25 Şub 2011 12:54
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:04
BİR ÖRGÜT YAKALANDI! SUÇLARI: TELEVİZYON KURMAYA TEŞEBBÜS!
Soner Yalçın'ın “televizyon kurmaya teşebbüs” suçundan yargılandığını söyleyen Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun suçlamalarla nasıl dalga geçti?
Örgüt
Biliyorsunuz; örgüt yakalandı…
Örgütün asıl neden suçlandığı, nihayet yandaş medyada yer aldı:
“Televizyon kurma işi…”
Daha doğrusu, henüz kurmadıklarına göre… “Televizyon kurmaya teşebbüs” diyelim…
*
Belki İçişleri Bakanı, Başbakan’ın kulağına eğilerek fısıldamıştır:
“Allah muhafaza tam zamanında basılmasa yani… Kabloludan, uydudan, Dijitürk’ten gireceklermiş…”
Başbakan:
“Tehlike diyoruz ya…”
İçişleri Bakanı, elini ağzına kapatarak:
“Ha kuruldu, ha kurulacakmış…”
*
O zaman suç aletleri:
İki kamera, üç montaj masası, bir dönerli yönetmen sandalyesi, spotlar, ucu yuvarlak mikrofon, konukların oturacağı U masa, gizli bölümde kabloların geçeceği iki delik…
Medyaya sızan örgüt elemanları ise; çeşitli gazetelerde yazan, çeşitli görüşlerde, çeşitli gazeteciler…
*
İçişleri Bakanı, Başbakan’ın kulağına eğilerek:
“Biz yakalamasak var ya…”
Başbakan:
“Maazallah…”
Bakan:
“Sıkacaklardı üzerimize, tiiivvvvviiiiii…tiiiivvvvviiiiiiiiii…”
Başbakan:
“Arkasından ‘iyi akşamlar sayın seyirciler… Az sonra…’ diye patlattı mı, bizi imha mahiyetinde?...”
Bakan:
“Hamd-u senaa…Hamd-u senaaa…”
*
Örgüt yakalandı, içeride…
Şurası şaka değil, savcı sormuş:
“Şu televizyon kurma işi nedir?..”
*
Eeee suç…
Bir gazeteci-yayıncının televizyon kurma girişiminin böyle sorgulanması… O kurulmamış televizyonda, program yapıp-yapmayacağı henüz belli olmayan gazetecilerin birer örgüt elemanıymış gibi isimlerinin liste halinde yandaş medyada yayımlanması…
Söyler misin; hangi demokraside olabilir?..
Tutuklamaların üzerinden bir hafta geçtikten sonra, şimdi anlıyoruz ki amaç medyayı susturmak…
Vah zavallı Türkiye…
Odatv soruşturmasını ve Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu’nun suçlarının ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız…
Bence yazıyı baştan okumalısınız.
Bekir Coşkun/Cumhuriyet
Biliyorsunuz; örgüt yakalandı…
Örgütün asıl neden suçlandığı, nihayet yandaş medyada yer aldı:
“Televizyon kurma işi…”
Daha doğrusu, henüz kurmadıklarına göre… “Televizyon kurmaya teşebbüs” diyelim…
*
Belki İçişleri Bakanı, Başbakan’ın kulağına eğilerek fısıldamıştır:
“Allah muhafaza tam zamanında basılmasa yani… Kabloludan, uydudan, Dijitürk’ten gireceklermiş…”
Başbakan:
“Tehlike diyoruz ya…”
İçişleri Bakanı, elini ağzına kapatarak:
“Ha kuruldu, ha kurulacakmış…”
*
O zaman suç aletleri:
İki kamera, üç montaj masası, bir dönerli yönetmen sandalyesi, spotlar, ucu yuvarlak mikrofon, konukların oturacağı U masa, gizli bölümde kabloların geçeceği iki delik…
Medyaya sızan örgüt elemanları ise; çeşitli gazetelerde yazan, çeşitli görüşlerde, çeşitli gazeteciler…
*
İçişleri Bakanı, Başbakan’ın kulağına eğilerek:
“Biz yakalamasak var ya…”
Başbakan:
“Maazallah…”
Bakan:
“Sıkacaklardı üzerimize, tiiivvvvviiiiii…tiiiivvvvviiiiiiiiii…”
Başbakan:
“Arkasından ‘iyi akşamlar sayın seyirciler… Az sonra…’ diye patlattı mı, bizi imha mahiyetinde?...”
Bakan:
“Hamd-u senaa…Hamd-u senaaa…”
*
Örgüt yakalandı, içeride…
Şurası şaka değil, savcı sormuş:
“Şu televizyon kurma işi nedir?..”
*
Eeee suç…
Bir gazeteci-yayıncının televizyon kurma girişiminin böyle sorgulanması… O kurulmamış televizyonda, program yapıp-yapmayacağı henüz belli olmayan gazetecilerin birer örgüt elemanıymış gibi isimlerinin liste halinde yandaş medyada yayımlanması…
Söyler misin; hangi demokraside olabilir?..
Tutuklamaların üzerinden bir hafta geçtikten sonra, şimdi anlıyoruz ki amaç medyayı susturmak…
Vah zavallı Türkiye…
Odatv soruşturmasını ve Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu’nun suçlarının ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız…
Bence yazıyı baştan okumalısınız.
Bekir Coşkun/Cumhuriyet