Brüksel saldırısının “bombalı yelek” giydirilmiş derin kodları nedir?..
Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar, Brüksel’de gerçekleşen intihar saldırılarının arkasındaki “derin şifreler”i analiz etti.
11 Eylül 2001’den beri süren “Küresel terör” senaryosunun en yeni
versiyonu Belçika’nın başkenti Brüksel’de yaşandı. Zawentem
Havaalanı ve Maelbeek Metro İstasyonu’nda gerçekleşen eylemler
sonrası ilk belirlemelere göre 34 kişi hayatını yitirirken 198 kişi
ise yaralandı. Manzara dünyanın birçok kentinde gerçekleşen
saldırılar sonrasıyla aynı. Yıkılan binalar, ölen ve yaralanan
kişiler, korku ve panik içinde kaçışmaya çalışan insanlar.
“4. DÜNYA SAVAŞI”NA HOŞ GELDİNİZ!
Dünyada birbiriyle savaşan güçler bu kez Brüksel üzerinden yazıştı.
Dünyada süren orduların değil ama onların yerine gizli servislerin
yönlendirmesindeki “4. Dünya Savaşı” bu kez kendisine Brüksel’de
yeni bir cephe açmış oldu. (Bu konudaki daha ayrıntılı analizim
için 14.11.2015 tarihli “4. Dünya Savaşı Fransa’ya Taşındı!..”
başlıklı yazıma bakabilirsiniz.) Bu yeni model gizli savaşın ön
saflarında ise gerçekte ne için öldüklerinin farkında bile olmayan
“canlı bombalar” savaşıyor. Dünya savaş tarihi içinde icat edilmiş
en ucuz maliyetli savaş biçimi bu. Tank, top, bir dolu birlik
yollamanıza hiç gerek yok!
Peki işin bu boyutunu fazla dallandırıp budaklandırmadan son
Brüksel saldırısını nasıl okumamız gerekecektir? Görünene takılıp
kalırsak bu sadece bir IŞİD eylemidir. “Doğu’daki bombalamalara
karşı göze göz, dişe diş batıdaki bombalamalar”dır. (13 Kasım
2015’te gerçekleşen Paris saldırısının baş zanlısı olarak
tanımlanan Salah Abdeslam’ın geçtiğimiz hafta Brüksel’de gözaltına
alındığını da unutmayalım) Fakat gerçekte acaba öyle mi?
Olaya gene süren “4. Dünya Savaşı” perspektifinden baktığımda iş
çatallaşıyor. Duruma bugün dünyada saflaşan, göğüs göğse dizilen
güçlerin cepheleşmesi açısından baktığımızda her “terör eylemi”
aslında bu savaşın birer hamlesi haline geliveriyor. Bu uğurda
savaşan, ölen insanların olayın farkında olması ise hiç
gerekmiyor!
“ADRESE TESLİM” BİR EYLEM!
Şimdi olaya eylemin “kodları” ve bünyesinde barındırdığı simgesel
şifreler açısından bakmaya bir çalışalım isterseniz…
1) Brüksel Avrupa Birliği oluşumunun merkezi ve bu
anlamda “Başkenti”dir!
2) Brüksel yakınında “Avrupa’nın Pentagonu”
sayılabilecek “SHAPE/ Supreme Headquartes Allied Powers
Europe” (Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargâhı)
vardır.
3) Bu anlamda Brüksel sadece Avrupa’ya değil, tüm
dünyaya mesaj vermenin en kestirme adresidir.
4) Avrupa’nın bugün Ortadoğu’daki (Özellikle
Suriye) konumlanışı buralarda şekillenmektedir.
5) Avrupa’yı vurmak istiyorsanız Brüksel’i
vurmanız yeterlidir. O yüzden bu tam anlamıyla “adrese teslim” bir
eylemdir.
6) Eylemin Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu,
AB Konsey Binası üçgeni dahilinde gerçekleşmesi bile bunun “AB
karşıtı bir eylem” olduğu kanaatini güçlendirmektedir.
