Bu yazı medya dünyasını çok sarsacak! İzzet Çapa Cengiz Semercioğlu'nu topa tuttu!
Hürriyet'in eski röportajcısı İzzet Çapa kendisini isim vermeden eleştiren Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu'na seslendi. Sorduğu 13 soruya yanıt istedi...
Hürriyet'in eski röportajcısı İzzet Çapa, superhaber.tv sitesindeki
"Kıvırma Cengiz!" başlıklı yazısında Hürriyet’in magazin yazarı
Cengiz Semercioğlu’nun "akçeli işleri" olduğu iddialarını gündeme
getirdi.
İzzet Çapa, Cengiz Semercioğlu'nun kendisi hakkında "atıp
tuttuğunu" dile getirerek, "Bak Cengiz en başta şunu söyleyeyim,
öyle sağda solda gıyabımda atıp tuttuğun gibi benim Hürriyet’le
hiçbir alıp veremediğim yok kardeşim" diye yazdı.
İzzet Çapa yazısında, "Derdim, o kocaman müessesenin içindeki köylü
kurnazı-küçük adamlarla, yani bizzat sen ve senin gibilerle..."
diyerek hedefinin de doğrudan Cengiz Semercioğlu olduğunu
yazdı.
"Aslında meselenin doğrusunu buz gibi biliyorsun" diyen İzzet Çapa
yazısında şu ifadeleri kullandı:
Hakkımda mesnetsiz iftiraların atıldığı o dönemden sonra patronun
beni holdingin genel merkez binasına çağırdı. En büyük patron
Vuslat Hanım, şahitlerin de olduğu o toplantıda bana, “Gitmene izin
vermiyorum, sen bize lazımsın” dedi.
Oysa benim Hürriyet’le derdim o meseleden aylar öncesine
uzanmaktaydı. Bıkmıştım çevirdiğiniz dolaplardan. Arkamdan "Zengin
piçi" diye atıp tutmanızdan sıkılmıştım.
Sizlerle baş edemeyecektim ve "Bu bana ders olsun" deyip, çekip
gittim. Ama sizlere de boyun eğmedim, bu da size ders olsun
istedim. Gelelim sadede.
Daha önce de iki kere istifa ettim Cengiz hatırladın mı? Elbette
hatırladın. Ama o çok sevdiğin Fikret Abi’nle, gazetenin Genel
Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Karaköy Colonie’deki bir öğle yemeğine
götürüp beni geri dönmeye ikna ettiler. O zamanlar da buna çok
üzüldüğünü biliyordum. Velhasıl öyle ağzında eveleyip gevelediğin
gibi ben oradan kovulmadım kardeşim. Onlarca şahidin de, senin de
bildiğin gibi kendim gittim. Yani bana “Sen kovuldun, kuyruk acın”
var mavallarını hiç boşuna okuma.
Şimdi gelelim senin bugünkü yazına... Aylardır sorduğum sorulara
bugün köşende isim vermeye bile cesaret edemeden kendince bir cevap
yazmışsın. Her zamanki gibi yine yalanlar söyleyip, kıvırmışsın.
Şimdi ben buradan o soruları bir daha yöneltiyorum sana. Eğer bir
parça adamsan ve zerre meslek ahlakın kaldıysa bu sorulara ister
Kelebek’teki köşenden, ister sosyal medya hesabından cevap ver. Yok
olmaz dersen, bana bir e-mail at. Aynen yayınlamazsam ve mümkün
değil ama haklıysan, senden özür dilemezsem de ben adam değilim.
Hodri meydan!
Bir - Bugünkü yazında, “Mahsun filmini haber
yaparız. Ne nikah şahitliğimiz kalır ne de PR’cı eski eşimiz...”
demişsin. Soruyorum!
Mahsun’un nikah şahidi ve kadim dostu senin de bağlı bulunduğun
gazetenin tepe yöneticisi Firket Ercan değil mi?
Mahsun’un ‘Vezir Parmağı’ da dahil bugüne kadar çektiği tüm
filmlerin PR, basın organizasyon işlerini, ortağın Selim Akçin’in
eski eşi Filiz Öcal’ın PR şirketi Deep İletişim yapmadı mı? PR’cı
Filiz’le, eski kocası Selim ve senin arandaki bu akçeli hukuk sence
etik mi?
İki - Bugünkü yazında bahsetmemişsin ama kardeşin
Cem Semercioğlu’nun yapım şirketinden gelen yüzlerce habere gazeten
Kelebek’te imtiyaz sağlamadın mı? Sence bir gazete yöneticisinin,
kardeşinin yapım şirketinin haberlerini gazetesinde çarşaf çarşaf
yayınlaması etik mi? Buradan götürdüğünüz paraları içine sindirmek
için hangi sodayı kullanıyorsun?
ACUN’UN PR İŞLERİNİ ALMAK İÇİN FAİK’İ ACUN’A GÖNDERDİNİZ
Mİ
Üç - Medyada gazeteciliğinden çok PR’cılığıyla
tanınan, bir dönem benimle de çalışan Faik Erdemli imzasıyla giren
haberlerde rant ilişkisi var mı, yok mu? Eğer adamsan Faik’in
kimlerden, ne karşılığında haber yapmak için para aldığını açıkla.
