BU TUTUKLAMALAR BÜTÜN AYDINLARA "AKILLI OLUN" MESAJIDIR!
KCK operasyonunda tutuklanan yayıncı Ragıp Zarakolu, cezaevinden durumuna ilişkin avukatı Özcan Kılıç aracılığı ile açıklama gönderdi.
"KCK" adı altında tutuklanan yayıncı Ragıp Zarakolu, cezaevinden gönderdiği mektubunda, "Gözaltına alınmam ve 'yasadışı örgüt üyeliği' ile suçlanmam, Türkiye'de yaşayan tüm aydın ve demokratlara ilişkin bir korkutma ve özellikle Kürtleri yalnızlaştırma kampanyasının bir parçasıdır" dedi.
Toplumsal linç kampanyası haline getirilen bu gözaltı furyasına herkesin ortaklaşa tepki göstermesi çağrısında bulunan Zarakolu'nun tutukluk kararına ise, avukatı tarafından itiraz edildi.
DİHA’nın haberine göre İstanbul'da "KCK" adı altında yapılan operasyonlar kapsamında BDP PM üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve MYK üyesi Mustafa Avcı'nın da aralarında bulunduğu 44 kişi ile birlikte tutuklanan Yayıncı Ragıp Zarakolu, cezaevinden durumuna ilişkin avukatı Özcan Kılıç aracılığı ile açıklama gönderdi. "Gözaltına alınmam ve yasadışı örgüt üyeliği ile suçlanmam, Türkiye'de yaşayan tüm aydın ve demokratlara ilişkin bir korkutma ve özellikle Kürtleri yalnızlaştırma kampanyasının bir parçasıdır" diyen Zarakolu, evini aramak için gelen polislerin bir yayıncı ve yazarın evinde ne bulabileceklerse sadece onları bulduğunu ve suç delili olarak yine onları da zapt altına aldığını aktardı.
‘SUÇ’ DELİLLERİ
Zarakolu, polis tarafından "suç delili" olarak kayıt altına alınan dokümanları ise şöyle sıraladı: "Bunlar içinde basılmış ve piyasada serbestçe satılan Ender Öndeş'in 'Habiba' adlı kitabı, Doğan Özgüden'in 'Vatansız Gazeteciler' kitabının 2.cildi, Yüksel Genç'in 'Barış Süreci' ismini taşıyan kitabı, 'Alman Belgelerinde Ermeni Soykırımı' adlı kitabın basıma hazırlanan taslakları, CHP eski Milletvekili Sırrı Özbek'in yeni kitabına yazdığı arka kapak yazısı ve 'Ermeni Sözlü Tarih Çalışması' isimli kitap taslağı."
Zarakolu, önümüzdeki hafta Berlin'de ve ondan sonraki tarihlerde de sırası ile Amerika Colgate Üniversitesi, Los Angeles ve Michigan'da katılacağı konferanslardan önce böyle bir tutuklamaya maruz bırakılması karşısında hükümetin vereceği cevapların olması gerektiğinin altını çizdi. Emniyette tüm banka kartlarına ve kredi kartlarına el konulup, adli emanete alındığını belirten Zarakolu, kamuoyunun dikkatini yargılanma hakkını hangi tarihte kullanabileceğinin belirsizliğine çekti.
TOPLUMSAL LİNÇ KAMPANYASINA KARŞI TEPKİ GÖSTERİLMELİ
Zarakolu, mektubunu şu çağrı ile noktaladı: "Bana üyesi olmakla suçlandığım örgütle ilgili hiçbir soru sorulmamış ve yalnızca yazdığım, yayına hazırladığım eserler ve yaptığım konuşma ya da katıldığım, herkese açık toplantılarla ilgili yorumlar yapılarak bilgime başvurulmuştur. Toplumsal linç kampanyası haline getirilen bu gözaltı furyasına herkesin ortaklaşa tepki göstermesi ve yasadışı uygulamalara bir son verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Selam ve sevgiler".
TUTUKLAMA KARARINA İTİRAZ
Zarakolu konulduğu cezaevinden bu mektubu gönderirken Avukatı Özcan Kılıç da, müvekkili hakkında verilen tutuklama kararına itirazda bulundu. Av. Kılıç, tutuklama kararına imza atan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdiği itiraz dilekçesinde müvekkili BDP Siyaset Akademisinin açılış kokteyline katılması nedeniyle "KCK örgütü üyesi" olduğu suçlaması ile karşı karşıya kaldığına dikkat çekti.
BDP üyesi dahi olmayan müvekkilinin akademide de herhangi bir görevi bulunmadığını ifade eden Kılınç, dilekçesinde, "Kaldı ki, müvekkilim bu akademide ders vermiş, kuruluş ve işleyişinde görev almış olsa dahi, bu davranışının 'yasadışı örgüt üyesi olma' suçunun gerekçesi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Söz konusu kuruluş yasal bir parti olan BDP'nin tüzük ve işleyişi sürecinde yasalara uygun olarak kurulmuştur. Dolayısı ile müvekkilimin yasal bir partiye ait bir kurumun açılışına katılmış olması, burada konuşma yapması hiçbir şekilde suç olarak değerlendirilemez" ifadelerine yer verdi.
Yine müvekkiline yönelik suçlama ile ilgili olarak, soruşturma sürecinde, herhangi bir yasadışı eyleme katıldığı konusunda hiçbir delil-bulgu ve iddia ortaya konulmadığını vurgulayan Kılıç, "tutuklama koşullarının bulunmaması, makul ve şüpheden arındırılmış kanıtların yokluğu, soruşturmanın hukuka aykırı şekilde yapılmış olması, ekonomik ve sosyal konumu ile akademik kariyer, sabit ikametgâh ve iş-meslek sahibi olduğunun göz önüne alınarak" müvekkili Zarakolu'nun tutukluluğunun sona erdirilmesini ya da tutuklama yerine geçmek üzere yasada belirtilen güvenlik tedbirlerinden birinin uygulanılmasını istedi