''BİR TUHAF VE GADDAR VE HOYRAT GAZETECİ PORTRESİ!..'' KİM BU GÖZLÜKLÜ SAMİ?
İşte gazetecileri kovdurtan, yazarlara sansür uygulayan gözlüklü Sami.
Bir tuhaf ve gaddar ve hoyrat gazeteci portresi
Başlıktaki tanım Kudret kardeşinize değil, Umur Taluya ait.
Dün Habertürkteki köşesinde sözünü ettiği düzenbaz ve bozuk karakterli Gözlüklü Sami kimdir dersiniz?
Turhan Selçuku Abdülcanbazla birlikte Milliyetten kovan kişi olduğunu anlıyoruz yazıdan.
Aynı Gözlüklü Sami tarafından aynı yıl (2001) kovulan bir başka gazeteci de Umur Talunun meğer kendisi imiş. Talu isim vermemiş ama internet medyası tarih ve tariften onun hemencecik buluverniş. Dediklerine göre Gözlüklü Sami, Mehmet Yakup Yılmazdan başkası değilmiş.
Her zaman özgürlükçüydüm diyen Mehmet Y. Yılmazın başı bugünlerde dertte. Mesleğin muteber kalemleri peş peşe sabıka kayıtlarını ortalığa dökmeye başladı. Bu kadar kabarık vukuat dosyası olsa, inanın şu Kudret kardeşiniz başkasının gazeteciliğine laf söylemek şöyle dursun Ben de gazeteciyim diye sokağa çıkmaya dahi cüret edemezdi.
Zira, Yılmazın dönemin hükümetine yalakalık yapmak için nasıl sansürcülük yaptığını, nasıl fikrini beğenmediği biri için Kovun bu gazeteciyi diye ortalığı inlettiğini de belgeli olarak yazdı Alper Görmüş (Taraf,12 Mart 2010)... Aşağıdaki satırlar o yazıdan...
Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmazın verdiği Yalan söylüyorlar tepkisi, bardağı taşıran damla oldu. Haber gerçekti, belgeliydi, bunu Milliyet yazıişlerindeki herkes biliyordu. Düşünün, birlikte çalıştığınız çok sayıda insan kararınızı ve uygulamanızı biliyor ve buna rağmen siz oraya buraya Tümüyle yalandır, böyle bir şey olmamıştır diye açıklamalar gönderiyorsunuz.
...Peki, neydi Medyakronik in yayımladığı yalan haber?
Medyakronik te 7 Haziran 2001de yayımlanan haber Milliyet te sansür gecesi başlığını taşıyordu: Milliyet yönetimi, dün sabah saatlerinde, bugün (7 haziran) yayımlanacak gazete için kaleme alınan bazı yazılara yasak koyduğunu açıkladı. Mehmet Yılmaz, ANAP yönetimi aleyhine yazıları tek tek ayıkladı ve bazı taşra illerine giden gazeteler öyle basıldı. Sabaha karşı (bir rivayete göre RTÜK tasarısının Mecliste kabulünden sonra) yazıların gazeteye konmasına karar verildi. Yazıları sansürlenen köşe yazarları şunlardı: Hasan Cemal, Melih Aşık, Meral Tamer, Derya Sazak, Meliha Okur...
Milliyet, o günlerde RTÜKün DSP-ANAP-MHP koalisyonunun hazırladığı şekilde parlamentodan geçmesi için militan bir çaba içine girmişti. Yukarıda adları sayılan beş yazarın yazıları ise, oylamada çok kritik bir önemi olan ANAP ve Mesut Yılmaz aleyhineydi.
Milliyet yönetimi haberi susarak geçiştirdi. Fakat bir süre sonra Yeni Şafaktan Fehmi Koru olaya el atınca, cevap verme gereği duyuldu. Mehmet Yılmaz, Fehmi Koruya şu mektubu gönderdi: ...Görüyorum ki bazı yazarların yazılarının taşra baskılarına konmadığı yalanına inananlar artıyor. Yukarıda da belirttiğim gibi bu tamamen yalandır. Milliyetin ne taşra baskılarında ne de şehir baskılarında böyle bir sansür uygulaması yapılmadı.
Fehmi Koru, haklı olarak, İddiasını ispatlamak Medyakronike düşer deyip çekildi. Biz de o arada boş durmamış, Kıbrıs ve Almanyadan sansürlü Milliyet nüshalarını edinmiştik... Mehmet Yılmazın yukarıda okuduğunuz yalanlamasından bir gün sonra Medyakronikte bir karşılaştırmalı kupür dosyası yer aldı...
Yani Mehmet Yakupun sansürcülüğü ve yasakçılığının yanında yalancılığını da ortaya döktü Alper Görmüş...
Her türlü baskıyı, yasağı, sansürü savunur ve yapar ama Özgürlükçüyüm der. Alenen yalan söyler sonra da Dürüst gazetecilik der... Anlayacağınız tam bir İkitelli mensubudur kendisi...
Ee ne diyelim bu palavraları yiyenlere afiyet olsun.
Kudret Köseoğlu/Star
Medyaradar Umur Talu'nun dünkü köşe yazısına düştüğü notta bu kişinin yapılan tarif ve verilen tarihlerden Mehmet Y.Yılmaz olduğunu duyurmuştu.