Sen açıklamazsan ben açıklarım. Faik, medyanın amiral gemisi
Hürriyet’te kadrolu- sigortalı olarak mı çalıştı, yoksa senin
çantacın kontenjanından mı haber yapar oldu Kelebek’e? Acun’un PR
işlerini almak için Faik’le Acun’a gönderdiniz mi? Acun’un PR
işlerini almak için gazeteni baskı aracı olarak kullandın mı?
Dört - Çok ünlü bir televizyon patronunun adı
bende saklı eski eşi, Faik aracılığıyla Selim Akçin’in beğendiği 3
bin Pound’luk montu Londra’dan satın alıp, bizzat Faik eliyle
Selim’e göndermedi mi? Montu fazla cafcaflı bulan Selim, “Faik bunu
sat, parasını getir bana” dedi mi, demedi mi? Sence bir gazetecinin
haber kaynağından 15 bin liralık hediye alması etik mi? Bu olayı
hiç duymadın mı, yok eğer duyduysan konuyla ilgili ne yaptın?
Beş - Sen, Selim Akçin, Star’ın tepe yöneticisi
Ömer Özgüner ve Faik Erdemli, birlikte kurduğunuz medya sitesi
MedyaTava’da çıkarlarınızı manipüle etmek için haber yaptnız mı,
yapmadınız mı? Eğer aksini iddia ediyorsan hatırlatırım, önümde
kocaman bir dosya var MedyaTava’yla ilgili. Gün gün yazarım hangi
haberleri yaptığınızı ve siteyi kendinize yakın adamları önemli
pozisyonlara getirmek için nasıl kullandığınızı... Bence sen
açıkla, yoksa medyadaki cevval üçlünün bütün koordinatlarını
deşifre etmeye doğru gidiyor mesele bilesin... (Ben sana Cihangir
Susam ve vefat etmiş bir abinin eski eşi diyeyim, ötesini sen anla
kardeşim...)
GAZETECİLİK AHLAKINA YAKIŞIR MI
Altı - Medyada da günlerce haber olan Samsung cep
telefonu olayında faturayı çıkarıp herkesi susturmuştun. Şimdi ben
sana soruyorum. O telefon TV8’de çalıştığın dönemde herkesin önünde
sana hediye edilmedi mi? Gösterdiğin fatura Faik’in daha önce
kendine kredi kartı ile aldığı başka bir cep telefonuna ait değil
mi? İnsanları başkasına ait faturayla kandırmak gazetecilik
ahlakına yakışır mı?
Yedi - Hürriyet’ten kaç para maaş aldığını
biliyorum, yalanlamaya kalkarsan bordronu yayınlarım. Şimdi
soruyorum, memleketin ekonomisi bu kadar sıkıntı yaşarken,
kazandığın o orta düze maaşla bu inanılmaz serveti nasıl elde ettin
kardeşim? Bindiğin pahalı araba ve Cihangir’deki astronomik daireyi
maaşınla mı aldın? Yok, değilse nasıl, kimlerden gelen paralarla?
Ve kimin üzerine kaydettirdin? Eşinin ve senin evlendikten sonraki
mal beyanındaki artışı açıklamaya yüreğin var mı?
Sekiz - Yine bugünkü yazında “Çalgı Çengi’yi haber
yaparız. Ne Ahmet’le Murat’tan para aldığımız kalır, ne gizli saklı
çevirdiğimiz dolaplar...” demişsin. Soruyorum, ‘Çalgı Çengi’
filminin de basın PR işini Filiz Hanım yapmadı mı?
Dokuz - Daha çevrilmeye başladığı günden itibaren
gazetende haber olan Şahan Gökbakar’ın filmi ‘Recep İvedik’ de
Filiz Öcal’ın şirketi Deep İletişim’le çalışmıyor mu?
On - Sosyal medya hesaplarından takip ediyoruz.
Maşallah Evliya Çelebi gibi olmuşsun. Bu seyahatlerin kaçının
parasını cebinden ödedin? Kaçını seni seyahate götüren dostların
karşıladı? Bu seyahatlerden sonra kaç tanesiyle ilgili haber yaptın
ve yaptırdın gazetende?
On bir - Gazetenin yazarlarının dünyanın dört bir
tarafına yaptığı astronomik ballı seyahatleri, senin haber kaynağın
olan sanatçılara satılan şarkı sözlerini ve buralardan kazanılan
paraları etik buluyor musun?
AYNI FİLMLE İLGİLİ MUAZZAM BİR ÖVGÜ YAZISI DÖŞENMİŞ OLMAN
TESADÜF MÜ
On iki - BKM’nin filmi ‘Dedemin Fişi’ ile ilgili
yazdığım eleştiri yazısının Kelebek’ten çıkarıldığı gün, senin aynı
filmle ilgili muazzam bir övgü yazısı döşenmiş olman tesadüf mü?
Benim gibi senin de aklına ‘Bu işte bir Çapanoğlu var’ sorusu
gelmiyor mu?
Ve son soru: Dürüstlüğünden kimsenin şüphesi
olmayan okur temsilciniz Faruk Bildirici’nin Kelebek’i eleştirdiği
Trump Tower haberini köşesinden akşam yedide çıkarttırdığınız gün
kutlama yaptınız mı, yapmadınız mı? ‘Fincanı taştan oyarlar’ diye
tempo tuttunuz mu, tutmadınız mı? Sizinle aynı gazetede çalışan
namuslu bir kalemin yazısını dolaylı yoldan sansürlemeyi etik
buluyor musunuz?
PS: Gözlerinden öperim, adamsan tez vakitte
cevabını bekliyorum... Nys sn mşglsn glb, kib by!