"BÖYLE BİR PROJEDEN HABERİMİZ YOK!" TİHV SABAH'I YALANLADI!

Sabah gazetesinde yayınlanan "21 cezaevine sivil toplum markajı" başlıklı habere Türkiye İnsan Hakları Vakfı'ndan (TİHV) yalanlama geldi. Haberde "40 sivil toplum örgütü, cezaevi koşullarını uluslararası standarda kavuşturmak için ortak projeye imza attı. Kentteki 21 cezaevinin eksikleri ve mahkûmların sorunları yerinde tespit edilecek" deniyor ve söz konusu projenin yürütücüleri arasında Türkiye İnsan Hakları Vakfı'na da yer veriliyordu.

Bianet'teki habere göre "STK temsilcilerinin 10'ar kişilik heyetlerle 1.5 yıl boyunca cezaevlerini gezeceği, temsilcilerin mahkumların koğuşlarını, atölyeleri ve ortak kullanım alanlarını ziyaret edip birlikte yemek yiyeceği" belirtilen Sabah'taki haberde, proje sonunda her cezaevi için birer rapor hazırlanacağı, ardından da cezaevi idarecileriyle, tespit edilen sorunların birlikte çözülmesi için yollar aranacağı ileri sürülüyordu.

PROJE HENÜZ BAŞLATILMAMIŞ

TİHV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, yaptığı açıklamada "Olası haber kaynaklarıyla yapılan görüşmelerde bu tür bir projenin henüz başlatılmadığı bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Bu tür bir proje hakkında vakfımızın bilgisi yoktur ve vakfımız bu tür bir proje hakkında bilgilendirilmemiştir" denildi.

Açıklama şöyle devam ediyor:

"Kaldı ki İşkenceye Karşı Sözleşme'nin Seçmeli Protokolü'nün onaylanması ve bu protokolün öngördüğü, cezaevlerinin yanı sıra kişilerin özgürlüğünden alıkonduğu tüm yerlere habersiz, bağımsız ve etkin ziyaretleri gerçekleştirecek bir Ulusal Önleme Mekanizmasının kurulması için yıllardır mücadele veren bir kurum olarak Türkiye İnsan Hakları Vakfı yetkililerden şimdiye kadar olumlu hiçbir yanıt almamıştır.

TİHV ÇAĞRILARINA CEVAP ALAMAMAKTADIR

Bugüne kadar vakfımızın cezaevlerindeki insan hakları ihlallerinin önlenmesi için göstermiş olduğu, cezaevlerinin ziyaret edilmesi talepleri de dahil tüm çabalara, yetkililer tarafından olumlu bir yanıt verilmemiştir.

Tam da cezaevlerindeki insan hakları ihlallerinin katlanarak arttığı içinde bulunduğumuz dönemde böyle bir haberin yapılmış olmasını, gerçekliği altüst eden bir gelişme olarak gördüğümüzden böyle bir açıklama yapma zorunluluğu hissettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız."