BU YIL PORTAKAL'I SIKTIĞIMIZDA SADECE ''SİNEMA''AKACAK!
Yazarımız Murat Tolga Şen, Antalya'da düzenlenen 50. Altın Portakal basın toplantısını takip etti ve izlenimlerini okurlarımızla paylaştı.
Pazar günü Antalya’ya uçup bir gece konakladıktan sonra
Pazartesi saat 11’de Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) yapılan 50.
Altın Portakal Uluslararası Film Festivali basın toplantısına
katılıp akşamında İstanbul’a döndüm.
Antalya belediye başkanı Mustafa Akaydın bu yıl 50.si yapılacak
olan festivalle ilgili anahtar bilgileri basına verdi ve sonrasında
bir soru cevap bölümü gerçekleştirildi.
50. Altın Portakal’ın bütçesi 5.5 Milyon TL… Bu yüksek bir rakam
gibi görünebilir ancak Akaydın’ın başkanlığından önce 2008’de
gerçekleştirilen 45. Portakal tam 23 Milyon TL’ye mal olmuş! Bunun
7.2 Milyon TL’si bakanlık yardımı ancak her ne hikmetse CHP
yönetimi başa geçince bu yardım giderek azalarak kuşa dönmüş. Geçen
yıl 500.000 TL olarak verilen bakanlık desteği bu yıl 250.000 TL
olarak açıklanmış ve henüz Aksav tarafına ödenmiş bir şey
yokmuş.
Malum, festivallerde yarışan filmlerin çoğu ilk yönetmenlik
denemelerinden oluşuyor. Bu yıl da öyle olmuş. Yarışmak için
başvuran 62 filmin 45’i ilk film… Festival yönetimi bu yüzden
55.000 TL olan “en iyi ilk film” ödülünü 100.000 TL’ye çıkarmış,
güzel bir gelişme ancak bunu yaparken Halkın Portakalı bölümünde
verdiği 30.000 TL’lik ödülü de 20.000 TL’ye düşürmüş. Bunu başkanın
açıklamasından değil salonda bulunan Cennet Nine yanındaki başka
teyzelerden öğrendik.
Bir de şu “ilk film paradoksu”çözülebilse harika olurdu! Geçtiğimiz
yıl “en iyi ilk film” ödülünü Zerre aldı, “en iyi film”i ise
Güzelliğin 10 Par Etmez. Fakat o da bir ilk film… Eğer Zerre en iyi
ilk filmse bir başka ilk film nasıl en iyi film olabilir?
Ulusal yarışma filmlerinin beni çok heyecanlandırdığını söyleyemem.
Merakla beklediğim üç film var; Mehmet Bahadır Er’den “Sev Beni”,
Atalay Taşdiken’den “Meryem” ve Ramin Matin’den “Kusursuzlar”…
Festival için hazırlanan ve 50 yılı kapsayan sinema kitapları
gerçek bir hazine niteliğinde… Hepimiz için birer başvuru kaynağı
olabilecek nitelikte eserleri sinemaseverlerin kütüphanelerine
kazandırıyor Portakal, kaçırmayın!
Osmanlı’nın ilk sinemacıları olan Manaki kardeşlerin filmleri
restore edilip festivalde gösterilecek. Bu festivalin en güzel
haberi, izlemek için sabırsızlanıyorum. Muhtemelen bu festivalden
sonra ilk sinemacımızın Fuat Uzkınay olduğuyla ilgili hatalı bilgi
de gözden düşecektir.
Bu festivalde de bazı tehlikeli yakınlaşmalar gördüm. Ön jüride bir
meslek örgütünün başkanı var ve o meslek örgütünden bir başka
kişinin yönetmenliğini yaptığı film, 62 aday arasından
yarışacak 10 film arasına girmiş. İzlemeden bilemem, belki de çok
iyi bir eserdir ancak bu etik mi? Yorumu size
bırakıyorum.
Festivalde bu yıl konser, eğlence vs. pek yok, varsa yoksa sinema!
Benim başkana sorduğum soru ise şu oldu: filmlerin hangi
festivalde, kaç izleyiciye ulaştığının da mutlaka ölçülmesi ve ilan
edilmesi gerekir. Altın Portakal bunu yapıp hangi yarışma filmi kaç
kişi tarafından izlendi ilan edemez mi? Böylelikle birileri de bu
filmlerin, 3-5 kişinin izlediği gereksiz işler değil de memleketin
kültür hayatına yön veren eserler olduğunu anlar.
Başkan Akaydın, geçtiğimiz yıl 120.000 kişinin festival filmlerini
izlediğini söyledi ancak sanırım sorum tam anlaşılamadı ki, bence
sormayı beceremedim; “hangi filmi kaç kişi izledi?” meselesini
çözemedik. Salonda bulunan Aksav yöneticilerinden sesimi duyan
çıkmıştır umarım.
Aksav bizi güzel ağırladı. İyi bir otelde geceledik, toplantı
sonrasından çok şık bir restoranda yemek yedik ancak onu yazmak
başkalarının işi... Benim derdim sadece sinema… Filmlerde
buluşuruz!
MURAT TOLGA ŞEN / [email protected] / twitter.com/murattolga