12 Kas 2006 21:59 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

BU GİDİŞLE EDEBİYATÇI OLACAĞIM...ROMANSIZ İCLAL AYDIN'A İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ 'EN İYİ ROMAN YAZARI' ÖDÜLÜ VERMİŞ!...

Birkaç gün önce dünyaevine giren İclal Aydın ile 'kıymetlisi' ilk röportajlarını medyanın röportaj ustası Nuriye Akman'la yaptı.Ünlü ikili aşklarını,geçirdikleri çalkantıları,polemikleri ve yaşadıkları kara mizah gibi olayları anlattılar.

Bu gidişle edebiyatçı olacağım

Efendim, bildiğiniz gibi Tuna Kiremitçi müzisyen, reklamcı, çok satan bir romancı. İlk kitabı 70, ikincisi 39, üçüncüsü 27 baskı yaptı. Yazdıklarını göğe çıkaranlar da oldu, yere batıranlar da. İclal Aydın malum oyuncu, sunucu, köşe yazarı. Popülerlik katsayısı Tuna'ya beş basar.

İkisi de evli ve bir çocuklu mutlu aile tablosu çizerken bir deprem yaşadılar, aileleri dağıldı. Kısa süre sonra birlikte olmaya başladılar. Haber gündeme İclal'in, "Biz eşlerinden ayrılmış iki gamzeli edebiyatçıydık." sözü ile düştü ve o andan itibaren eleştiriler, yorumlar, ayıplamalar, alkışlar köpürdü. İclal, "Ben böyle bir laf etmedim" imasıyla bir şeyler mırıldandı; ama o sözleri açıkça tekzip etmedi. Bu arada "kıymetlisi" Tuna, askere gitti. O dönemde Ahmet Hakan ile İclal Aydın atışmaya başladılar. Hakan, İclal'i yapaylıkla suçlayıp, "Git başımdan İclal" derken muhatabı, "Bana âşık galiba" diye çıtayı yükseltti. Derken efendim, tezkere geldi. Ve iki gamzeli evlenme kararı aldı. Lütfettiler, Nuriye ablalarını da düğünlerine çağırdılar. Daha sonra da bu süreci nasıl yaşadıklarını anlatıp gamzelerine tanık ettiler. Umarım magazin dünyasına elini verenin kolunu kaptıracağını hiç unutmazlar, bana verdikleri mutluluk tablosuna sadık kalır ve üzerine titredikleri Can ile Lal'i kan bağı ile de birbirlerine bağlarlar.


Evlenmenizde son bir yılda yaşadığınız çalkantılar etkili oldu mu?

Tuna: Evlilik kararıyla çalkantıların doğrudan bir ilgisi yok. İclal'le hayatımı birleştirmeye askerdeyken karar verdim. Askere gidişimle birlikte birbirimizin kıymetini anladık. Anadolu'nun doğu ucunda her şeyden uzakta, bambaşka bir ortamın içindeyken İstanbul'da kendimize dert ettiğimiz çekişmeler önemli olmaktan çıkıyor.

İclal: Tabii geçen süre benim için çok zordu. Ağzımdan çıkmamış kelimelerle yargılanıp asılmak beni çok üzdü.

Linç operasyonu, "Biz, eşlerinden ayrılmış iki gamzeli edebiyatçıydık." lafı üzerine çıktı değil mi?

İ: Evet. Ben böyle bir laf etmedim. Tuna ile beraberliğimiz Kelebek gazetesinde duyulduğu dönemde Cengiz Semerci ile bir telefon görüşmesi yaptım; ama beni kulağıyla dinlemedi. 'Tuna ile birlikte olduğunuz doğru mu?' diye sordu. Doğru, dedim. 'Hemen sana bir muhabir gönderelim, röportaj yap' deyince aynen şunları söyledim: Benim böyle bir açıklama yapmam hoş olmaz. Ben bir kadınım. İyi kötü magazin dünyasının içindeyim. Ama Tuna bir edebiyatçı. Ona bir zarar gelirse çok üzülürüm. Bu çok yeni bir beraberlik. Tuna şu anda daha önce yazdığı denemelerinden bir kitap çıkarıyor. Benim kitaplarım da hep bu doğrultuda olduğu için ona yardımcı olmaya çalışıyorum. Her ikimizin de ayrılıkları çok yeni olduğu için hiç arzu etmediğimiz bir biçimde insanların diline sakız olabiliriz. Gamzelerimizden girerler, tencere kapak birbirini buldu deyip çıkarlar. Ben bunu kaldıramam. Sen benim arkadaşımsın. Allah aşkına beni koru dedim.

Hadi o korumadı seni, o haber üzerine yüzlerce yorum yazıldı. Neden tekzip etmedin?

İ: Olaylar patlak verdikten sonra Cengiz'e:

-Konuşmamızı banda aldın mı?, diye sordum.

-Hayır, dedi.

-Peki Cengiz ben sana, 'Ne güzel ikimizin de gamzeleri var' dedim mi?

-Demedin.

-Biz edebiyatçıyız dedim mi?

-Demedin ama ne var ki bunda? Çok şeker bir laf. Gamzeli değil misiniz? dedi.

Sonrasında herkes bana şunu telkin etti: Sakın bu konu