"BİR YALANCININ İYİ BİR HAFIZASI OLMALIDIR!.. AYŞE ARMAN'A DÜZ LİSELİ, KÖŞESİNDE İMAM HATİPLİ!.."
İmam hatipten bir arkadaş ve imam hatip geyiği... Ayşe Arman´a "düz lisede okudum" diyen Ahmet Arsan köşesinde imam hatipli olmuş.
Latin dünyasının retorik (hitabet) üstadı Quintilian´in, bu yazıya tepeden inme oturacak bir sözü var: "Bir yalancının iyi bir hafızası olmalıdır."
Nihat Nasır ağabeyin, Pazar sabahının köründe, "Ersin uyandırdım ama Ahmet Arsan´ı okudun mu? Adam attığı yalanı bir ay aklında tutamayıp, kendini deşifre etmiş." demesiyle Türk Matbuat Tarihi'nin en başarısızca yalan söyleyen yazarıyla karşılaşmış olduk.
Peki bu yalan neyin nesi?
Malum Ahmet Arsan´a söyleşi yapma teklifini ben sunmuştum ama cevabımı dahi alamadan Ayşe Arman´a konuşmuştu.
O söyleşi bayağı da gündem oldu ... "Kim bu Ahmet Arsan, dedikleri gibi Ahmet Hakan mı gerçekten?" sorusuyla meşgul olan "kandırılmış" Hürriyet okuru ve "Özkök´ün hergelesi, Ahmet Hakan yaftasından kurtulmak için ne manevralar yapmış?" diyen bizler (Ahmet Arsan Ahmet Hakan´dır iddiasının "canlı kanlı" sahipleri) pür dikkatle okuduk röportajı.
Ama Nihat Nasır ayrı bir dikkatle okumuş.
Ayşe Arman´ın, kimliği ile ilgili yönelttiği bir soruya verdiği cevabı, bugünkü yazısında çok bariz bir şekilde yalanlamış Ahmet Arsan. Ama öyle böyle fikri bir tezatlık değil bu. Ahmet Arsan´ın kim olduğuna dair iddialar ve Ahmet Arsan ile Ahmet Hakan'ın kat´i yalanlamalarıyla direk bağlantılı.
Tarih 30 Mayıs 2009...
Ayşe Arman´ın Ahmet Arsan ile yaptığı söyleşiden bir soru bir cevap:
Ayşe Arman: İmam Hatip´te mi okudunuz?
Ahmet Arsan: Düz lise mezunuyum. Hadi size bir sır vereyim: Dindar ailelerin İmam-Hatip´te okuyan çocukları, büyüyünce dine karşı daha mesafeli olurlarken, düz lisede okuyan çocukları daha dindar olurlar. Nasıl iş ama...
Tarih 05 Temmuz 2009...
Ahmet Arsan´ın Hürriyet Pazar´daki yazısından bir bölüm...
"Hálá temasta olduğum İmam hatipten bir arkadaşım var, Antalya´da öğretmen... Israrla Antalya´ya çağırıyor beni, "Gel, üç - beş gün dinlenirsin, hem de imam hatip geyiği yaparız" diyerek. Geçen gün atladım otobüse gittim."
İmam hatipten bir arkadaş... İmam hatip geyiği... Ayşe Arman´a "düz lisede okudum" diyen Ahmet Arsan köşesinde imam hatipli olmuş.
Yanlış anlaşılmasın "Ahmet Arsan imam hatipli mi değil mi?" tartışması değil konu... Ne´li olduğu hiç önemli değil.
"Ne var bunda" deyip geçilebilir de... Ama geçmeyelim. Son birkaç ayımızın bir hayli hacimli gündemi bir isimden bahsediyoruz...
Hakkında onlarca isim yazdı çizdi. Genel yayın yönetmeni (bana göre üçüncü sınıf) senaryo ile pazarladı kendisini. "Ahmet Hakan" dedik, Ahmet Hakan, Ahmet Arsan ve Ertuğrul Özkök kesin bir dille yalanladı. İftiracı olduk. Ahmet Arsan bizim için, "Ben tanığım, Ahmet Arsan falanca kişidir´ diye hiç utanmadan, sıkılmadan yalancı tanıklık yapıyorlar." dedi.
Ama gelin görün ki, Nihat Nasır´ın deyimiyle, Yalancının mumu yatsıya kadar yandı. İmam Hatip mezunu Ahmet Hakan, düz lise mezunu Ahmet Arsan´ın köşesinde, cürm-ü meşhutla (suçüstü) yakalandı.
