''BU KADAR ZIRVAYA BEN BİLE...'' BARLAS'TAN ERDOĞAN'A FIKRALI MESAJ!
Mehmet Barlas, Başbakan'ın tavrı için 'Muhafazakarlık arkasına devlet gücünü alınca çok tehlikeli oluyor' değerlendirmesini yaptı
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kız ve erkek öğrencilerin aynı evi
paylaşmalarına karşı çıkması ve gerekirse yasal düzenleme de
yapılarak denetim yapılacağı açıklaması, bugüne kadar kendisine en
kararlı desteği veren yazarlardan Mehmet Barlas’ın da eleştirisini
aldı. Barlas, Başbakan’ın tavrı için "Muhafazakarlık arkasına
devlet gücünü alınca çok tehlikeli oluyor" değerlendirmesini
yaptı.
Başbakan’a en yakın yazarlar arasında yer alan ve Şubat 2007’deki
Yabancı Sermaye Derneği (YASED) toplantısında sohbet ettiği
Erdoğan’ın yanağını okşarken çekilen fotoğrafı tartışmalara neden
olan Barlas, Erdoğan’ı eleştirdi. Sabah Gazetesi Başyazarı Barlas,
dün akşam NTV’de yapılan "öğrenci evlerine denetim" tartışmasına
katıldı. Canlı yayında konuya ilişkin bir fıkra anlatan Barlas
sözünü, "Bu kadar zırvaya ben bile bahane bulamam!" ifadesiyle
bitirdi.
İşte Barlas’ın yıllar önce köşesine de taşıdığı o fıkra:
Bilge padişahın akılsız ve densiz bir oğlu varmış.Padişah ileride
tahta oturacak olan bu akılsız şehzadenin ülkesini de felaketlere
sürükleyeceğini düşünüp endişelenir, uyku uyuyamazmış.
Tedbir olarak en akıllı danışmanını “lala” olarak şehzadenin yanına
vermiş. Danışmana “Şehzadeyi bir saniye bile yalnız bırakma,
saçmaladığı zaman hemen duruma müdahale et” diye emretmiş.
Bir gün ülkenin ulu kişilerinin toplantısına şehzade lalasıyla
birlikte davet edilmiş. Ulu kişiler, müstakbel padişahın ülke ve
dünya sorunları hakkındaki düşüncelerini öğrenmek
istiyorlarmış.Toplantıya katılanlar çeşitli konularda görüş
açıklarlarken, birden şehzade söze girmiş,
- Bir ok attım, kebap oldu, demiş.
Toplantıdaki ulu kişiler şaşırıp, susmuşlar.Ortalığı şaşkınlıktan
kaynaklanan bir sessizlik kaplamış.
Şehzadenin lalası bakmış ki durum kötü… Hemen müdahale edip
şehzadenin “Bir ok attım, kebap oldu” cümlesini yorumlamaya
başlamış:
- Şehzade hazretleri tavşan avlamak için ormana gitmişti… Önünden
geçen bir tavşanı nişanlayıp ok attı ona. Ama ok tavşana değil
arkadaki bir kayaya isabet etti. Çıkan kıvılcım bir orman yangınına
sebep oldu. Ormanla birlikte tavşan da yandı. Şehzade hazretleri
bir işi yapmak için hedefi iyi belirlemek gerektiğini anlatmak
istedi söylediği cümleyle. Tavşanı vurmak isterken, vuramayıp
ormanı yakmasını hatırlattı.
Lalanın bu açıklamasını dinleyen ülkenin ulu kişileri, rahatlayıp
bir nefes almışlar. Müstakbel padişahın akıl sağlığından bir an
için olsa da kuşku duydukları için hafif utanmışlar.Toplantıda
yeniden çeşitli konular konuşulmaya, değişik görüşler açıklanmaya
başlamış. Tam bu sırada şehzade yine konuşmuş:
- Bir ok attım, çorba oldu, demiş.
Ulu kişiler hemen şehzadenin lalasına dönüp, bu cümlenin ne anlama
geldiğini anlatması için beklemeye başlamışlar.Lala şöyle bir
bakmış şehzadeye ve sonra ulu kişilere dönüp konuşmuş:
- Efendiler, bu kadar zırvaya ben bile bahane bulamam!
İŞTE BARLAS’IN ERDOĞAN’IN SÖZLERİNE ELEŞTİRİLERİ
*Devlet sadece muhafazakarlara haksızlık etmedi. Devlet herkese
haksızlık etti. Bir kere Sayın Başbakan’ın muhafazakar kimliğini
öne çıkartıp, muhafazakar olmayanların başlarına gelenleri
görmezden gelmesi doğru değil.
*İnsan hem muhafazakar hem demokrat olabilir. Eğer demokrat iseniz
insanların özel hayatı, özgürlükleri, temel insan haklarını egemen
kılmaya çalışırsınız.
*Ben olsam o sözleri söylemezdim. Bana ne isteyen istediği evde
yaşasın. Yani Başbakan’ın evlerdeki beraberliklerle uğraşacak vakti
yok ki... Ama Başbakan çok çalışkan.
*Muhafazakarlık arkasına devlet gücünü alınca çok kötü şeyler
oluyor. İşte Suudi Arabistan’da görüyoruz. Önemli olan devletin
karşısında bireylerin eşit olması. Demokratlığın şartı bu.
*Türban sorunu hallolmuşken ne diye kız-erkek beraberliği gündeme
geliyor. Değmeyen bir şey bence...