BirGün yazı işleri müdürünün 'akrostişli' savunmasına mahkemenin yanıtı ne oldu?
BirGün gazetesi yazı işleri müdürü Barış İnce'nin akrostiş ile verdiği savunmaya mahkeme ne dedi?
BirGün gazetesi yazı işleri müdürü Barış İnce, TÜRGEV fezlekesine
dayanarak hazırladığı 'Ceplerine duble yol yapmışlar' başlıklı
haberi nedeniyle, bugün Çağlayan Adliyesi'nde hakim karşısına
çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve fezlekede ismi
geçen iki iş adamı adına açılan davanın gerekçesi, 'gizliliği ihlal
ve hakaret' suçlaması olarak ifade edildi.
Barış İnce, Çağlayan'da görülen davanın ilk duruşmasında yapacağı
savunmanın metnini, dün birgun.net'te yayımladı. İnce'nin savunma
metninde yer alan ilk cümlelerin, ilk kelimelerinin birleştirilmesi
ile oluşan akrostişi dikkat çekti.
Mahkeme, bugün görülen davada İnce'nin savunma metnine ilişkin yeni
bir davanın açılacağının sinyalini verdi. Öte yandan davayı yürüten
savcı, Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle
Barış İnce'nin mahkumiyetini istedi.
Barış İnce, bugün ilk duruşması görülen davanın detayları ve
savunma metnine ilişkin bir açıklama yaptı. İnce açıklamasında,
savunma metnini mahkemeye sunduğunda hakimin şaşırdığını ve
avukatların, "Biz bu savunma üzerine de gerekli işlemleri
yapacağız" dediğini belirtti. Barış İnce, Tayyip Erdoğan ve Bilal
Erdoğan'a hakaretten hakkında mahkumiyet istendiğini ve 2 Aralık'ta
tekrar hakim karşısına çıkacağını belirtti.
İşte, Barış İnce'nin açıklamaları:
O haberi fezlekelerden yararlanarak yazdım. Fezlekeler de 1 gün
önceden Twitter'da paylaşılmıştı zaten. Durum Twitter'da aleniyet
kazandıktan sonra, fezlekelerin detaylarından yararlanarak,
arazideki rüşvet ilişkisini yazdım. Çünkü orada görünen şeye göre
TÜRGEV'e para yatırılıp çeşitli arsa konularında iş adamlarına
yardımlar yapılmış. Dolayısıyla ben de oradaki yolu anlatmaya
çalıştım. Haberi yazdıktan sonra da 'Ceplerine duble yol yaptılar'
başlığını attım. Hem Tayyip Erdoğan hem oğlu Bilal Erdoğan, hem de
iş adamları bununla ilgili 'hakaret' ve 'gizliliği ihlal' davası
açtı. Birincisi, gizliliği ihlal yok; çünkü 1 gün önceden
duyurulmıştu. İkincisi ise, hakaret yok; çünkü bunu söyleyenler
kendi polisleri ve savcıları. Bunları ben söylemiyorum. Ben sadece
gidişat yolunu yazdım.
Savunma yazımı mahkemeye sunduğumda, 'okumak ister misin?' diye
sordular. Ben de okumama gerek yok, zaten yazılı olarak verdim ve
dosyaya girdi dedim. Gerekli yerlere iletirsiniz yazdıklarımı dedim
ve onlar da 'tamam' dediler.
Hakim yazıyı görünce biraz şaşırdı. Fakat avukatların haberinin
olduğunu düşünüyorum çünkü basına yansımıştı. Avukatlar, "Biz bu
savunma üzerine de gerekli işlemleri yapacağız" dediler.
Yazıda, başlıktaki harfler denk gelmiş, Allah'ın işi. Allah'ın
işine karışılmaz. Ben savunmamı yazdım ama başlıklar öyle denk
gelmiş.
Yeni dava 2 Aralık'ta görülecek. Savcı bey mütalaasını verdi.
Mütalaasında, gizliliği ihlal konusunda beraat ettirdi. Fakat
Tayyip Erdoğan ve Bilal Erdoğan hakkındaki hakaretten mahkumiyet
istedi. Diğer iş adamlarına ise bir hakaret olmadığını, ondan da
beraat ettiğimi söyledi. Şu an 1 suçlama kaldı o da Tayyip Erdoğan
ve Bilal Erdoğan'a hakaret. Bizim avukatlarımız ve karşı tarafın
avukatları gerekli savunmayı yapacaklar.
Avukatım konuyla ilgili "Kamu görevlisine hakaret suçu
işlenmemiştir. Çünkü kamu görevlisinin görevi rüşvet almak
değildir" şeklinde bir savunma yaptı.