BREAKING BAD ÇARPICI BİR FİNALLE VEDA ETTİ
Milyonların heyecanla takip ettiği Breaking Bad dizisi, dün akşam 75 dakikalık çarpıcı bir finalle sona erdi.
Walter White’ı oynayan Bryan Cranstonn, hiç kuşkusuz bu diziyle
Amerika’nın en iyi aktörleri arasında girdi.
Dizinin yönetmeni Vince Giligan’ın son bölümü ne Lost gibi ruhani
dünyaya yeni bir kapı aralayarak ne de Sopranos gibi yeni bir
belirsizliğe neden olarak bitti. Dizi, tüm sorulara yanıt verecek
şekilde kesin bir finalle sona erdi. Dizinin final sürprizini
söylemeden verilebilecek tek ipucu, bazen suçun da işe
yarayabileceği…
Aslında bu son bölüm, hem Walt için hem de bizim için bir veda turu
oldu. Jesse’i öldürmeyi planlarken onu makineli silahları olan Nazi
çetesinden koruyan ve Jesse’in Todd’u bir zincirle öldürmesini
izleyen Walt için bu uzun süreli bir cinayet zinciriydi.
New York Times’a göre 2008′deki ilk bölümü 1,2 milyon kişinin
izlediği diziyi izleyenlerin sayısı 6 milyona kadar çıktı.Dizinin
yayınlandığı AMC kanalı ise dizi sırasındaki 30 saniyelik bir
reklam için 400 bin dolar kazanıyordu. Bu fiyat, Breaking Bad
dizisini ‘American Idol’ veya ‘Modern Family’ gibi diğer ünlü
dizilerle yarışır hale getirmişti.
Dizinin tek faydası reklam sektörü üzerinde olmadı. Walter White’ın
sattığı metanfetaminlere benzeyen mavi şekerlerden üreten Debbie
Ball, bu şekerlerden tam 35 bin paket sattı. Dizi, geçtiğimiz
günlerde düzenlenen 65. Emmy Ödül Töreni’nde de ‘En İyi Drama
Dizisi’ ödülünü aldı. Eşsiz senaryo yazımı ve oyunculuklarıyla TV
tarihine geçen dizinin merakla beklenen finali hakkında
sayısız teori var. İşte bunlardan birkaçı.
1. Renk teorisi
Renklerin Breaking Bad için ne
kadar önemli olduğu karakterlerin adlarından belli. Renkler
karakterlerin giyimine de yansıyor. Örneğin karakterler önemli
kararlar arifesinde “sarı” renk ağırlıklı giysiler giyiyorlar.
Tıpkı Walter White’ın ilk sezonda Krazy-8’i öldürürken tercih
ettiği gibi. Yeşil hırslı, beyaz ise güçsüzlük anlarının rengi…
Pembe ise sık sık karşımıza ölümün rengi olarak çıkıyor. Bu teoriye
inananlara göre kahramanlarımızın adları sadece karakterlerini
değil kaderlerini de içinde barındırıyor.
2. Hamlet teorisi
Kendisi için “baba figürü”nü temsil eden Mike’ın Walt
tarafından öldürüldüğünden şüphe eden Jesse, bu teoriye göre
babasının intikamını almaya yemin etmiş Danimarka Prensi’ne
dönüşecek. Jesse’in Ophelia’sı sayabileceğimiz eski sevgilisi Jane
de hatırlarsanız daha önce Walt tarafından ölüme terk edilmişti. Bu
teori gerçekleşirse dizinin sonunda kimsenin sağ kalmayacağı
aşikar.
3. Avcı avına benzemeye başlar
teorisi
Walt’un birisini öldürdükten sonra o
kişinin bazı özelliklerini kendi davranışlarına eklediğine dikkat
çeken bu teoriye göre beşinci sezonun açılışında izlediğimiz sahne
bize hem Jesse’nin hem de Skyler’ın Walt tarafından öldürüldüğünü
açıklıyor. Krazy-8’i öldürdükten sonraki bölümlerde tıpkı onun gibi
tost ekmeklerinin kenarlarını kesmeye başladığına tanık olduğumuz
Walt, gelecek bir zamanda geçen sezonun bu ilk sahnesinde tıpkı
Jesse gibi büyük cepli askeri stilde bir ceket giyiyor ve tıpkı
karısı gibi tabağındaki jambon parçalarını kesip yeniden
düzenliyordu.
4. Görünen silah patlar teorisi
Tiyatro sanatının ana kurallarından biri olan “sahnede silah
göründüyse muhakkak patlar” önermesi bu teorinin de çıkış noktası
sayılır. Bu görüşü savunanlara göre dizinin önceki bölümlerinde bu
kural defalarca kullanıldı. Sezonun açılış sahnesinde arabanın
bagajında gördüğümüz M60’ın da bu nedenle Walt tarafından muhakkak
kullanılmış olması gerekiyor. Büyük olasılıkla onun Heisenberg
kimliğini ortaya çıkaranlara karşı…
5. Şiir teorisi
AMC tarafından dizinin final bölümü için hazırlanan fragmanda
Bryan Cranston, 19. Yüzyıl şairlerinden Bysshe Shelley’e ait
Ozymandias adlı bir şiiri seslendiriyor. Güce karşı duyulan açlığın
ve eskisiyle uyuşmayan yeninin eleştirildiği bu şiiri
yorumlayanlara göre Walt sadece uyuşturucu imparatorluğunu
yitirmekle kalmayacak aynı zamanda ailesini de kaybedecek.
6. Uğursuzluk habercisi teorisi
Daha önce
birçok filmde gördüğümüz “gelecekte olup bitecekleri önceden haber
eden ipuçları” Breaking Bad’de de sık sık karşımıza çıkan
sahnelerdendi. Örneğin; Gus Fring’in önceki bölümlerde bir
asansördeyken duyduğu zil sesleri, daha sonra ölümüne yol açan
yaşlı adamın dünyayla iletişimi sağlayan tekerlekli sandalyesinin
zil seslerine dönüşmüştü. Bu teoriye göre Walt’un sonu, daha ilk
bölümde izlediğimiz ve kimyanın ne olup ne olmadığını sınıftaki
öğrencilerine anlattığı konuşmada yatıyor.
7. Rezervuar Köpekleri teorisi
Belki en
alakasız ancak kesinlikle en eğlenceli teorinin bu olduğunu
söyleyebiliriz. Bu teoriye göre; Tarantino’nun Rezervuar
Köpekleri’ndeki karakterlerinin başına neler geldiyse Breaking
Bad’de de benzer akıbetler kahramanlarımızı bekliyor. Rezervuar
Köpekleri’nde Harvey Keitel’in canlandırdığı Mr. White’ın Walter
White’a, Steve Buscemi’nin oynadığı Mr. Pink’in Jesse Pinkman’e
denk düştüğü bu teoriye göre karşımıza sık sık portakal rengi
giysilerle çıkan Hank de Tarantino’nun filminde gizli görevde
izlediğimiz Mr. Orange sayılıyor.
Kaynak: Hürriyet gazetesi, NTVMSNBC