24 Eki 2011 18:55 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:56

BİR GAZETECİ KÜRT SORUNUNU DA, IRA'YI DA BİLMEK ZORUNDA!

Medya Derneği'nin düzenlediği “Değişim Sürecinde Medya” seminer serisi, Emre Aköz ve Mustafa Karaalioğlu'nun konuşmacı olduğu seminerle son buldu.

Medya Derneği’nin Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (FSMSEM) işbirliği ile düzenlediği “Değişim Sürecinde Medya” seminer serisi, geçen cumartesi gerçekleştirilen seminerler eşliğinde son buldu. Emre Aköz ve Mustafa Karaalioğlu’nun konuşmacı olduğu son haftanın başlığı, “Demokratikleşme Süreci ve Medya” idi.

Söz hakkı alan ilk konuşmacı Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Emre Aköz oldu. Basın ve devletin iç içe geçmesi durumunu Türk tarihinden örnekler vererek açıklayan Aköz, uzun yıllar medyanın devletin borazanı olarak işlev gördüğünü iddia etti.

Aköz, Türk medyasının “Kürt” demenin bile uygulamada yasak olduğu uzun bir süreç geçirdiğini ifade etti. “Böylesi bir ortam yaşanıyordu ve bu durumu ne basın organları ciddi şekilde değiştirmek istiyordu ne de devlet,” diyerek, medya ve devletin geçmişteki sağlıksız birlikteliğini eleştirdi.

Haberin, takip eden insan topluluklarının kendilerini ve toplumu daha iyi anlamalarını sağladığını ifade eden Aköz, toplumun kendini anlaması için Karayılan’ın röportajının da, Bengi Yıldız’ın konuşmasının da yayınlanması gerektiğini belirtti; basın ve ifade özgürlüğünün kişiler ve kavramlar hakkında mitolojiler üretmemizi engellediğini söyledi. “Demokrasi iyidir; ama ideal demokrasi diye bir şey yoktur. Herkes kendi özgürlüğünü yaşamak için demokrasiyi talep eder. Türbanlı arkadaşların haklarını savunması da demokrasi için iyidir. Başka bir kesimin haklarını savunması da…”

Kürsüye çıkan ikinci isim olan Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, konuşmasında günümüz gazetecisinin sahip olması gereken niteliklere değindi. “Gazetecilik mesleği, demokrat olmayı gerektiren bir meslektir. Aksi halde militanlaşırsınız. Ön yargılarınızın kurbanı olmayın. Her hikayenin bir karşı tarafı vardır,” dedi.

Teknolojinin artık insanları eşitlediğini ifade eden Karaalioğlu, herkesin bilgiye rahatça ulaşabildiğini, bu durumun gazetecinin muazzam bir genel kültüre sahip olması zorunluluğunu doğurduğunu söyledi. “Bir gazeteci artık yalnızca Kürt sorununu değil; İspanya’daki ETA’yı da bilmek zorunda, IRA’yı da bilmek zorunda, Tamil Kaplanları’nı da bilmek zorunda. Yani internet mantığında söylemek gerekirse, bir haberle ilgili tüm linklerin konularını da bilmek ve bir fark yaratmak zorunda.”

Medya sahipliği konusunda geçen haftanın konuğu Lagendijk’in aksine, “Medya patronunun başka işi olmasın demek, 3. dünya görüşüdür. Önemli olan şeffaflık ve hesap verebilirliktir,” yorumunu getirdi. Terör olaylarının medyada veriliş şekli konusunda medyanın da ikilem yaşadığını belirten Karaalioğlu, “Aslolan, halklar arasında nefreti körükleyecek şekilde yayın yapmaktan sakınmaktır,” dedi.

Karaalioğlu’nun konuşmasında en dikkat çeken nokta belki de, genç gazeteci arkadaşlara son senelerde yaşananları not etmeleri gerektiğini önemle nasihat etmesiydi. “Ülkemizde çok önemli şeyler oluyor son zamanlarda. Yalnızca 2010 bile muazzam bir kaynak. Referandum, anayasa değişimi konusu, yargı, orduyla olanlar… Aslında çok önemli şeylere tanık olduk. Bunları lütfen kronolojik olarak yazın bir yere. Oluşturacağınız bu kayıtlar ilerde sizin için çok önemli kaynaklar olacak.”

Konuşmaların ardından, katılımcılara sertifikaları dağıtıldı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç kapanışta bulunamasa da göndermiş olduğu özel not ile organizasyona katılanları kutladı. Dört hafta süren “Değişim Sürecinde Medya” seminer serisi, Medya Derneği Başkanı Salih Memecan’ın teşekkür konuşması ve çekilen toplu fotoğraflar ile son buldu.