13 Ağu 2012 09:12
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:01
''BU İKTİDARI KURTARMAYA BİR BÜLENT ARINÇ YETMEZ''
Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, hükümeti Uludere ve işkence nedeniyle yerden yere vurdu..
GÜZEL SÖZLER BOŞ VAATLER!
Geçen hafta, bu kez Bülent Arınç ortaya atıldı, vicdanlara oynadı.. Vicdanlara su serpmeye çalıştı... Aslında ‘bu kez’ demem yanlış.. İktidar adamları arasında kontur çıkışlar yapan bi o var.. Bir ara Ertuğrul Günay bu kulvara girmeye çalıştı, kafa uzattı..
Katillere özel af çıkarılmasının vicdanını sızlattığını söyledi.. Ama gerisini getirmedi..
Anlaşıldı ki; kendi vicdanını rahatlatmaya çalışmış!. 1970’lerdeki pozisyonu aklına gelmiş, yedi TİP’linin katillerinin af edilmesinin ağırlığıyla ezilmiş..
*
Arınç’ın durumu başka.. O, rol icabı değil yürekten çıkışlar yapıyor ama sonuç ne derseniz; sıfıra sıfır elde var sıfır..
Genelde söylediğiyle kalıyor.. Çünkü söylemenin ötesine geçemiyor..
*
Mesela..
Hakkında işkence ve tecavüz suçlaması olan polis müdürü Selim Ay meselesi.. İstanbul’a terör müdürü olarak atandı..
İçişleri Bakanı savunuyor.. Hatta bir televizyon programında Başbakan da sahiplendi..
Arınç doğru olmadı diyerek karşı çıkmış.. Selim Ay değişecek mis gibi olacak demiş..
Ay, görevden alınır mı?
Çok zor, çok..
*
Mesela..
Uzun tutukluluklar.. Arınç; 4-5 yıldır yatanlar var, bıraksanız nereye gidecekler’ diyerek tavır koymuş..
Haklı.. Peki, Arınç söyledi diye tahliye kapısı açılır mı?
Hayır..
Önüne gelenin tutuklandığı dönem biter mi?
Hayır..
Yapılacak tek şey yasal düzenlemeye gitmek.. O da iktidarın işine gelmiyor!..
Efendim üçüncü yargı paketiyle yapılması gereken yapıldı?
Hayır yapılmadı.. Sadece mahkemelere mesaj verildi; o kadar..
*
Mesela..
Genelkurmay Başkanı’na terörist suçlaması.. Arınç demiş ki; adamın asli görevi terörle mücadele, böyle bir iddianame ağır cezadan daha ağırdır..
İyi de iktidar bu konuda ne yaptı?..
12 Eylül öncesinin katillerini bırakmak için yasaya iki satır eklediler.. Başbuğ kurtarmak için de ekleyebilirlerdi..
İstemediler..
*
Uludere’ye girmeyeyim hadi.. Arınç , kim düşündüyse kim yaptıysa Allah belasını versin diyor ama içinde olduğu iktidar kimin yaptığını bulmuyor.. Tam tersi bulun diyenleri suçluyor.. Hem de ağır ithamlarla!..
*
Şunu söyleyeyim.. İktidar adamları vicdan kredisini tüketti .. Arınç ne kadar içten olursa olsun fark etmez..
Söylenenler güzel sözler, boş vaatler olarak kalıyor.
İthal terörist yasa kurbanı
İktidar bazı şeyleri kabul edilemez buluyor ama hepsinin müsebbibi kendisi..
Kendi çıkardığı yasalar.. Hepsi kendinin ürünü..
İthal DHKP’li (!) Fransız vatandaşı Sevil’in başına gelenlere bakın.. Savcı örgüt üyeliğinden 32 yıl hapsini istemiş..
İktidar adamları çıkıp bu talebi savunur mu?
Savunmazlar, aşırı bulurlar..
İddianamedeki delillerine bakın.. Yemekhaneye ‘1 Mayıs’ta Taksim’deyiz’ afişi asmak.. 1 Mayıs’a katılmak.. Parasız eğitim istedikleri için tutuklanan iki öğrencinin serbest bırakılmasını istemek, Grup Yorum konseri için bilet satmak falan filan..
Bunların suç delili olarak iddianameye girmesi ayıp!..
Kimin ayıbı derseniz iktidarın ayıbı derim.. Yaptıkları muğlak.. Terör tanımı içine ne atarsan yutar cinsinden.. Şiddet kavramıyla düşünce özgürlüğü iç içe sokulmuş..
Hal böyle olunca konser bileti satmak bazen terörist faaliyete sayılıyor..
İçişleri Bakanı havan topuyla gazete yazısını eş değer tutarsa, savcı da suç delili olarak iddianameye koyar..
