03 Ara 2010 21:29 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:50

BU MEKTUBU BAŞBAKAN MUTLAKA OKUMALI! TUNCAY ÖZKAN'IN AVUKATI NELER DEDİ?

'WikiLeaks'te yayınlanan kendisine dönük delilsiz, ispatsız iddialardan rahatsız olup öfkelenen Erdoğan mutlaka okumalı'

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve o günden beri tam 27 aydır tutuklu olarak yargılanan Tuncay Özkan'ın vekili Av. Ahmet Çörtoğlu, Özkan'ın içinde bulunduğu koşulları özetleyen bir mektup yazdı. '

'Sizlerle bir babanın, bir muhalifin, bir gazetecinin, bir siyasi parti genel başkanının ve beni en çok ilgilendiren haklarına hiçbir saygı gösterilmeyen bir SANIĞIN makûs talihini paylaşmak istedim' diyen Çörtoğlu'nun sesine Hürriyet gazetesi yazarı Tufan Türenç kulak verdi ve bugünkü köşesinde mektuba yer verdi.

Türenç, Başbakan Erdoğan'a seslenerek, 'Bu mektubu mutlaka okumalısınız' dedi.. İşte o mektup;

"Saygı Değer Basın Mensubu,
Bize göre artık dayanılmaz hale gelen bir yargılama sürecini sizlerle paylaşmak ihtiyacı hissettim.
Tam 27 aydır tutuklu yargılanıyor Tuncay Özkan...
Bugüne kadar isnat olan suçların hukuki ve fiili nedenleri somut delil gösterilmek suretiyle henüz açıklanmadı. Her duruşmada ısrarla sormamıza rağmen aldığımız en tatminkâr cevap savcıdan geliyor: 'SEN SUÇUNU BİLİRSİN'.
İfademizi vereli 11 ay oldu. O günden bu yana hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeksizin kuvvetli suç şüphesi adı altında mahkeme başkanının karşı oyuna rağmen iki üyenin istemi ile tutukluluğumuz devam ediyor.
Tutukluluk da değil, ESARET desek daha doğru olacak.
Yargılama 20 Temmuz 2009 da başladı. 60'tan fazla sanığın ifadesi henüz alınmadı. Yoktur herhalde dünyada eşi benzeri bir durum.

Umutlarla koşulan her duruşmadan başka bir hayretle ayrılmak
Umutla koştuğumuz her duruşmadan başka bir hayretle ayrılıyoruz. İşte onlardan biri de en son yapılan 11.11.2010 tarihli duruşmanın sonunda yaşandı.
Duruşmanın başlamasından itibaren tüm sanıklar beyanda bulundu, sonunda da tahliyelerini istedi hem de yılların hukukçuları gibi somut hukuki dayanaklar göstererek.
Bizler de hukuktan ayrılmadan hukuki destekte bulunduk.
Sanıklar aleyhine yaratılmaya çalışılan delillerin çağdaş hukuk ile bağdaşmadığını söyledik. Artık tutuklulukların eziyete dönüştüğünü belirttik. Makul sürenin aşımına ilişkin yargı kararlarından bahsettik.
Her cuma günü gibi beklemeye çekildik. Heyet yaklaşık 1 saat sonra yargılamaya devam etmek için yerini aldı. Gereği düşünüldü diyor başkan...
Bugüne kadar neden yattıkları bile belli olmayan 3 kişinin tahliyesine, diğerlerinin mahkeme başkanının muhalefeti ile tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın 17.01.2011'e ertelenmesine karar verildi.
İşte o anda fırtına kopuyor.

Başlıyor Tuncay ÖZKAN bağırmaya 'ADALET İSTİYORUM, ADALET İSTİYORUM...'
Ona destek veriyor Mustafa BALBAY...
Alkışlıyorlar mahkeme heyetini dağıttıkları adaletten olsa gerek. Bir üye sessizce salondan başı önde ayrılıyor. Vicdanı ile baş başa kalacak ve orada düşünecek verdiği kararın doğruluğunu...
Birden mahkemenin bir üyesi bağırıyor, talimat veriyor: 'Tutanak tutun... Tutanak tutun...'
Tuncay'ı susturmaya çalışıyorlar. 'SUS...' diyorlar sanık arkadaşları.
Cevap ilginç 'Ben neden susacağım? Siz de bağırsanıza... Ben koyun muyum?'
Devam ediyor: 'Ne o tutanak tutup da içeri mi attıracaksınız?'
Bizler müdahale ediyoruz. Tuncay'ı gönderiyoruz. O bir bayramda daha tutuklu kalacak.
6'ncı bayramı olacak Tuncay'ın tutuklu geçirdiği.
Sizlerle bir babanın, bir muhalifin, bir gazetecinin, bir siyasi parti genel başkanının ve beni en çok ilgilendiren haklarına hiçbir saygı gösterilmeyen bir SANIĞIN makûs talihini paylaşmak istedim. Sevgi ve Saygılarımla."
Tuncay ÖZKAN vekili Av. Ahmet ÇÖRTOĞLU

Başbakan mutlaka okumalı
Bu mektubu, WikiLeaks'te yayınlanan kendisine dönük delilsiz, ispatsız iddialardan rahatsız olup öfkelenen Başbakan Erdoğan mutlaka okumalı.

Aynı duygularla isyan ediyor, sesini duyuramıyor
Bugün aynı şekilde imzasız ihbar mektuplarıyla, uydurma, düzmece belgelerle suçlanarak ve suçunun ne olduğunu bilmeyerek Silivri'de yıllardan beri yatanlardan biri ile ilgili bu mektubu okumalı Başbakan.
Kendisi bir haksızlığa uğradığına inanarak nasıl isyan ediyorsa, o insan da her duruşma sonunda aynı duygularla isyan ediyor ama sesini adalete duyuramıyor.

Erdoğan öğütlerini bir kez daha anımsamalı
Erdoğan sık sık dile getirdiği Şeyh Edebali'nin Osman Bey'e yaptığı "...Öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül alma sana. Suçlama bize, katlanma sana. Huysuzluk bize, hoşgörü sana" öğütlerini bir kez daha anımsamalı.