03 Mar 2010 11:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:07

'BU KADINLAR GAZETECİ İSE BEN NEYİM?' AYKUT IŞIKLAR'DAN İKİ AYŞE İSYANI...

Bugün Gazetesi köşe yazarı Aykut Işıklar medyanın iki Ayşe'sine veryansın etti.

Büyük araştırmacı-gazeteci Ayşe Arman soruyor:

- Ortalıkta değilsiniz ama sürekli "Yaşayan en seksi Türk" seçiliyorsunuz. Bu nasıl iş? Ne hissediyorsunuz?

Delikanlıdan duygusuz bir yanıt.

"Bir şey hissetmiyorum..."

Ayşe Hanım istediği yanıtı alamadığı için hafiften bozuluyor ve üzerine gidiyor.

- Nasıl yani? Bütün kadınlar sizi arzulasın istemez misiniz?

Delikanlının yüz ifadesi aynı.

"Beğenilmek güzel, kimse aksini söylemez, sokakta birileri, 'Sizi izliyoruz, seviyoruz' filan dediğinde, yerden bir santim havalanıyorum ama seksi bulunmak çok da umurumda değil..."

Ayşe soruyor:

- Neden?

"Çünkü gerçek değil. Bizimki gibi ülkelerde bu tür sıfatları edinmek çok basit. Vesikalık fotoğrafını her gün 5 dakikalığına televizyonda gösterseler, iki hafta sonra bu ülkenin 'en seksi erkeği' seçilirsin! Meşhur olunca, bir şekilde seksi de oluyorsun. Saçmalık. Bu tür şeylere hiç prim vermedim, umurumda bile olmadı."

İşte o sırada Mehmet Günsur'un yanında olsam... Dayanamaz alnından şak diye öperim. Böyle Türk delikanlıları olduğu için seviniyorum. İnşallah Mehmet gibiler çoğalır ve Ayşe gibi seksi kadın olmak için yırtınanlar hak ettikleri yere giderler.

Mehmet Günsur o kadar doğru söylüyor ki... Bu ülkede bazı dergiler çeşitli nedenler yüzünden, komik çizgi roman kahramanlarına benzeyen gazeteci Selahattin Duman'ı hatta milletvekili Kamer Genç'i bile Türkiye'nin en seksi erkeği seçmişti. Ama seçenler kimler?

Şayet kadın dergisi ise yazı işlerinde çalışan 4-5 kız. Kafalarına göre birini seçiyorlar. Yakışıklı olursa belki kocaları veya sevgilisi bozulabilir. Bu yüzden komik adamları en seksi yapıyorlar. Sonra dergileri üç bine satılıp, kapatılınca da ağlıyorlar. Türk halkı aptal değil. Bu dergiyi neden satın alsın ki?

Mehmet Günsur İtalya'nın güneyinde Palermo'ya yakın Lecce adındaki küçük turistlik kasabada yaşıyor. Evli ve iki çocuk babası. Ailesi de orada. Gerçekten çok yakışıklı ama daha önemlisi beyni bunu aşmış. Onun için işinde ve özel yaşamında mutlu olabilmek çok daha önemli. Kızlar ayılıp-bayılmış umurunda bile değil. Çağrıldığı zaman İstanbul'a geliyor. Reklam mı, dizi film mi neyse artık. İşini yapıyor, parasını cebine koyup gidiyor. Özetle Ayşe Arman gibi gazetecilere uzak bir delikanlı.

Ayşe'nin Mehmet'i çok beğendiği kesin. Baksanıza bayram değil, seyran değil karşısına geçip "Kızlar seni neden en seksi erkek seçiyor" diye merak etmiş. Ancak hayal kırıklığı içinde. Çünkü havasını alan kadın gibi duruyor. Röportaj çok keyifsiz... Ayşe için 'en seksi' olmak çok önemli kavram. Kendini öyle görüyor. Ama karşısındakinin umurunda değil. Ne kendisi ne de Ayşe... Eşinle özel yaşamının en mahrem noktalarını anlatan "en seksi kadına" Mehmet çok kuru kalmış. Ne yapalım herkes Ayşe gibi yumuşak olamıyor.

Rahmetli Ercan Arıklı'nın Türk medyasına kazandırdığı, Ertuğrul Özkök'ün de geliştirdiği Ayşe Arman deyince aklıma Neco'nın kızı Ayşe Özyılmazer geldi. O da Hıncal Uluç'un eseri. Geçen gün gazetelerde etek boyunu mutlaka gördünüz. İç çamaşırı gözükecek kadar kısa idi. Sanki hiç etek yok gibi. O da Sabah Gazetesi yazarı. Pes doğrusu dedim ve düşündüm. Sevgili Duygu Asena... Sen bile bu kadınları yadırgardın.

Gazetecilik mesleğini bu duruma getiren tüm patron ve yöneticileri Allah'a havale ediyorum... Başka ne yapabilirim ki?

Aykut Işıklar/Bugün