"BU SAHNE TECAVÜZ SAHNESİ DEĞİL!" İFFET BİZİ KANDIRDI MI?
"O sahne tecavüz değil, İffet kendisi de istiyordu!" İşte yeni bir polemiğin fitilinin ateşlendiği an...
İffet dizisindeki o meşhur sahne tecavüzden sayılır mı sayılmaz mı? Evet, oldukça kaliteli bir tartışma konusu daha! Dikkat! Kriminal inceleme başlıyor...
Hürriyet'ten Melike Karakartal fitili ateşleyen yazıyı yazdı. İşte o yazı...
O sahne, “tecavüz sahnesi” değildir. Cemil, İffet’e tecavüz etmez.
Bu bir “seksüel fantezi” olabilir olsa olsa. Çünkü “o sahne”den hemen sonra gelen, İffet’in yaşadıklarıyla hayal ettikleri arasındaki farkı anlattığı sahnedir...
İffet demektedir ki; “Ben temiz çarşaflar, yastıklar arasında hayal etmiştim.”
Bu ne demek? Yani kızcağız da Cemil ile bir seksüel aktivite içine girmeye hazır zaten, değil mi?
Ha diyebilirsiniz ki canım resmi karı-koca arasında bile tecavüz yaşanmaktadır.
Dikkatli seyredilirse bunun “tecavüz” değil, seksüel fantezi olduğu görülür.
Bu film, Cemil karakterini keskin hatlarla ortaya çıkarmıştır. İffet üzerinde kurduğu hegemonyayı en belirgin şekilde sizlere göstermiş, ileride olacaklara ne kadar hazır bir “çılgın adam” olduğunu da vurgulamıştır...
İffet’in karakteri, tutkusu, gizli hisleri, zaafları ve bunların tetikleyebileceği tehlikeli girişimciliğini ortaya çıkarmıştır. Filmin patlama ve gelişme anı olmuştur ve de unutulmazlar arasına sokmuş, kült yapmıştır filmi.
Bu sahneye kesinlikle tecavüz sahnesi denmesine karşıyım.
Ne yapımcısı, ne de yönetmeni bu tip hatalara düşecek insanlardır. Sahne, Kartal Tibet’in çekim günü, yani 29 sene önce söylediği sözleri haklı çıkarmıştır. Demişti ki, “Faruk, öyle bir sahne olmalı ki 50 sene sonra bile hafızalarda olmalı, konuşulmalı...”
Kartal Tibet’in sinema görüşü önünde saygıyla eğiliyorum... Bu fikirlerle yola çıkanların icraatlarını 29 sene sonra “tecavüz sahnesi” olarak “sığ” bir değerlendirmeye tabi tutup tartışmanın sinema sevenlere hiç yakışmayacağını düşünüyorum.
* * *
“Aman Melike’ciğim ne demek bunlar” diye şaşırmayınız, bunlar bana değil, Faruk Peker’e ait sözler.
Yani Kartal Tibet’in yönetmenliğini üstlendiği 1982 yapımı “İffet”te, Cemil karakterine can veren Faruk Peker’den bahsediyorum.
Cuma günü Kelebek’te yayımlanan İffet röportajımızı okumuş ve o malum sahnenin “tecavüz sahnesi” olarak anılmasından duyduğu rahatsızlığını dile getiriyor. Bunun sığ bir değerlendirme olduğunu söylüyor.
Bir ilişkinin “seksüel fantezi” ya da bir oyun olarak değerlendirilmesi için her iki tarafın rızası gerekir.
O malum sahnede yaşananların Cemil için bir fantezi olması mümkün fakat hem İffet için hem de izleyici için bu ne kadar doğru?
Ha, İffet “Senden gelecek her şeye razıyım” der, kabullenir durumu. Lakin bu kabulleniş, meseleyi “seksüel fantezi” mertebesine taşır mı?
Faruk Peker farklı düşünüyor, konuyu tartışmaya açalım o zaman:
Söyleyin okurlar, sizce bu sahnede yaşanan tecavüz müdür, değil midir?
Kartal Tibet...
Faruk Peker’in düşüncelerine katılmasam da mail’i sayesinde cuma günkü röportajımızı tekrar değerlendirdim, oyunculuğu ve yönetmenliğiyle Türk sinemasının en büyük isimlerinden olan Kartal Tibet’in adını hiç geçirmediğimi fark ettim.
Bazen ayrıntılara takılıp esas anmamız gereken isimleri, meselenin esas kaynağını atlayabiliyoruz. Şu noktada kendisinden af dilemek boynumun borcudur.
Melike Karakartal/Hürriyet