bağları yaratmazlar. Bakalım bu ziyaretler hayra mı şerre mi delalet edecekler?..
NOT: Lütfen bu yazıyı 28 Mart 2025 tarihli “Fırsat bu fırsat! Kılıçdaroğlu aday olur mu?” başlıklı yazımla birlikte okuyunuz…