14 Haz 2010 09:12
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:22
BU YAZI TELEVİZYON DÜNYASINI ALT ÜST EDECEK!
Bugün Gazetesi yazarı Aykut Işıklar öyle bir iddiayı kaleme aldı ki; yer yerinden oynayacak!
İşte Aykut Işıklar’ın gündeme bomba gibi düşecek o yazısı:
Dün size de okuttuğum üç satırlık okur mektubu aslında son üç yılın en çarpıcı magazin haberi.
Gazeteci-haberci geçinenlerin üzerine atlayacağını sanıyordum. Araştırmak da çok zor veya pahalı değil. Demiştim ki... "Çok popüler, çok para kazanan bir TV’ci (evli, çocuk sahibi, düzgün bilinir) meğerse yanından hiç ayırmadığı asistanı ile üç yıldır yasak aşk yaşıyormuş. Asistan günün birinde bakmış ki ne şöhret olabiliyor ne de eş... Sadece yasak sevgili veya yetenekli asistan kalıyor. ’Kusura bakma, sen milyonlarca doları götürüyorsun, 400 bin liralık araba ile dolaşıyorsun, dünyanın en ilginç yerlerinde TV programı yapıyorsun ama ben... Seninle hayatı paylaşan ama ismi bile bilinmeyen gizli kahraman TV’ci veya utanılacak iş yapan bir genç kız... Bu iş daha fazla yürümez’ demiş.
Çantasını alıp çıkmış. Ama zamane kızı, fazla uzağa gitmemiş. Öyle çabuk pes edecek değil. Yine çok ama çok popüler bir TV yıldızı delikanlı bulmuş. Nerede ve nasıl buldu ise... Yıllardır ’ha evlendi ha evlenecek, evde kaldı, annesi istedi abisi kabul etmedi’ diye yazılan zengin şöhreti avucuna almak zor iş değil. Bu konularda çok zayıf. Kızımız zengin ve şöhretli TV yıldızı delikanlı ile flört etmeye başlamış. Gazete ve TV’lerde kendini görmüş, şöhret olmuş. Kimseden kaçmadan, saklamadan hatta babasına-anasına tanıştırdığı bir ilişki... Dediklerine göre de büyük aşk başlamış. Şimdi nişan-düğün konuşuluyor."
Diyeceksiniz ki ’ne olacak yani. Şimdiki kızlar gömlek değiştirir gibi sevgili değiştiriyor. Bunda çok şaşırtıcı bir durum yok. Kız çok uyanık, evli TV’ci sevgilisinden açıkça intikam alıyor.’
Yoo işin ilginç yanı eski yasak aşk veya ilişki değil. Damat adayının düştüğü trajik durum. Aşık olduğu kızın, eski patronu ile yasak aşk yaşadığını bilmiyor. Bilse bu duruma düşer mi? Programına davet eder mi, kardeş gibi gördüğü yerde boynuna sarılır mı? Olay bu işte. Büyük haberciler, yazdıklarını, çizdiklerini ve bildiklerini şöyle bir düşünsün bakalım. Haberin kralı değil mi? Peki neden yazamıyorlar veya araştırmıyorlar?
Birileri milyon dolarları götürürken gazeteci Tayfun Talipoğlu’nun 12 kişiye dağıttığı 25 bin lirayı tartışan gazetecilerin de ne düşündüğünü, neyin peşinde olduklarını biliyorum. Tayfun yıllarca tırnakları ile kaza kaza iyi gazeteci ve TV’ci oldu. TRT’den her hafta 100 bin dolar alsa hakkıdır. Bu paraları alan habercileri de biliyoruz. Tayfun’un eşi için ’tanımıyorum ama mükemmel bir eş olduğuna eminim’ demiştim. Hiç yanılmam, tam düşündüğüm eş, hayat arkadaşı yani idealist Türk kadını çıktı. Bana gönderdiği teşekkür mektubunu onur ve gururla paylaşıyorum.
Bir yanda milyonları asistanlara yediren hiçbir işe yaramayan genç TV’ciler, diğer yanda ülkesini ve halkını anlatmak için binlerce km yol diyen Tayfun... Eşi Filiz Talipoğlu’nun mektubunu lütfen okuyun.
"Merhaba Aykut Bey;
Yürek, zaman, emek...
Tayfun olmak için gereken bir iki ayrıntı...
Ben emekli bir öğretmen, Tayfun’un bir ara yapım işlerini yürütmüş sonra da yılda 60 gün eve gelebilen bir eşi beklemenin kaçınılmaz olduğu bir yazgıda ’’bari güzel bir yerde ömür boyu bekleyeyim ’’deyip, Kazdağları’na yerleşmiş, çalışkan bir kadınım.
56 yaşındayım. Başarılı bir eşe gölge etmemeyi düstur edindim.
Bitki çaylarımın çiçeklerini ellerimle toplar, konuklarıma sunarım.
Ev yapımı hatta bahçemde ürettiğim sebze ve meyvelerimden harikalar yaratırım. Ellerim kadın eli gibi değildir. Çiziktir, otlardan leke olur bazen... Onlara bakıp, hayatı ve işimi sever, aldırmam çiziklere
yeter ki kalpler incinmesin...
