Bu yaşımda yaşamaktan utanır oldum
Gezi İddianamesinde 7.5 yıldan 29 yıla kadar hapsi istenen mimar Mücella Yapıcı hakkında acılan dava ile ilgili "Fark etmiyor açıkçası benim için. Çünkü artık öyle bir haldeyiz ki ben yaşamaya utanır oldum" dedi.
Yapıcı Gezi Parkı olaylarıyla ilgili yaşanları Cüneyt Özdemir'in
programı 5N 1K'da anlattı. Yapıcı şunları söyledi;
TRAJİKOMİK BİR ŞEY BU
"İki mahkeme bu iddianameyi yetersiz bulup reddetti, delillerle
gelin dedi. Ancak bu 17 Aralık'tan sonra bir takım savcılar şunlar
bunlar değişti. Sanırım üçüncü kez iddianame kabul edilmiş. Ben de
bugün öğrendim. Trajikomik bir şey bu.
POLİSE MAKAVEMET DEDİLER ÖRGÜT ÇIKTI
Yani ben 63 yaşındayım, 40 yıla aşkın meslek hayatım var, aşağı
yukarı bunun çok büyük bir kısmını bu kent için ve hukuk için
mücadele ederek geçirdim. Kamuda da bu görevi yaptım ve bunun
karşılığında bu yaşımda ciddi bir şekilde çok legal, açık, şeffaf
bir şekilde bir parka Vali de açtıktan sonra parka gitmek isterken
çok insani olmayan bir şekilde gözaltına alındım, üç kere çembere
alınarak çocuğumla birlikte. Gözaltında tacizlere uğrandım ve o
zaman kadar hem poliste hem savcılıkta ifadem alınırkan bana
nedir benim suçum niye buraya getirdiniz? dediğimde bütün
arkadaşlarım için bu şey, 'polise mukavemet' dediler. Hatta espiri
de yani ben polise mukavemetten içeri alınmak tuhaf da bir şeydi.
Fakat mahkemeye çıktığımda karşıma 'suç örgütü kurucusu olmak' gibi
bir şey çıktı.
BUNU SAVCI DA BİLMİYOR
Bunu savcı da bilmiyor. Sanıyorum örgüttün kastı Taksim
Dayanışması. Biliyorsunuz başından beri bu Taksim'le ilgili,
Gezi Parkı ile ilgili bugün hukukun da hayır dediği tanımadığı
planları sayın Başbakan bir görseller eşliğinde açıkladığı zaman
biz mimarlar odası öncülüğünde şu anda yaklaşık 180.. ki bunların
içinde bütün partiler var. AKP haricinde, MHP haricinde sendikalar
var meslek odaları var. Tabipler odası gibi mahalle insiyatifleri
var. Bir dayanışma oluşturduk ve bunu çok açık ilan ettik. Son
derece açık bir şekilde ve Taksim gezisinde ve Taksim meydanındaki
o projeye her türlü demokratik hakkımızı kullanarm önce ki önce bir
sene biliyorsunuz plana itiraz ettik yüzbinlerce imza topladık.
PARKA MÜDAHALE
Bütün bu süreçlerde yaptığımız herşey son derece açık, şeffaf,
bütün barışçı, enson işte biliyorsunuz Taksim'de kaçak bir yol
açmak için kırmızılı arkadaşımız biliyorsunuz o sürede 30 tane
erkek kimdi bilmiyorum onlar önüne polis geçerek çok ciddi bir gaz
şiddetine maruz kaldık. Orda yaptığımız şey şuydu suç buysa
eğer; parka son derece kaçak bir şekilde Kalyon İnşaat
tarafından müdahale ediliyordu. Özellikle aılan kepçe, ilk kepçe
parkın si sistemi ile elektrik sistemini birden patlattı.
DURDURMASAYDIK KEPÇECİ ÖLECEKTİ
Bu çok tehlikeli bir şeydi ve ben orda bir mimar arkadaşım ile
biraz da mesleki şey deyin buna defarmosyon büyük bir can havliyle
eğer kepçeci oraya şeyini kepçeyi atsaydı önce kepçeci ölecekti.
Çünkü su elektrik birbirine karışmıştı. İşte gidip ağaca sarılarak
kepçenin müdahalesini engellemeye çalıştık ve inanılmaz bir
şiddetle karşılaştık. Tapeler de çıktı. Muammer Güler de çıktı.
SEKİZ ÇOCUĞUMUZ ÖLDÜ
Orda hakikaten dünyanın şaşırdığı şey son derece açık net bir suça
engel olmak isterken yedi sekiz çocuğumuz öldü. Bütün isyan bu
şiddete karşıdır. Ve bir kişinini yani düşünebiliriyor musunuz
milyonlarca kişi Türkiye'de bu şiddete karşı ses çıkardı, ve şey
yok ortada son derece barışçı bir şekilde ve bütün bu barışçı ve
doemokratik gösteriye karşı dünyanın görmediği bir şiddetle
karşılık verdiniz ve çocuklarımız şeyle öldüler, kimi dövülerek.
Çok açık bir şey söylemeyim mi şu an Ece de beni perişan etti.
BERKİN'DEN SONRA
Yani Berkin'den sonra İli İsmailler o çocukların aileleri yani bu
kadar çocuğumuz sekiz tane çocuğumuzu kaybettik. 8 bin 500 kişi
yaralandı. Bu bildiklerimiz. 14 gencimizin gözünün feri söndü.
Şimdi bütün bunlar varken ortada ve hala bunu suç örgütü diye
ortaya çıkarıyorsanız ve hukuk bu halde ise deminden beri sizle
konuştuk burda ne tahmininde bulunulabilir ki? Ben sadece şunu
söyleyebiliyorum, fark etmiyor açıkçası benim için. Çünkü artık
öyle bir haldeyiz ki ben yaşamaya utanır oldum."