BİR "YENİ ŞAFAKÇI" DAN MEHMET TEZKAN'A SERT YANIT!
Milliyet yazarı Mehmet Tezkan'ın Yeni Şafak'a sorduğu soruya Salih Tuna'dan sert yanıt geldi
Milliyet gazetesinden Mehmet Tezkan "Yeni Şafakçılar" şeklinde hitap edince haliyle kimse muhatap olmadı.
Bir kere üslup sorunlu!
Apaçiler, Kızıldereliler der gibi "Yeni Şakçılar" demek ne demek?
Bu gazetenin bir genel yayın yönetmeni, ne bileyim, yazı işleri müdürü var. Maksadın cevap almaksa efendice sorarsın.
Gelgelelim...
Geçen gün birlikte katıldığımız bir televizyon programında gözlemlediğim kadarıyla Mehmet Tezkan aslında saygılı, efendi bir insan.
Zaten o bir-iki saatlik izleminin hatırı olmasa, "Yeni Şafakçılar" şeklinde hitap eden biriyle asla muhatap olmazdım.
Üslup deyip duruyorum ama muhteva da fecaat! Ne ki, bir kere elimizi bulaştırdık, devam edelim.
Şunu diyor: "Çete suçundan yargılanan Yeni Şafak'ın sahibi Ahmet Albayrak önceki gün bir nikâhta şahitlik yaptı.. / Nikâhın öteki şahitlerine bakalım.. / Adalet Bakanı Müsteşarı Ahmet Kahraman.. / Yargıtay üyesi İsmail Rüştü Cirit.."
Sonra da soruyor: "Böyle bir buluşma başka bir dava için olsaydı.. Misal Ergenekon'da tutuksuz yargılanan bir sanık nikâh şahitliği için herhangi bir HSYK üyesiyle yan yana gelseydi.. / O, HSYK üyesiyle sohbet etseydi.. / Resimleri çekilseydi (...) Yeni Şafak ne yazardı?.."
Şimdi iyi dinle bayım:
Ahmet Albayrak her şeyden evvel dahil edilmeye çalışıldığı "çete"den haberdar bile değil.
İnsan bilmediği "çeteye" nasıl dahil olur?
Hile, desise, tezvirat ve akıl almaz bir gayretkeşlikle değil mi?
Zaten öyle oldu:
Önce vaktiyle ortaklık yaptığı bir şahıs nevzuhur çeteye dahil edildi. Sonra da, Bursa Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı marifetiyle bu şahıs üzerinden Ahmet Albayrak "davayla" ilişkilendirilmeye çalışıldı.
Savcının 200 yıl istediği dava sonucunda Ahmet Bey'in serbest kalması da, mahut soruşturmanın psikolojik savaşa yönelik olduğunun bir başka göstergesi...
Soruşturmaya konu meblağ ne kadardı biliyor musunuz?
Sıkı durun söylüyorum: Hepi topu 20 bin Türk lirası.
Sırf bunun için Bursa Alay Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü emrinde 17 kişiyle İstanbul'un göbeğinde, emniyete hiç haber vermeden, günlerce takibat yürütülmüş. (Kim bilir 20 bin TL'nin kaç katı masraf yapmışlardır?! Neyse, vatan sağ olsun.)
Mahut soruşturmadan hemen önce, Yeni Şafak'ın hangi ünlü generalin keyfini kaçıran yayınlar yaptığını, hangi çetelere suçüstü yaptığını bilmeyebilirsin!
Dolayısıyla...
Erzincan'daki malum soruşturmadan sonuç alınamayınca, Bursa'da başlatılan mahut soruşturmanın hangi psikolojik harbin parçası olarak devreye sokulmak istendiğine dair sorular sormanı beklemiyoruz.
Lakin...
"Resimleri çekilseydi" falan derken, en azından o "resimleri" kimin çektiğini düşünmeliydin.
Ahmet Albayrak'ın nikah şahitliği yaptığı düğünde mezkur bürokratlarla fotoğrafını sizin gazeteleriniz çekmedi bayım!
Biz çektik ve bizim gazetede yayımlandı.
Çünkü ne bir kamburumuz var, ne de gizli saklımız. Dün böyleydi, bugün de böyle!
Aydın Doğan'ın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını pijamayla karşıladığı günlerde, Ahmet Albayrak çoluk çocuğuna varıncaya kadar pijamayla yatağından kaldırılmış; Yeni Şafak dahil bütün şirketleri didik didik aranmış, herhangi bir suç isnat edilememişti.
Aydın Doğan'ın "İslamcı koalisyon hükümetine karşı benim medya organlarım savaş verdi..." şeklinde yad ettiği dönemde, yani, gazetelerinizin fotoğraf belasına tankları ikinci kez Sincan'dan geçirttiği 28 Şubat'ın ufunetli günlerinde, andıçlanan gazetecilere kucak açan bir gazetenin patronajında yer almanın elbette bir bedeli var.
Biz, bizden, yani halkımızdan kaçırılan fotoğrafları çektik; çetelere suçüstü yaptık.
Bu ülkede bunun da bir bedeli var elbette?
Niyetin bu bedele katkı sunmak değilse cevap ver:
Bizim yayımladığımız nikah fotoğrafı üzerinden hangi "fotoğrafın" görülmemesini istiyorsunuz?
Toprakların altından, denizlerden, çöplüklerden silahlar, bombalar çıkarken; lahikalar, kafesler, balyozlar havalarda uçuşurken kulağınızın üzerine yatmanızın, onca belgeyi görmezlikten gelmenizin hesabını henüz vermeden nasıl buna cüret edebiliyorsunuz?
Hepsi bir yana da, Yeni Şafak'a sabah akşam "yandaş" demiyor muydunuz?
Yeni Şafak patronunun o tuhaf soruşturmaya maruz kalmasına "yandaşlık" heyulası engel oldu mu da, iki bürokratla nikah şahitliği yapması engel olsun?
Ahmet Albayrak'ın değil iki bürokratla, Cumhurbaşkanından Başbakanına kadar herkesle "fotoğrafı" var!
Zaten o tuhaf soruşturma "yandaşlık" tesmiye ettiğiniz bu "fotoğrafın" bedeli değil mi?
Salih TUNA / YENİ ŞAFAK