14 Nis 2010 09:16 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:13

"BİR TARİKAT MENSUBUYUM!.." ORAY EĞİN HANGİ ŞEYHİN MÜRİDİ?

Ben bir çete üyesiyim... Bir kısım medya bu yakıştırmayı yapmayı çok seviyor zaten... Madem öyle ben de bugün itiraf ediyorum...

Bir tarikatın mutfağı

Ben bir çete üyesiyim... Bir kısım medya bu yakıştırmayı yapmayı çok seviyor zaten... Madem öyle ben de bugün itiraf ediyorum... Hatta daha da ileriye gidiyorum... Bir tarikat mensubuyum... Benimle beraber aynı tarikatın başka gazeteci müritleri de var: Gizlilik esasından dolayı isimlerini açıklamıyorum. Ayrıca şarkıcılar, mankenler, tiyatrocular, dizi oyuncuları, işadamları, televizyoncular, yazarlar da müritler arasında...
Nişantaşı'nda bir evin bahçe katında düzenli olarak buluşuyoruz ve tarikat liderine bağlılığımızı bildiriyoruz... Gerçi evin kapısı sonuna kadar açık... Bazen kimin gelip gittiğinin haddi hesabı olmuyor. Şaşırıyoruz, başımız dönüyor. Evde bağırış çağırış, gürültüler bir de köpek havlamaları birbirine karışıyor.
Tarikatın lideri oturduğu koltuktan bizi izliyor... 'Sohbet' anı geldi mi hepimiz sus kesiliyoruz...
Bizler 'Erol Günaydın Tarikatı'nın üyeleriyiz... Ayda bir, iki ayda bir Erol Günaydın'a bağlılığımızı ve hayranlığımızı hatırlatmak için evine gideriz, saatlerce otururuz ve sohbet ederiz. Kapısı herkese açıktır. Alakalı-alakasız arkadaşlarımızı çağırırız ve çok eğleniriz.
Arayı açtığımızda da özler, yine kapısını çalarız...
Fakat sadece sohbet muhabbet değil, karnımız da doyar bu buluşmalarda... Çünkü Erol Günaydın'ın kızı Ayşe Günaydın, bu şehrin en iyi aşçılarından biridir. Yıllarca İtalya'da kalan ve İtalyan reçetelerini Türkiye'deki herhalde herkesten daha iyi yorumlayan bir yemek ustasıdır.
Birkaç saat önceden bile arasak bir ziyafet sofrası hazırlar... İtalya'da özel bağlardan getirttiği etiketsiz Barolo'ları tattırır bize yanında...
Çeşitli yerlerde de çalışan Ayşe'ye kendi mekanını açması gerektiğini söylüyordum hep. 'Ama küçük olsun ama samimi olsun' diye...
Artık 'Cevizli Biber' var, Cihangir'de... Ayşe Günaydın, sonunda tam kendisine yakışan bir yer yapmış. Küçücük. İki-üç masa var sadece. Ayşe pişiriyor, o getiriyor ve Erol Günaydın'ın evindeki o samimi ortam gibi çok güzel saatler geçiriliyor... Önceden haber verirseniz istediğiniz yemeği de yapar, yoksa mönü falan yok, Ayşe kafasına göre her gün bir şeyler yapıyor... Taze makarnalardan zeytinyağlılara...
Sanırım hiçbir mekanı bu kadar övmemiştim... Çünkü galiba hiçbir yer bu kadar övgüyü hak etmiyordu...

Oray Eğin/Akşam