'BU UYGULAMA TERS TEPER!.. MESLEĞE YAZIK OLUYOR!.. ' FEHMİ KORU YİNE BAŞBAKAN'I KIZDIRACAK!..
Başbakanlık Basın Merkezi'nin yasağına Fehmi Koru'dan da sert tepki geldi!
Mesleğe yazık oluyor
Gazeteci milletinin işi her yerde ve her dönemde zordur da, şimdilerde ülkemizde daha da zorlaşıyor. Sadece resmi çevrelerin tavrı değil bunun sebebi; elbette zorluğun bir sebebi resmi çevrelerin uygulamaları, ancak bazı meslek erbabının yakışıksız tavırları ve bazı patronların sınır tanımazlığı da gazetecilerin hayatını çekilmez hale getiriyor...
Başbakanlık Basın Merkezi'nin değişik gazetelerden yedi muhabirin kartlarını iptaliyle yeniden gündeme gelen 'akreditasyon' yanlış uygulaması sözgelimi; pek çok başka kurumda da değişik biçimlerde yürütülüyor. Genelkurmay Başkanlığı bazı gazeteler ve televizyon kanallarının temsilcilerini hiçbir faaliyetine almıyor. Başbakanlık da bundan böyle istemediği muhabirin Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katıldığı etkinlikleri izlemesine izin vermeyecek...
Kim ne derse desin, bu tür 'ayrımcı' uygulamalar ters teper. Nitekim Genelkurmay Başkanlığı kendi uygulamasını yumuşattı ve yasaklı bazı kanallarla gazeteleri çatısı altındaki etkinliklere ve bilgilendirme toplantılarına davete başladı. Gönül, ayrımcılığın bütünüyle kaldırılmasını arzu ediyor.
Sadece Genekurmay'da değil Başbakanlık'ta da...
Sürekli öküz altında buzağı arayan, hep kötülükler ve çirkinlikleri eşeleyen, bulamadığında yalana ve çarpıtmaya başvurmaktan da çekinmeyen tiplerle nasıl baş edilecek peki? Başbakanlık yeni uygulamayı savunurken yasaklı kılınan muhabirlerin yanlış haberlerinden örnekler vermekte. Yalan ve yanlışa bulaşana mesafe koymakta da mı mahzur var?
Tabii var. Bu sütunda defalarca yazıldığı üzere, basın özgürlüğünün kötüye kullanımına karşı en büyük teminat yine özgür basındır. Hayatımız ve pek çok meslektaşımızın hayatı başkalarının yanlışlarını, çarpıtmalarını sergilemekle geçti, geçiyor. Birkaç muhabirin yasaklı kılınması, diğerlerinin yazdıkları ve yazacaklarına doğruluk sertifikası yerine geçer. Bu da başlatılan uygulamanın öngörmediği bir başka vahim yanlışlıktır.
Bırakın, gazetecilerin aşırılıklarını ve yanlışlarını başka gazeteciler düzeltmeye devam etsin.
Resmi çevreler gazetecilerin önüne kabul edilemez uygulamalar koyuyorlar da ekmeğini bu meslekten kazanan bazıları başka meslektaşlarına karşı pek mi yumuşak ve sevecen davranıyorlar? 'Yandaş' ve 'yalaka' ile başlayıp ağza alınmadık küfürlere kadar varan bir edebi türe dönüştü gazete yazarlığı... Hiç acımaksızın karakter cinayetleri işlenebiliyor gazete ve televizyonlarda...
Kendilerinden olmayan, çizgilerine uymayan, farklı düşünüp yazanlara müsamahası bulunmayan bir medya ortamı var ülkemizde. Kısıtlama getiren resmi çevrelere kızıyoruz kızmasına, ama kendi birbirimize acımasızlığımız onlardan fazla. Biri bizden ise yaptığını görmezden gelip kusurlarını örtüyoruz, 'öteki' ise ver yansın ediyoruz.
Böyle bir ortamda haklı ile haksızı ayırt etmesi de güç oluyor.
Başbakanlık yalnız kendisi kaldırmakla yetinmemeli, 'akreditasyon' uygulayan bütün devlet kurumlarına, medya kuruluşları arasında ayrımcılık yapmayı da yasaklamalı. Medya kuruluşu kisvesi altında grup çıkarlarını savunmaktan öte bir şey yapmayan örgütler de, artık bu sahtaciliğe bir son versinler.
Mesleğe yazık oluyor.
Fehmi Koru/Yeni Şafak