Yaşını başını almış, camiada ciddiyetiyle tanınmış, yazdığı her satırının hesabını verme garantisiyle kalemi eline alan Nihat Nasır `yalancı´lıkla itham edilmekten rahatsız.
Yine de "Ağabey bu konuyu fazla ciddiye almıyor musun?" dediğimde, "Ahmet Hakan/Arsan´la bir alıp veremediğim yok. Bütün mesele, kimliği ile ilgili yapılan spekülasyonların ardından, asıl yalancı kendisiyken, bu hususta susup beklemesi gerekirken, küstahlığa varan sözler sarf etmesinde..." diyor. Rahatsız olmakta bana göre de haklı...
Ahmet Arsan projesinin nasıl bir yalan üzerine konulduğunun göstergesi olan, 35 gün arayla aynı gazete yayınlanan iki yazı var ortada. Bir de Ertuğrul Özkök-Ahmet Hakan ikilisinin İslami kesim üzerinde uyguladığı projeyi deşifre ettiğimiz için, yalancılıkla, iftira atmakla suçlanan bizler...
Ahmet Arsan olayını "namus meselesi" falan yapmak gibi bir düşünce yok. Yalanlarına, su katılmamış yeni yalanlar, kurgular, senaryolar ekleyerek ilerliyorlar. Arada da işte hafıza-i beşer şaşınca iş başa düşüyor... Quintilian'in, "Bir yalancının iyi bir hafızası olmalıdır." sözüyle ne kadar büyük bir laf ettiğini Ahmet Arsan sayesinde öğrendik. Ama bizim şu meşhur yalancının evi yanmış kimse inanmamış hikayesi varya, Ahmet Arsan o kademeye de terfi etti.
TV NET'e bağlandı kimse kaale bile almadı. Sıkı durun o bağlantıdaki kişi de Ahmet Arsan değildi. Kokusu ha çıktı ha çıkacak. Üstüne bir de "ilk defa bir yayına katıldım" yazısı yazdı. Başkası onun adına konuştu, Ahmet Arsan da 8 yıılık yalan hayatında artık zirveye çıktı.
Ahmet Hakan´ın dalağının gündeme geldiği günlerde yayınlanan Ahmet Arsan röportajı da dalak üzerine kurgulanmıştı. Ahmet Arsan, "Bende dalak sağlam, mideme el attırmadım çakı gibi askerliğimi yaptım" derken, Ahmet Hakan´ın sakatatları üzerinden aradan sıyrılmayı düşündü belki... Yalnız bir şeyi gözden kaçırmış. Türk basının amiral gemisinde yalan üzerine bir köşe kurgulanacaksa, profesyonel olmak lazım. Aklıma, "Ertuğrul Özkök yüz binlerce okurunu kazıklarken, bunları düşünmüş müydü acaba?" Sorusu geliyor. Sonra dönüp dönüp son bir yılda sadece Haber 7 olarak, yalanladığımız onlarca Hürriyet haberi gözümün önüne geliyor. En son MGK toplantısı için yaptıkları, "Gerilim MGK'da gelenek değiştirtti." başlıklı haberi Mehmet Kıvanç yalanladı. Mevzu yalan beyan ya da haber ise ortada Özkök için sorun teşkil edecek bir durum yok gibi.
Bu arada Ahmet Arsan´ın imam hatip olayından nasıl kıvırabileceğine de kafa yordum...
Ya Ayşe Arman´ın bir ay önceki söyleşisini "tekzip" edecek, ya da yazısına ara manşet yaptığı imam hatiplilik ifşaatına; "sehven yazdım", "Eşref Ziya´nın The İmam´ını yıllar sonra yeniden izledim ve kendimden utandım", "yazı uzundu, sayfa editörü makaslarken beni de imam hatipli yapmış" şeklinde bahaneler uyduracaktır...
Ahmet Arsan son birkaç yazıdır, okurlarından dedikodu desteği istiyor. "Kıvırma desteği" için de ben destek çağrısı yapıyorum. Yazın Ahmet Arsan´a. Yazın. [email protected]
Ertuğrul Özkök ve Ahmet Arsan´ın projesi ikinci fireyi verdi. İlk fireleri ise TV NET´e kurgu bağlantı olayıdır...
Ersin ÇELİK - Haber 7