BİRTAKIM YÖNETİCİLER "PATRON ÇIKARINI GÖZETİYORUM" MASKESİ ALTINDA KENDİ EGOLARINI TATMİN EDİYORLAR!...SABAH'IN SİVRİ DİLLİ YAZARINDAN ÇOK KONUŞULACAK AÇIKLAMALAR!..
Kimsenin yazmayı aklından geçirmediği şeyleri yazdı. Fanatikleri oluştu. Herkesin, 'Nereden çıktı bu adam?' dediği Sabah gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, ilk kez Takvim'e konuştu.
Özü de bir sözü de!
Son dönem köşe yazarları arasından sivrilen Yılmaz Özdil kendine has uslûbü ile tam anlamıyla bir 'hayran kitlesi' edindi. Özdil'in farklı yorumları hayata bakışındaki farkta yatıyor.
O, adam gibi yazar. Peki bu adam ne yazar? Kısa ve öz yazar. Tıpkı soyadı gibi. Ama öğreniyoruz ki, o yazmaktan pek de zevk almayan birisi. Deyim yerindeyse bir mutfak adamı. İşin en ilginç tarafı ise meslektaşlarının çok sevdiği nadir yöneticilerden biri. Köşe yazarlığı yapmasına rağmen köşe yazarlarını eleştirmekten çekinmiyor. Gazete tirajlarının düşük olmasının nedenini kendi deyimiyle "güdük köşe yazarları"na bağlıyor. Yönetici koltuğunda oturan bazı kişilerin "faşist" olduğunu düşünüyor. Kim mi bu adam? O bir Özdil; Yılmaz Özdil
* İnternette özel hayatınız hakkınızda tek bir kelime bile yok?
İzmirliyim. Evliyim, bir kızım var. Babam, Dinç Bilgin'in babası Şevket Bey'in makam şoförüydü. Dedem de yine o zamanlar Yeni Asır gazetesinin matbaasında çalışıyordu. Dolayısıyla bebekliğimden beri, Yeni Asır gazetesinin kağıt bobinlerinin ve matbaa makinelerinin arasında büyüdüm. Oyuncaklarım gazete araçları oldu. Ege Üniversitesi'nde gazetecilik okudum. Üniversiteye başladığım gün, Yeni Asır Gazetesi'nde hem stajyer muhabir hem de ofisboy olarak çalışmaya başladım. Üzerinden 23 sene geçmiş...
YURTSEVERİM
* Yöneticilik nasıl başladı?
Yeni Asır'da yayın yönetmenliği yaptım. Gazetenin tirajı o zamanlar 40 binden, 140 bine yükseldi. Bu dikkat çekmiş olacak ki, İstanbul'a, Milliyet'e Yazı İşleri Müdürü olarak transfer oldum. Umur Talu getirdi beni İstanbul'a. Daha sonra Sabah grubuna geçtim. O dönem "Ateş" diye bir gazete çıkardık. Yaklaşık 600 bin civarında tiraj yakaladık. Sonra Sabah Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürü oldum. Mecburen. Ben istemedim. "Geçeceksin" dediler, geçtik mecburen. Mevcut durumu idare etmek beni çok fazla mutlu etmediği için ayrıldım kısa süre sonra. Star Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürü oldum.
* Star'da yaptıklarınız da çok konuşuldu?
Orada çok iyi bir ekip vardı. Çok iyi bir takımdı. 1 milyon 270 bin gibi net bir rakama ulaştık. Hem de promosyonsuz. İşverenin siyasete atılması nedeniyle ben ve bir grup arkadaş Star Gazetesi'nden ayrıldık. Bir süre işsiz kalmayı tercih ettim. Birlikte ayrıldığımız arkadaşlarım iş bulmadan, işe girmeyi kendime yediremedim. Sonra Ciner Grubu'ndan teklif geldi. Kenan Sönmez aradı. Meslekte örnek aldığım ender insanlardandır. "Fotomaç'ı yapar mısın" dedi. Siyasetin içinde günlük kavgalarla uğraşmaktansa, spor gazetesi yapmak çok daha keyifli göründü bana. İskender Baydar ile birlikte geldik, Fanatik'i geçtik. Eğlenceliydi. Bunun üzerine Turgay Bey (Ciner), atv Haber'in başına geçmemi istedi. Değişik geldi bana, kabul ettim. atv haber, ben geldiğimde 4'üncü sıradaydı. İyi bir maç olabilir diye düşündüm. Kolaydı. 1'inci olduk. Sonra atv haberden ayrılıp, atv kanalının başına geçmemi istedi patron. Geçtim. Sonra prensipte anlaşamadığımız bazı konular olduğu için görevi bıraktım. Bugün bile, haklı olduğumu düşünüyorum.
* Köşe yazıları nasıl başladı?
Turgay Bey istedi.
* Elinizden tutan Dinç Bilgin ailesi olmuş değil mi?
Dinç Bey'in hakkını kişisel olarak ödeyebilmem mümkün değil. Çok şey öğrendim kendisinden. Benim okumama ve bu mesleğe başlamama çok fazla katkısı olmuştur. Ağabeyim Yıldırım'ın ve benim adımı bile Dinç Bey'in babası Şevket Bey koymuştu