BU YAZI TARTIŞMA YARATACAK! ATATÜRK, CUMHURİYET'İ KURARKEN KAÇ PROMİL ALKOLLÜYDÜ?
Zaman yazarı Mümtaz'er Türköne, yazısında tarihe yön veren önemli kararların ayık kafayla alınmadığını iddia etti.
Bugünkü yazsında alkol satışını kısıtlayan kanunun yürürlüğe
girmesini konu edinen Zaman yazarı, eski Ülkücü Mümtazer Türköne,
Atatürk’ün içki içmesine vurgu yaptı. "Cumhuriyet tarihinin önemli
kararlarının, içki masasında alındığını bilmeyen yok." diyerek
sordu: "Acaba masadakilerde tek tek kaç promil alkol çıkardı."
MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE’NİN BUGÜNKÜ YAZISI
Bu karşı çıkışın özü, “yaşam biçimine müdahale” itirazına
dayanıyor. Kanun aslında, içinde alkol bulunan içkilerin satışına,
reklamına; daha doğrusu tüketiminin özendirilmesine sınırlamalar
getiriyor. Meseleyi ortak bir zeminde tartışabilmek için, her gece
içenlere, hayatında bir damla içkiye bile yer vermemiş olanların şu
soruyu sorması lâzım: Alkol tüketiminin özendirilmesi doğru mu?
Dinî yorumları dışarıda bırakıp bu soruyu sadece kamu sağlığı ile
sınırlandırmak ve kanunun gerekçesinde buluşmak mümkün. Alkollü
içkilerin ışıklı vitrinlerde, özellikle çocukların gözüne sokarak
teşhir edilmesi hiç ummadığınız derin yaralar bırakabiliyor. Benim,
çocukluğumda oluşan Tek Parti dönemine itirazlarım gibi.
"İÇKİNİN ÜZERİNDE, BAĞIMLILIK YEMİNLERİ ETTİĞİNİZ ATATÜRK
RESMİ"
Çocukken, içki şişelerinin dizildiği bakkal veya büfe vitrinlerinde
dikkatimi en çok etiketinde Atatürk resminin yer aldığı bir şişe
çekerdi. En küçük yaşta bile, Tekel ibaresi bulunan bu şişelerle,
akşam üzerleri sokakta yürüyemeyen, kendi kendine konuşan veya
köşede sızmış kalmış zavallı sarhoşlarla ilişki kurmaya
başlıyorsunuz. Bir çocuğun masum zihin dünyasında bir yere
yerleştirmesi oldukça güç bir durum olduğunu çok iyi hatırlıyorum.
Vitrinlerde sıra sıra şişeler ve ellerinde bu şişelerle pis kokular
içinde yürümekten aciz sarhoşlar. Hepimizin hafızasında, sarhoşlara
dair mutlaka sevimsiz imgeler vardır. Korku ve merakın ateşlediği
hayal dünyasında yer eden her çocuk için etkileyici ve irkiltici
sahneler. Derin bir çocuk merakı ile anlam veremediğim şey,
üzerinde Atatürk resmi bulunan içkiydi. Dün merak ettim, içki satan
bir dükkâna girip sordum. Üzerinde aynı resim duruyor. Merak
edenler benzer bir dükkâna girip Kulüp Rakısı’nı soruşturabilirler.
Sorabileceğim herkese sordum. “Büyüyünce anlarsın” imaları ile
kimseden tatmin edici bir cevap alamadım. İlkokul çağlarım,
Atatürkçülüğün büyük patlama yaşadığı 60’lı yılların ikinci
yarısında geçti. Kafanızda kötü bir sarhoş imgesi, bu sarhoşluğu
veren bir içkinin üzerinde, her gün bağlılık yeminleri ettiğiniz ve
şükranlarınızı sunduğunuz Atatürk resmi.
"ATATÜRK HER ZAMAN KULÜP RAKISI
İÇERMİŞ"
Etikette profilden bir kişinin daha resmi var. Her ikisinin elinde
birer rakı kadehi ve masada bir rakı şişesi. Diğer kişi de İsmet
İnönü imiş. Meğer bu resim üzerine, efsanelerle dolu külliyetli bir
literatür oluşmuş. Resmi yapan, Türkiye’de grafik sanatının
kurucusu olarak kabul edilen İhap Hulusi Görey, 1932’de Atatürk’ün
siparişi ile ilk alfabe kitabının kapağını yapan kişiymiş aynı
zamanda. Şu Atatürk’ün manevi evladı Ülkü’ye kucağında alfabe
öğrettiği meşhur resim. Kulüp Rakısı, 1930’dan beri bu resmi
kullanıyor. Resimdeki kişilerin gerçekten Atatürk ve İsmet İnönü
olup olmadığı konusunda ihtilaflar mevcut. Lakin kesin olan bir şey
var: Atatürk her zaman Kulüp Rakısı içermiş.
"TARİHE ŞEKİL VERİRKEN KAÇ PROMİL
ALKOLLÜYDÜLER"
Cumhuriyet tarihinin önemli kararlarının, içki masasında alındığını
bilmeyen yok. Çankaya’da garsonlar Kulüp Rakısı servis ediyor,
masada beyaz peynir ve Çorum leblebisi. Çocukken sorduğunuz
soruların devamını, yine çocukça bir merakla takip ediyorsunuz.
Herhalde masada en rahat içen Atatürk’tü. Diğerlerinin tedbiri
bırakmayacak kadar rahatladıklarını tahmin edebiliriz. Biraz da
tarihçi merakı: Türk Tarih Tezi belirlenirken, Türkçe ezana karar
verilirken, Güneş Dil Teorisi’ne son şekli çizilirken ölçmek mümkün
olsaydı acaba masadakilerde tek tek kaç promil alkol çıkardı.
Meret, şişede durduğu gibi durmuyor, koskoca bir tarihe şekil
veriyor. Kimbilir belki de, bu tarihî kararlar ayık kafa ile
alınsaydı Tek Parti döneminin ömrü daha uzun olacaktı. Atatürk
bugün geri gelseydi, alkol yüzünden kısa süren hayatına bakıp
“İçki, Cumhuriyet’in ömrünü kısaltır” gibi bir vecize söyler ve biz
de bu sözü, son kanuna ekleyip marketlerin içki reyonlarına
asardık. Kimseden de itiraz gelmezdi.