BirGün Yazıişleri Müdürü Barış İnce'den akrostişli savunma
BirGün Yazıişleri Müdürü Barış İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bilal Erdoğan'ın kendisine açtığı dava için akrostişli savunma hazırladı
BirGün Yazıişleri Müdürü Barış İnce'nin, Erdoğan ve oğlunun
kendisine açtığı dava için hazırladığı savunmadır:
Hakim bey, savcı bey ve avukat beyler..
Israrla ve şaşılacak bir sabırla Recep Tayyip
Erdoğan beyefendi ve şürekası tarafından hakkımda davalar açılıyor
ve bana Beşiktaş'ın galibiyet sevincini yaşamam gereken şu nadide
dakikalarda bu savunmayı yazdırtıyor.
Ruhumu sıkmak için gönderildiğini düşündüğüm bu
beyefendi sürekli benimle uğraşıyor, beni içeri tıktırırsa
olimpiyatları kazanan Japonların sevincini yaşayacağını
sanıyor.
Suçlamaya konu olan "Ceplerine duble yol
yapmışlar" başlıklı haberim, TÜRGEV fezlekesindeki iddiaları
yayımlamaktan ibaretti ve bu fezleke, biz yayımlamadan bir gün önce
internet ortamında onlarca sitede yayımlanmıştı yani gizliliği
ihlal gibi bir suçlamaya dayanak olacak bir durum bulunmuyor.
Ismarlama haberlere alışmış olan muhterem
beyefendi, 300 sayfalık fezlekelerin içinden yediği naneleri bulup
çıkarmama pek bir hiddetlenmiş olmalı, olabilir, belki benim kağıt
param döne dolaşa birilerinin cebine girmiştir, olabilir, ancak bu
naneleri kendi üstün zekalı ailesinin küçük sırrı sanıyorsa pek bir
yanılıyor.
Zira bu fezlekeler ve tapeler çıkmadan önce de
benim gazetem, onun bu küçük sırlarını Sayıştay raporlarıyla
manşetlere taşıyordu ama itiraf etmem gerekir ki kimse okumuyordu,
satışlarımız da yerlerde sürünüyordu.
Tabi şimdi iyi satıyoruz da kağıt pahalandı
biliyor musunuz, dağıtım masrafları falan derken, ne diyorum ya
ben, savunma yapıyordum ben, başlarım savunmaya, içimden kendimi
savunmak bile gelmiyor, hatta hiç bir bok yapmak gelmiyor!
Aslında ben ve benim gibiler bu hayatta sizin
gibilerin yediklerini saymaktan, çok affedersiniz o işi bile
rahatça yapamıyor.
Yani demem o ki polis elinizde, yargı elinizde,
savcılar emrinizde, bu davanın sonucu belli, ben de oturmuş savunma
yazıyorum, üstelik açtığınız davaya haber olan fezlekeyi sürekli
güvenmemizi telkin ettiğiniz "güvenlik güçleri" hazırlamıştı.
Yılda ayda bir kere güvendik o da başımızda
patladı.
İletin beyefendinize söylediklerimi, açın
kulağınızı; sonra ne yaparsanız yapın ama şu bir gerçek ki TÜRGEV
adlı bir vakıf kurdunuz, o vakfa bağış adı altında rüşvet aldınız,
o rüşvetler karşılığında memleketin arazilerini eşinize dostunuza
peşkeş çektiniz, imara açık olmayan yerleri imara açtınız, medya
patronlarına maden hediyesi verdiniz, sonra da karşılığında yayın
yönetmenlerini arayıp istediğiniz haberleri girdiniz,
istemediğinizi yediniz, yedikçe semirdiniz, iktidarınız elden
gidecek diye memleketi savaşa sokmak istediniz, bizimse bunların
karşısında el pençe divan durmamızı beklediniz, direnince biz,
çoğalınca biz, susmayınca biz, gencecik çocuklarımızı toprak
ettiniz!
Polisiniz söyledi neler yaptığınızı, savcınız
söyledi hatta bakanınız söyledi, ben söylemişim nedir ki, benim
söylediğim, bu savunmadaki safiyane cümlelerin, ilk harflerinde
gizli...
*BirGün gazetesinde yayımlanan ve TÜRGEV fezlekesindeki detaylardan
hazırlanan Ceplerine Duble Yol Yapmışlar haberi ile ilgili dönemin
Başbakanı Erdoğan tarafından açılan "gizliliği ihlal" ve "hakaret"
davası 21 Ekim saat 10'da Çağlayan Adliyesi'nde görülecek.
Okuduğunuz bu savunma, mahkeme heyetine sunulan savunmadır.
AKROSTİŞ NEDİR?
Akrostiş ya da ilkleme, bir şiirde dizelerin ilk harflerinin
yukarıdan aşağıya doğru sıralandığında anlamlı bir sözcük meydana
getirmesidir.
Türkiye'de en ünlü akrostişlerden biri, 12 Mart döneminde
tutuklanan ve Askeri Cunta'nın işkenceli sorgularından geçen İlhan
Selçuk'un itirafname olarak kaleme aldığı metinde akrostişle yer
verdiği "İşkence Altındayım" mesajıdır. Yıllar sonra 12 Eylül
öncesinde İlhan Selçuk'u itibarsızlaştırmak isteyen Tercüman
gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, o itirafnameleri, işkence altında
alındığını açıklamadan gazetesinde yayınlamış, ancak akrostişle
yazılmış metinlerin ortaya çıkması ile itibar kaybeden kendisi
olmuştu.