Filiz Talipoğlu
Emekli öğretmen, turizmci."
Dün size de okuttuğum üç satırlık okur mektubu aslında son üç yılın en çarpıcı magazin haberi.
Gazeteci-haberci geçinenlerin üzerine atlayacağını sanıyordum. Araştırmak da çok zor veya pahalı değil. Demiştim ki... "Çok popüler, çok para kazanan bir TV’ci (evli, çocuk sahibi, düzgün bilinir) meğerse yanından hiç ayırmadığı asistanı ile üç yıldır yasak aşk yaşıyormuş. Asistan günün birinde bakmış ki ne şöhret olabiliyor ne de eş... Sadece yasak sevgili veya yetenekli asistan kalıyor. ’Kusura bakma, sen milyonlarca doları götürüyorsun, 400 bin liralık araba ile dolaşıyorsun, dünyanın en ilginç yerlerinde TV programı yapıyorsun ama ben... Seninle hayatı paylaşan ama ismi bile bilinmeyen gizli kahraman TV’ci veya utanılacak iş yapan bir genç kız... Bu iş daha fazla yürümez’ demiş.
Çantasını alıp çıkmış. Ama zamane kızı, fazla uzağa gitmemiş. Öyle çabuk pes edecek değil. Yine çok ama çok popüler bir TV yıldızı delikanlı bulmuş. Nerede ve nasıl buldu ise... Yıllardır ’ha evlendi ha evlenecek, evde kaldı, annesi istedi abisi kabul etmedi’ diye yazılan zengin şöhreti avucuna almak zor iş değil. Bu konularda çok zayıf. Kızımız zengin ve şöhretli TV yıldızı delikanlı ile flört etmeye başlamış. Gazete ve TV’lerde kendini görmüş, şöhret olmuş. Kimseden kaçmadan, saklamadan hatta babasına-anasına tanıştırdığı bir ilişki... Dediklerine göre de büyük aşk başlamış. Şimdi nişan-düğün konuşuluyor."
Diyeceksiniz ki ’ne olacak yani. Şimdiki kızlar gömlek değiştirir gibi sevgili değiştiriyor. Bunda çok şaşırtıcı bir durum yok. Kız çok uyanık, evli TV’ci sevgilisinden açıkça intikam alıyor.’
Yoo işin ilginç yanı eski yasak aşk veya ilişki değil. Damat adayının düştüğü trajik durum. Aşık olduğu kızın, eski patronu ile yasak aşk yaşadığını bilmiyor. Bilse bu duruma düşer mi? Programına davet eder mi, kardeş gibi gördüğü yerde boynuna sarılır mı? Olay bu işte. Büyük haberciler, yazdıklarını, çizdiklerini ve bildiklerini şöyle bir düşünsün bakalım. Haberin kralı değil mi? Peki neden yazamıyorlar veya araştırmıyorlar?
Birileri milyon dolarları götürürken gazeteci Tayfun Talipoğlu’nun 12 kişiye dağıttığı 25 bin lirayı tartışan gazetecilerin de ne düşündüğünü, neyin peşinde olduklarını biliyorum. Tayfun yıllarca tırnakları ile kaza kaza iyi gazeteci ve TV’ci oldu. TRT’den her hafta 100 bin dolar alsa hakkıdır. Bu paraları alan habercileri de biliyoruz. Tayfun’un eşi için ’tanımıyorum ama mükemmel bir eş olduğuna eminim’ demiştim. Hiç yanılmam, tam düşündüğüm eş, hayat arkadaşı yani idealist Türk kadını çıktı. Bana gönderdiği teşekkür mektubunu onur ve gururla paylaşıyorum.
Bir yanda milyonları asistanlara yediren hiçbir işe yaramayan genç TV’ciler, diğer yanda ülkesini ve halkını anlatmak için binlerce km yol diyen Tayfun... Eşi Filiz Talipoğlu’nun mektubunu lütfen okuyun.
"Merhaba Aykut Bey;
Yürek, zaman, emek...
Tayfun olmak için gereken bir iki ayrıntı...
Ben emekli bir öğretmen, Tayfun’un bir ara yapım işlerini yürütmüş sonra da yılda 60 gün eve gelebilen bir eşi beklemenin kaçınılmaz olduğu bir yazgıda ’’bari güzel bir yerde ömür boyu bekleyeyim ’’deyip, Kazdağları’na yerleşmiş, çalışkan bir kadınım.
56 yaşındayım. Başarılı bir eşe gölge etmemeyi düstur edindim.
Bitki çaylarımın çiçeklerini ellerimle toplar, konuklarıma sunarım.
Ev yapımı hatta bahçemde ürettiğim sebze ve meyvelerimden harikalar yaratırım. Ellerim kadın eli gibi değildir. Çiziktir, otlardan leke olur bazen... Onlara bakıp, hayatı ve işimi sever, aldırmam çiziklere
yeter ki kalpler incinmesin...
Filiz Talipoğlu
Emekli öğretmen, turizmci."