ARKASINDA KİM / KİMLER OLABİLİR?
O halde bu eylemin gerçek organizatörleri kim ya da kimler
olabilir? Bu konuda bazı “muhtemel adresler” sayılabilir ve onlar
üzerinden senaryolar geliştirilebilir. Bunların “kesinliği” olmasa
da eldeki teorik veriler ışığında kimi bakışlar öne
sürülebilir.
1) AB karşıtları: Batı alemi bir
“blok” gibi görünse de aslında değildir. Atlantik’in iki yakasının
dünyaya ve Ortadoğu’ya ilişkin farklı proje ve hedefleri vardır.
Atlantik’in bir yakası öbür yakasının fazla belirleyici olmasını,
öne çıkmasını, müdahil olmasını istemez. Bu noktada ABD ve
İngiltere’nin (Ki onlarda kendi içinde aslında ayrışır) Fransa ve
Almanya’dan “farklı” dizilişi vardır. Suriye süreci bu “paylaşım”
kavgasını daha kızıştırmıştır.
2) NATO / Batı Karşıtları: Dünyadaki dizilişin bir
diğer kefesinde Rusya mevcuttur. Rusya’nın “soğuk savaş” döneminden
bu yana iddiaları aslında bitmemiştir. Suriye üzerindeki rolü
bellidir. Bu konuda yer yer ABD, AB ve özellikle de Fransa ile
sürtüşmektedir. (Mısırda Rus uçağının düşmesi ile Fransa saldırısı
ardışıktır. Şimdi de 4 gün önce Rostov kentinde bir uçak düştü 62
kişi öldü. Ardından de bu saldırı oldu. İlginç!) Tam burada 17
Şubat’ta gerçekleşen bir olaya değinmeden edemeyeceğim. Le Nouvel
Observateur dergisinin haberine göre nükleer başlık taşıyan bir Rus
denizaltısı, uluslararası sularda ancak Fransız kara sularına çok
yakın bir bölgede tespit edildi. “Putin’in güç gösterisi” olarak
değerlendirilen bu olay Fransa’ya “açık bir tehdit” olarak kabul
edildi. Bu anlamda Belçika / Brüksel aslında Fransa’nın ve
Almanya’nın İnterland’ında bir ülkedir. IŞİD’in şimdi de
Almanya’yı tehdit etmesi bir garip “blok karşıtlığı”na işaret
etmektedir. Paris saldırısı da “Fransa-Almanya dostluk maçı
oynanırken cereyan etmişti.
3) AB Güçleri: Giderek dağınık bir manzara arz
eden ve bir türlü tam birliğini sağlayamayan AB’nin içindeki kimi
güçlerin kendi planı olması da mümkündür. İslam ve terör karşıtlığı
ekseninde “AB’nin kendi iç birliği”ni pekiştirmek için yaptırılan
“sipariş” bir eylem de olabilir. Böylelikle bir “İslam korkusu”
yayılarak AB’nin “Hıristiyan” temelde bir birlik olmasının
sağlanmasının yolu açılmak istenmiş sayılabilir. Bilhassa son “göç
dalgası” sonrası başta Almanya ve Fransa’nın huzursuzluğuna bir tür
“çözüm” olarak bulunmuş olabilir.
4) Başka bir güç: Özellikle “Küresel sermaye”
olarak tanımlanan “devletler-üstü” yapının başka bir hesabı
olabilir.
Öyle veya böyle “Brüksel eylemi” dünyada zaten savaşan güçlerin
“zirve” yaptığı noktalardan biri olmasının yanı sıra bu eksende
yeni saldırılarında “işaret fişeği” sayılabilir. Biz onları halen
“terör saldırıları” olarak okuduğumuz sürece de böyle olacak.
Anlaşılan “Emperyal satrancın entrika hamleleri” tüm vahşi yüzüyle
sürüyor!..
23.03.2016.
[email protected]