*
İleride bu dönem konuşulurken kimse savcının adını anmayacak.. AKP iktidarı döneminde insanlar bunları yaşandı diye anlatılacak..
Mehmet TEZKAN / MİLLİYET
Geçen hafta, bu kez Bülent Arınç ortaya atıldı, vicdanlara oynadı.. Vicdanlara su serpmeye çalıştı... Aslında ‘bu kez’ demem yanlış.. İktidar adamları arasında kontur çıkışlar yapan bi o var.. Bir ara Ertuğrul Günay bu kulvara girmeye çalıştı, kafa uzattı..
Katillere özel af çıkarılmasının vicdanını sızlattığını söyledi.. Ama gerisini getirmedi..
Anlaşıldı ki; kendi vicdanını rahatlatmaya çalışmış!. 1970’lerdeki pozisyonu aklına gelmiş, yedi TİP’linin katillerinin af edilmesinin ağırlığıyla ezilmiş..
*
Arınç’ın durumu başka.. O, rol icabı değil yürekten çıkışlar yapıyor ama sonuç ne derseniz; sıfıra sıfır elde var sıfır..
Genelde söylediğiyle kalıyor.. Çünkü söylemenin ötesine geçemiyor..
*
Mesela..
Hakkında işkence ve tecavüz suçlaması olan polis müdürü Selim Ay meselesi.. İstanbul’a terör müdürü olarak atandı..
İçişleri Bakanı savunuyor.. Hatta bir televizyon programında Başbakan da sahiplendi..
Arınç doğru olmadı diyerek karşı çıkmış.. Selim Ay değişecek mis gibi olacak demiş..
Ay, görevden alınır mı?
Çok zor, çok..
*
Mesela..
Uzun tutukluluklar.. Arınç; 4-5 yıldır yatanlar var, bıraksanız nereye gidecekler’ diyerek tavır koymuş..
Haklı.. Peki, Arınç söyledi diye tahliye kapısı açılır mı?
Hayır..
Önüne gelenin tutuklandığı dönem biter mi?
Hayır..
Yapılacak tek şey yasal düzenlemeye gitmek.. O da iktidarın işine gelmiyor!..
Efendim üçüncü yargı paketiyle yapılması gereken yapıldı?
Hayır yapılmadı.. Sadece mahkemelere mesaj verildi; o kadar..
*
Mesela..
Genelkurmay Başkanı’na terörist suçlaması.. Arınç demiş ki; adamın asli görevi terörle mücadele, böyle bir iddianame ağır cezadan daha ağırdır..
İyi de iktidar bu konuda ne yaptı?..
12 Eylül öncesinin katillerini bırakmak için yasaya iki satır eklediler.. Başbuğ kurtarmak için de ekleyebilirlerdi..
İstemediler..
*
Uludere’ye girmeyeyim hadi.. Arınç , kim düşündüyse kim yaptıysa Allah belasını versin diyor ama içinde olduğu iktidar kimin yaptığını bulmuyor.. Tam tersi bulun diyenleri suçluyor.. Hem de ağır ithamlarla!..
*
Şunu söyleyeyim.. İktidar adamları vicdan kredisini tüketti .. Arınç ne kadar içten olursa olsun fark etmez..
Söylenenler güzel sözler, boş vaatler olarak kalıyor.
İthal terörist yasa kurbanı
İktidar bazı şeyleri kabul edilemez buluyor ama hepsinin müsebbibi kendisi..
Kendi çıkardığı yasalar.. Hepsi kendinin ürünü..
İthal DHKP’li (!) Fransız vatandaşı Sevil’in başına gelenlere bakın.. Savcı örgüt üyeliğinden 32 yıl hapsini istemiş..
İktidar adamları çıkıp bu talebi savunur mu?
Savunmazlar, aşırı bulurlar..
İddianamedeki delillerine bakın.. Yemekhaneye ‘1 Mayıs’ta Taksim’deyiz’ afişi asmak.. 1 Mayıs’a katılmak.. Parasız eğitim istedikleri için tutuklanan iki öğrencinin serbest bırakılmasını istemek, Grup Yorum konseri için bilet satmak falan filan..
Bunların suç delili olarak iddianameye girmesi ayıp!..
Kimin ayıbı derseniz iktidarın ayıbı derim.. Yaptıkları muğlak.. Terör tanımı içine ne atarsan yutar cinsinden.. Şiddet kavramıyla düşünce özgürlüğü iç içe sokulmuş..
Hal böyle olunca konser bileti satmak bazen terörist faaliyete sayılıyor..
İçişleri Bakanı havan topuyla gazete yazısını eş değer tutarsa, savcı da suç delili olarak iddianameye koyar..
*
İleride bu dönem konuşulurken kimse savcının adını anmayacak.. AKP iktidarı döneminde insanlar bunları yaşandı diye anlatılacak..
Mehmet TEZKAN / MİLLİYET