Bir Kanal D görüntü servisine fit oldunuz! Ayıp size, çok ayıp!
Cemaat medyasının Kabataş görüntüleri için muhalefetin yanında yer almasına Ahmet Taşgetiren böyle isyan etti.
Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Gezi olaylarında Kabataş'ta
çocuğuyla birlikte saldırıya uğrayan Zehra Develioğlu'nun Kanal
D'de yayınlanan görüntülerinin ardından hedefe konulmasıyla ilgili
yazdı.
Taşgetiren cemaat medyasının adeta pusuya yatmış olduğunu ve
savrulmanın bu kadarına pes dediğini söyleyerek isyan etti.
Kanal D bazı görüntüler yayınladı, herkes vaziyet aldı. Özür
dileyenleri mi ararsın, “tezvirat” söylemine yeni malzemeler ilave
edenleri mi? Türkiye’de sanırsınız ki başörtüsü ilk defa
aşağılanıyor, sanırsınız ki başörtülü kadına ilk defa saldırıda
bulunuluyor.
En utanç verici duruşun, Cemaat medyasındaki haber dili ve bazı
köşelerdeki “tezvirat söylemi” olduğunu belirtmeliyim.
Zaman’ın haber başlığı şöyle: “Kabataş’taki darp iddiaları
kutuplaştırma senaryosu muydu?” Haberin içinde de “görüntülerin
iddiaların tamamının neredeyse asılsız olduğunu ortaya koyduğu”
yazılıyor ve bunun “Başbakan tarafından yürütülen kutuplaştırma
politikasının uzantısı olup olmadığını akla getirdiği” ifade
ediliyor. Gazetenin genel yayın Md. Yard. Mehmet Kamış da köşesinde
“Ortada sadece tezvirat var” ifadesini kullanıyor.
Ben savruluşun bu kadarına pes diyorum.
HİZMET MEDYASI PUSUYA YATMIŞ
Gariptir, Hizmet medyası neden bu kadar pusuya yatmış izlenimi
veriyor?
Görüntüler, ah görüntüler. Ya bu görüntüler gerçeğin tamamını
göstermiyorsa, gibi bir kuşku da doğmadı mı içinize? Yoksa
görüntülerden elinizle koymuş gibi emin misiniz? Zehra’nın
anlattıklarının tamamen uydurma olduğundan emin misiniz? Hadi Elif
Çakır’ı, Halime Kökçe’yi bir kalemde sildiniz, Balçiçek İlter’in
kolunda gördüğünü söylediği morlukların makyaj olduğunu mu
düşünüyorsunuz? Görüntüleri ilk gördüğünde saldırıya inandığını
açıklayan İsmet Berkan’ın tornistanı size daha inandırıcı mı
geldi?
Ah Balçiçek hanım.
“Bir genç kadının hezeyanları” ifadesini kullanmışsınız.Nasıl karar
verdiniz onların hezeyan olduğuna?
Ah Balçiçek hanım.
“Ekrana çıksın başından geçenleri anlatsın” demişsiniz.
Siz olsanız üzerinize işendiğini anlatır mıydınız medya önünde?
O vahşete maruz kalmış bir kadının, ekran önünde bir kere daha aynı
duyguları yaşaması yaklaşımı nasıl içinize sinebiliyor?
Ben “görüntüde bir şey yok” kampanyası yürütenlerin gerçekten neyi
görmek, neyi duymak istediklerini merak ediyorum. “Tayyibin
o......ları” sözlerini mi, yoksa yere düşürülmüş bir kadının başına
erkeklik organının sürülmesini mi?
Kanal D’nin başarısı imiş?
Hadi canım siz de. Özel servisler ne zamandan beri gazetecilik
başarısı oluyor?
Ve sormak istiyorum:
Şu Cemaat medyasına yeniden dönmek istiyorum.
Fethullah Hoca’nın “Başörtüsü füruattır” sözü gönüllü söylenmiş bir
söz müydü?
Sormak istiyorum:
Camianın bünyesinde bulunan başörtülü kadınlar, başlarını gönüllü
olarak mı açtılar yoksa, Türkiye’deki başörtüsü zulmünün sonucu
olarak mı?
İçi yandığı halde ve Tayyip Erdoğan, kamuda başörtüsü özgürlüğü
sağladığı halde, hala başını kapatamayan “Hizmet mensubu” kadınlar
olduğunu biliyorum.
Başörtüsü zulmü yüzünden ruh sağlığı bozulan genç kızlar biliyorum
ki, acıları kitaplara sığmaz.
Ayıp size, çok ayıp. Bu kadar mı koptunuz Türkiye gerçekliğinden
ki, Tayyip Erdoğan düşmanlığı bu kadar mı bürüdü dünyanızı ki,
koştunuz bir Kanal D görüntü servisine fit oldunuz.
Ayıp ve yazık!