BÖYLE REZİLLİK GÖRMEDİM,BİRİLERİ MÜDAHALE ETMELİ!..ÜNLÜ TV ELEŞTİRMENİ FLASH TV'DEKİ ACI UMUT İÇİN NE YAZDI?..
Günaydın yazarı Yüksel Aytuğ,"kuytu" kanallarda canlı yayınların giderek kontrolden çıktığını yazdı.Aytuğ,"Stüdyo kapışmaları üçüncü sayfa haberi haline gelmeden,birileri müdahale etmeli!.." diyerek RTÜK'e çağrıda bulundu.
Cuma akşamı saat 23.00 sularında kanallar arasında gezinti yaparken, gözüm Flash TV'de canlı yayınlanan Acı Umut programına takıldı. Sunucu Yalçın Çakır, problemli vatandaşların sorunlarını çözüp, onları stüdyoda buluşturarak "uzlaşmaya varmalarını" sağlamaya çalışıyordu. Niyet iyiydi ama sadece "iyi niyet" programın tehlikesini bertaraf etmeye yetmiyordu. Çünkü sorunlular, "kontrolü zor insanlar" arasından seçilmişti. Adının Zeki olduğunu öğrenebildiğim bir vatandaş, karısının eski arkadaşıyla kaçtığını söylüyordu. Telefona Ali adındaki eski arkadaşını bağladılar. Bu sırada sunucu Çakır, "Bakın canlı yayındayız. Ağzınızı bozmayın, küfür etmeyin" diye uyardı. Belli ki daha önce tartışmacıların böyle bir vukuatı olmuştu. İki eski arkadaş telefonda karşı karşıya gelince küfürler havada uçmaya başladı. "Anasını satan adamdan ne hayır beklenir", "Senin karın şu anda bende değil. İstanbul'da bir kurye ile beraber yaşıyor. Karısına sahip olamayan adamın..." sözleriyle başlayan kapışma daha sonra sin kaflı küfürler ile devam etti. Sonunda Zeki adlı şahıs, stüdyodan atıldı. Sunucu Çakır, "Burada ağzından çıkanı kulağı duymayana yer yok. Diline sahip çıkamayan, karısına da sahip çıkamaz tabii" sözleriyle konuyu bağladı. Ardından bir başka sorunun "çözümlenmesine" (!) geçildi. Stüdyoda A.G. adlı bir kadın vardı. Kocasını tava ile dövdüğü, kızgın suyla haşladığı iddia ediliyordu. Evden kaçan koca, bulunup, stüdyoya getirilmişti. A.G. karşısında kocasını görür görmez üzerine atladı, yakasından tutup, hırpalamaya başladı. Bu konu da sulha bağlandıktan (!) sonra bu kez Parkinson hastası olduğu için eşi tarafından terk edilen S.Ö. stüdyoya alındı. Kocası telefona bağlandı. Her yanı titreyen, güçlükle konuşabilen S.Ö. birden kriz geçirmeye başladı. Çenesi kilitlendi, ağzından köpükler boşalmaya başladı. Stüdyodaki sehpa devrildi. Güvenlik görevlileri içeriye daldı. Üç kişi, nöbet geçiren kadını zaptedemedi. Program apar topar bitirildi... Gördüğüm kadarıyla "kuytu" kanallarda canlı yayınlar giderek kontrolden çıkıyor. Küfürlerin havada uçuştuğu, insanların birbirine saldırdığı stüdyolarda ciddi polisiye olayların yaşanması an meselesi. Stüdyo kapışmaları üçüncü sayfa haberi haline gelmeden, birileri müdahale etmeli!..