20 Şub 2009 10:05 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:33

"BU HABERLERİN BEDELİ 826 MİLYON LİRA" HANGİ HABERLER DOĞAN GRUBU'NA 826 MİLYON LİRAYA MAL OLDU?..

Dün bütün gününü Doğan Yayın Holding'e kesilen cezalarla ilgili olarak mali gruptan brifing alarak geçiren Ertuğrul Özkök tarihi ceza için ne dedi?..

Ceza değil cezalandırma


DÜN yazı yazamadım.Çünkü bütün günümü, Doğan Yayın Holding'e yazılan cezalarla ilgili raporu okuyarak geçirdim.

Mali gruptaki arkadaşlardan uzun bir brifing aldık.

Ben, Doğan Medya Grubu'nun bir çalışanıyım.

Yazdıklarımı, "taraflı" olarak değerlendirebilirsiniz.

Bu düşünceyi de saygıyla karşılarım.

Böyle değerlendirilme pahasına da olsa, bu cezayla ilgili görüşlerimi anlatmak istiyorum.

* * *

Haber yazı işlerine geldiği zaman, arkadaşlarımızdan biri, "Deniz Feneri haberinin manşetini koyalım, yanına bir de bakanların iş yapan çocuklarıyla ilgili haberi koyalım ve şöyle bir manşet atalım: Bu haberlerin bedeli 826 milyon lira."

Gerçekten çarpıcı ve akılda kalacak bir manşet olurdu.

İçimden bir ses, "Haberi direkt ver, o rakam zaten ne olduğunu gayet iyi anlatır" dedi.

Öyle yaptık.

"Doğan Grubu'na 826 milyon lira ceza."

Dün gazeteyi elime aldığım zaman, doğru yaptığımıza inandım.

Haberin kendisi her şeyi anlatıyordu.

Tahmin ediyorum, bu haberi, Türkiye'deki büyük küçük bütün işadamları, vergi uzmanları okumuştur.

Vergi mükellefi her işadamı, kesilen cezanın haksızlığını anlayacaktır.

Bu haksızlığı izah etmek mümkün değildir.

* * *

Dosyayı çok iyi okudum ve ne olduğunu çok iyi anladım.

Önümüzdeki günlerde, bunu, istedikleri takdirde, bize kızan kızmayan bütün meslektaşlarıma tek tek anlatacağım.

İkna olsalar da, olmasalar da anlatacağım.

İsteyen herkese anlatacağım.

Şunu büyük bir iç rahatlığıyla söylüyorum.

Bu bir "ceza" değil, "cezalandırma"dır.

Nitekim daha dünden itibaren Financial Times gibi, dünya ekonomisinin nabzını tutan bir gazetede, bu olayın nasıl algılandığına dair işaretler gelmeye başladı.

Ülkenin başbakanının parti kongrelerinde, seçim meydanlarında, bu gruba karşı ağır bir kampanya yürüttüğü, almama, okumama, boykot çağrıları yaptığı bir dönemde, ona bağlı Maliye'nin, bu işten anlayan insanları hayretler içinde bırakacak bir haksızlığa imza atması nasıl açıklanabilir?

Bu cezalandırma, Doğan Grubu'nun yayınlarından memnun olmayan siyasetçileri mutlu edebilir.

Ama basına yönelik bu tür cezalandırmalar, "bumerang" gibi siyasetçilere döner.

Tarih şunu göstermiştir: Basına kızan iktidarların ilk yaptığı iş, mali baskı yapmaktır.

* * *

Özellikle gazete sahiplerinin ve genel yayın yönetmenlerinin bu cezalandırma raporunu önyargısız şekilde ve çok dikkatle okumalarını isterdim.

Ellerini vicdanlarına koyarak okumalarını isterdim.

Çünkü o raporda, kendilerinin geleceği de yazılı.

O raporda, mesleğimizin üzerinde pandül gibi gezinen keskin baltayı göreceklerdir.

Bugün "rakip"e yapılan cezalandırma, başkalarının menfaatine, işine gelebilir.

Gazete sahiplerinin çoğu, başka işleri de olan işadamları.

Bu ülkede iktidar, medyanın üzerine böyle baskılarla çullanmaya başladığı zaman, hiçbir şirket emniyette değildir.

Ülkede böyle ağır bir baskı içtihadının yaratılması, herkes için tehlikelidir.

Böyle bir içtihadın en büyük zararını özgür ve bağımsız medya görür.

Böyle bir içtihat, parti kapatılması kadar önemli bir demokrasi sorunudur.


Ertuğrul ÖZKÖK/HÜRRİYET