Bu gidiş hiç iyi değil! Artık her “muhalif” risk altında mı?
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, Ümit Özdağ olayını, ilk izlenimleri ve ardından gelişebilecek yeni muhtemel süreci değerlendirdi…
Efendim; Beşiktaş Belediyesi’ne operasyondan ve “Turp” mesajından bu yana bir şeyler olması zaten bekleniyordu. Bende yazılarımla bu durumu analiz etmeye çalıştım. Zaten en son “Gerilim siyasetine geri dönüldüğü” tespitini yapmıştım. Lakin herkes CHP ekseninde bir şey olabileceğini düşünüyordu. Nitekim dünkü gün CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın gözaltına alınmasıyla başlamıştı. (Gerçi Ekrem İmamoğlu’na da “Jet soruşturma” gündeme geldi. ) Fakat vites hızla değişti!..
Anlaşılan o ki, iş bu kulvardan çoktan çıktı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın gözaltına alınmasıyla birlikte durum başka bir boyut kazandı. Artık olay bambaşka bir mecrada akıyor gibi. Olay fiilen herkese yayıldı veya sıçramış oldu. Cephe genişledi. Kısaca işin rengi değişti!..
Olay CHP’yi Aştı!..
Artık iş CHP meselesi olmaktan çıktı anlaşılan. Olay muhalefete yönelik genel bir operasyona yönelik sinyaller vermeye başladı. Ümit Özdağ’da bunun ilk adımı gibi sanki. Öyle anlaşılıyor ki, önümüzdeki süreçte artık “Muhalif duruşlu” her kesim, parti, kişi, vb hedef olabilir demektir. Başka kimler bu sele kapılır bilinmez. Gidişat böyle bir koku yayıyor maalesef. Tedirgin edici bir durum…
Zaten bir süredir hükümet yanlısı medya ve sosyal medya ortamlarında Ümit Özdağ aleyhine adeta bir kampanya yürütülüyordu. (“İsrail ajanı”, “Irkçı”, vb suçlamaları dahil) Ayrıca öteden beri Özdağ ve partisinin “Mülteciler” konusunda yürüttüğü çizgiden duyulan rahatsızlık zaten biliniyordu. Özdağ ve partisi bu eksende belli bir yükselişe geçmişti. Bilemiyorum, belki de şu an Suriye’de yürütülen yeni politika açısından “Sakıncalı” bulunmuş olabilirdi. Artık kimleri rahatsız etti bilinmez!..
Bunlar ve aşağıdakiler dahil bu sorulara dair hiçbir cevap arayışının kesinliği yoktur. Derdim ne o ne şu ne de bu. Sadede zaten kamuoyunda sorulan ve kafamda oluşan sorulara bazı cevaplar arıyorum o kadar. Yanılabilirim o başka…
Bir rahatsızlık Var Ama Ne?..
Ben tam göremiyor olabilirim. Ya da emareler için henüz çok erken. Ancak bu olayda içten içe sanki başka faktörlerde rol oynamış olabilir miydi acaba? İddia edildiği üzere “Cumhurbaşkanına hakaret” onun gerekçesi olmuş olabilir mi?
Özdağ Antalya’daki konuşmasında şu ifadeleri kullanmış görünüyor: "Hiçbir Haçlı Seferi Türk milletini Deist, Ateist, Hristiyan yapamamıştır. Erdoğan döneminde Türk milletinin geniş kesimleri Allah'la aldatanlardan dolayı dinlerinden soğumaya başladılar ve Erdoğan döneminde deist, ateist oranı yüzde 16'yı aştı… Erdoğan, Türk milletinin devletini tarikat ve cemaatler arasında dağıtarak, şirk koşanları devlete ortak ederek, Türk milletinin inancına zarar vermektedir, milyonlarca sığınmacı ve kaçağı Anadolu'ya sokarak, Türk milletinin kültürünü tahrip etmektedir. Yaşanan şey aslında bir AKP faşizmidir."
Bu arada Ümit Özdağ hakkında başlatılan soruşturmanın genişletildiği ve "Halkı kin ve düşmanlığa sevk etme" yani nefret suçu kapsamında değerlendirileceği de söyleniyor. Bakalım göreceğiz.
Hukukçu değilim. Şu aşamada kesin kanaat bildirecek de değilim. Bu yargının işi. Ancak isterse tüm suçlamalar doğru olsun, şu anki konjonktürde olay kamuoyu tarafından bir “Baskı” ve “yargının siyasallaşması” olarak algılanacaktır. Sıkıntı olayın algı boyutundadır…
Ülkü Ocakları’nın Çıkışı Manidar!..
Ümit Özdağ’da MHP kökenli ve ülkücü biri. Dolayısıyla o cenahı doğrudan etkileme imkânı var. Son zamanlarda MHP’den Zafer Partisi’ne kadro ve oy kayıpları olduğu söyleniyordu. Ayrıca Öcalan’ın salınması konusunda sert muhalefet yürüyordu. Mülteciler ve Suriye meselesi zaten malum. Acaba bunlar o cenahı rahatsız etmiş olabilir mi? Daha derinden bir “Hesaplaşma” yaşanıyor olabilir miydi? Ya da Özdağ bir tür “tehdit” gibi mi görülmüştü? Bilemiyorum…
Öyle ki tam bu noktada Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın Özdağ’a yönelik sert hatta tehditkâr diyebileceğimiz sözleri oldukça dikkat çekiciydi. Yıldırım Özdağ’a “İstihbarat fosili” dedikten sonra “Ümit Özdağ gibi ahlaksızlar, Türk milletine ihanet edenlerin tarih boyunca yaşadığı hüsranı yaşayacaktır. Milletimiz seni yalnızca ahlaksızlıklar içinde çırpınan bir müfteri olarak hatırlayacaktır. Türk milliyetçileri, liderine sadık ve güçlü iradeye sahip neferlerle bu kutlu mücadeleyi sürdürüyor. Sen ise tarihin çöplüğünde rezil olmuş bir zavallı olarak anılacaksın. Unutma, kurdun yuvasına giren çakalın akıbeti parçalanmaktır!” ifadelerini kullanmaktaydı.
Bu Gidiş Hiç İyi Değil!..
Öyle veya böyle yeni bir sürece adım atmış bulunuyoruz. Bundan sonra iklim daha da sertleşeceğe benzer. “Gerilim politikası” baskın çıktı. Başta muhalifler olmak üzere herkesin ağzından çıkacak her söz, yazılacak her satır başta siyasetçi, gazeteci ve aydınlar olmak üzere bir suçlama konusu olabilir. (Artık “Muhalif” olmanızda şart değil. Bir konuda farklı düşünüyor olmanız yeterli gibi sanki) Bir parti başkanı gözaltına alınabiliyorsa artık herkes gözaltına alınabilir demektir. Bu gidiş hiç iyi değil…
Bakalım Ümit Özdağ tutuklanacak mı salınacak mı? Yoksa sadece “Gözdağı” mı verilmiş olacak? Bu satırların yazıldığı esnada şimdi herkes Çağlayan Adliyesi’nden gelecek haberi bekliyor. Bence bunun fazla bir önemi kalmadı. Sadece olayın dozunu ve seyrini değiştirir. İster tutuklansın ister tutuklanmasın olay artık yeni bir mecraya taşınmış oldu.
Hukuki boyutunu bilemem ama olayın en önemli siyasi sonucu bana göre budur!..
21. 01. 2025