BÖYLE OLUR GAZETECİLERİN AŞKI!....
atv anchormani Fuat Kozluklu'yla 24 spikeri Buse Biçer nasıl evlenmeye karar verdiler?
Canlı yayında her şey olur... İçinizdeki sesi önemseyerek çıkarsanız yayına, her şeyin üstesinden kolayca gelir, üstelik öfkelenmek yerine çok eğlenirsiniz. atv'nin genç anchorman'i Fuat Kozluklu'yla Kanal 24'ün başarılı, güzel habercisi Buse Biçer'in nikâh töreni, bir canlı yayın gibi 'her şeyi yaşadı'.
Üstelik canlı yayın bile oldu.
Türk halkı atv Ana Haber Bülteni'nde anchorman'in nikâh törenine şahitlik ediyordu ki, nikâh memuru geç kaldı. Bülten bitti, Nikâh memuru yetişemedi...
Bunu sanki hissetmiş gibi, damat mikrofonu eline aldı ve harikalar yarattı. İzlediğim en renkli nikâh töreniydi.
Gelinin "Reklamları izlediniz, sayın başkan geldi, nikah törenine geçebiliriz," lafı, herkesi gülmekten kırdı geçirdi. 'İşte iki habercinin nikâhı böyle şenlikli olur,' dedirtti.
Benim için de ilginçti.
Çünkü sabah röportajı yazıp, akşam törenine katıldığım tek 'evlilik' röportajıydı!
Hissettiğini söyleyecek kadar cüretkâr, yanlış yapmaktan korkmayacak kadar cesur biri, Fuat Kozluklu. Yeter ki yanılgıları onu sağlıklı sonuçlara götürsün: "Malatyalı terzi Ali Osman'ın oğluyum. Sigara içen, kaderi yanlış yorumlayan biriydi babam. Annem morgda babamın başına son kez dokunurken 'Sen benim hayat arkadaşımdın aynı zamanda,' demişti. Annemin o görüntüsü, sesi, 'Sen benim hayat arkadaşımdın,' deyişi hafızamdan hiç çıkmıyor. Annemin ağzından çıkan o söz bana dedi ki ki, hayat arkadaşını bulduğun zaman kaçırma. Hayat arkadaşımı buldum!"
- Alışık olmadığımız bir anchorman'le karşı karşıyayız. Akşam ekranda, sabah Üsküdar motorunda karşımızdasınız. Akbille seyahat ediyor, kalbinizden geçeni dilinizin ucunda tutamıyorsunuz...
- F.K: İyi bir kalbim olduğuna inanıyorum, merhamet duygularım ağır basıyor, önce insansanız gazeteci olabilirsiniz. Böyle düşünüyor, hissediyorum. Yaşadıklarım son üçbeş yılda beni arzuladığım yere yaklaştırdı.
- Fuat Kozluklu'nun değişimine etkiniz olduğunu düşünüyor musunuz?
- B.B: Bir buçuk sene önce tanıştık. Her şey çok hızlı gelişti.
- Yıldırım aşkı mı?
- B.B: Yıldırım aşkı değil çünkü bu tür aşkın geçici olduğunu düşünüyorum.
- F.K: Türk medyasında maço bir kültürün hakim olduğuna inanıyorum. İşyerlerinde kadınların savunmasız bırakıldığını düşünüyorum. İşyerlerinde, kadınlara yönelik 'iki bacak arasında dünya görüşü' her yerde var ama Türkiye'de, yasalar itibarıyla kadını koruyacak ya da o yasanın hayata geçirilmesini sağlayacak bir toplum yapısı, henüz medyada yok.
- 'Buse beni yanlış anlar,' diye mi çekindiniz?
- F.K: Bu nedenle yaklaşmadım Buse'ye. Orası profesyonel bir çalışma mekânı. O görevin tanımı çerçevesinde hareket etmeliyiz. Son 15 yılım Amerika'da geçti. Artık oradaki iyi şeylerle kodlanmış biriyim. Asansörde karşılaştığımızda birbirimize gülümseyebilen, dedikodu yapmadığımız bir iş ortamı istiyorum.
- Aranızdaki bu mesafeyi ilk kim kaldırdı peki?
- F.K: Onu gözledim, bir ayı geçirmedim. Medyada, habercilikten gelmeyen sarı saçlı, siyah kaşlı mankencik kızlarla ve delikanlılarla bu iş uzun süre götürülmüştür. Ancak bu işin sizin gibi, benim gibi habercilikten gelen insanlarla götürülmesine inanan biriyim. Buse geldiğinde dikkatimi çeken, kendi bültenine BBC ve CNN'i takip ederek hazırlanmasıydı. Masasında Time dergisi vardı. Çok hoşuma gitti. Sonra, güzell