"BU GAZLA 20 KİTAP DAHA YAZAR!.." YALÇIN KÜÇÜK'Ü ÖVENLER KERVANINA SERDAR TURGUT İLGİNÇ BİR YAZIYLA KATILDI!....
Bunlar tutuklanmaktan hatta işkence görmekten filan fazla rahatsızlık da duymaz. Onlar bu tür hareketlere muhatap olmalarının kendilerini haklı çıkardığına inanır.
Ergenekon efsanesinin kesin sonu artık geldi
Bunlar tutuklanmaktan hatta işkence görmekten filan fazla rahatsızlık da duymaz. Onlar bu tür hareketlere muhatap olmalarının kendilerini haklı çıkardığına inanır.
Bu tür insanların çoğu büyük ihtimalle tamamen delirmiş durumdadır ama bunu bir tek kendileri bilir. Toplumun geri kalan bölümü bunun farkına varamaz. Çünkü aynı zamanda birer dahidirler.
Buraya kadar saydığım karakter özellikleri bu insanları had safhada eksantrik hale dönüştürür.
Onlar da bunun farkındadır ve bunun getirdiği avantajı da kullanırlar. Öyle sürpriz anlarda öyle lafları edebilirler ki; milletin ağzı bir karış açık kalır.
Ben bu tür insanları çok severim ve hayranlıkla izlerim.
Üstellik her toplumun bu tür insanlara ihtiyacı olduğunu düşünürüm. Çünkü toplumlarda rutinin dışında fikir üretilecek, orijinal fikir ortaya atılacaksa bunu ancak bu insanlar yapabilir. Özellikle de rutin düşünceye boğulmuş Türkiye'nin ihtiyacı vardır bu tür insanlara.
Ama bizim devletimiz kıymetini bileceğine, bu tür insanları devamlı ezmeye çalışmaktadır. Çoğu kez de bunu kendine göre başarır. Sonra da örneğin yurtdışında ölen şaire vatandaşlığını geri vermek gibi saçma hareketler yapar. Hayattayken karşısında saygı duruşunda bulunman gereken adama şimdi vatandaşlığını versen ne olacak vermesen ne olacak... Ölen çoktan dünyanın vatandaşı olmuş zaten. İsminin sana ihtiyacı yok, senin onun ismine ihtiyacın var.
Bu Yalçın Küçük hakkında yazdığım kaçıncı yazı bilemiyorum. Her tutuklandığında, her hapse düştüğünde buna benzeyen yazılar yazdım yıllar içinde.
Bundan kurtulduktan sonra birkaç yıl içinde bir başka nedenden dolayı tekrar gözaltına alınacaktır ve ben yine yazacağım... Buna adım gibi eminim.
Her türlü rejim altında her zaman o rejimin hoşlanmayacağı şeyleri bulup özellikle söyler.
Son dalgada onunla birlikte gözaltına alınanlar yanında getirdiği kıyafetlerin çeşitliliğine şaşıracaklardır. Çünkü bir tek o 60 yıldır gözaltına alınmaya hazırlıklı. Gözaltı çantası hep kapısının yanında
Ben, içerideyken üstelik neşeli olacağını tahmin ediyorum. Bu tür insanlar için uzun süredir hiç tutuklanmamak onlarda 'Acaba yaşlanıyor muyum, yoksa uslandım mı ki artık?' kuşkusunu doğurur.
Ben Yalçın Küçük'ü ilk kez çok daha gençken tanıdım. Behice Boran'a karşı Türkiye İşçi Partisi liderliği mücadelesi veriyordu. Kongrenin ilk gününde oylamanın hemen yapılması ihtimali doğdu ve kongreyi ikinci güne uzatmak için Küçük vakit kazanmaya karar verdi.
Konuşmak için söz aldı ve kürsüye çıktı. Konuşmaya başladı ve bir daha susmadı. Önünde hiçbir not yoktu. Tamamen spontane bir konuşmaydı, Sosyalizm tarihi üzerine bir söylevdi bu.
Ben o gün 'bu adam muhakkak dahi olmalı' diye düşündüm. Sonra yazdığı bütün kitapları da okudum ve bu fikrim doğrulandı.
Tabii ki aynı zamanda deli olduğunu da düşünüyorum ve bunu yüzüne karşı söyledim. Bana 'sanki sen çok normalsin' dedi. Bu hayatta aldığım en büyük övgülerden bir tanesiydi.
Bir de şu bilinmeli; bu Yalçın Küçük hakkında bir efsane dolaşır bazı çevrelerde. Denilir ki; askeri rejimde hapiste işkence görmekteyken ona işkence etmekle görevliler sonunda pes edip sinir hastası olmuş. Çünkü adam hiçbir zaman neşesini bozmuyormuş.
Doğru mu bilmiyorum ama ben doğru olabileceğini biliyorum.
Bu karakterde ve böyle bir tarihi bulunan bir adamı eğer sadece telefon dinlemeye takıldı diye gözaltına aldılarsa, bu insanların konuşmalarında ne dediklerinden katiyen sorumlu tutulamayacaklarını bilmeleri gerekiyor.
Onu dinlemekle görevlendirilen polis şu anda psikiyatristlerin müşahadesi altında olmalı.
Toplumlar, Yalçın Küçük gibi insanlara serbest konuşma ve konuştuklarından onları fazla sorumlu tutmayarak dehayı ortaya çıkarıp, koruyorlar. Uygarlık böyle oluşuyor...
Eğer dinlemeye takılma dışında başka bir şeyler var diyorlarsa, buna da inanmam çok güç. Bu insanlar hiçbir örgütlü hiyerarşik düzeni bulunan bir gruba üye olamazlar. Buna zekaları müsaade etmez. Onlar 'anarşist' ve 'nihilist' olmak zorundadırlar.
Eğer kazayla bir örgüte üye olurlarsa, o örgüt onlar yüzünden mutlaka kısa sürede çöker. Onların ağırlığına dayanamaz..
Yalçın Küçük bu gözaltına alınmanın verdiği gazla, çıktıktan sonra en azından 20 kitap daha yazar. Bu tür olayların ona güç depoladığını da unutmayın.
O yüzden 'Ergenekon efsanesinin kesin sonu geldi' diye başlık attım. Ya çıkınca Ergenekon olayını incelemeye karar verirse ve yeni 20 kitabını bu işe adarsa sonra ne olacak? Bu da ciddi biçimde üzerinde düşünülmesi gereken bir olasılık.
SERDAR TURGUT AKŞAM