İzmir'de modellik yaptığım dönemlerde menajerim benim adıma yarışmaya başvuru yapmış. Haberim yoktu yani. Bir gün telefonum çaldı, 'Ön elemeyi geçtiniz' dendi. Ben de 'neyin ön elemesi' diye yanıt verince 'Miss Turkey'e başvuru yapmışsınız' cevabını aldım. Ben de 'tamam' dedim hemen menajerimi aradım ve 'benimle dalga mı geçiyorlar?' dedim. Benim adıma başvuru yaptığını söyledi. Adının güzellik yarışması olması ilginç gelmişti. Çünkü güzellik çok göreceli bir şey. Modellik sektörüne çok fazla manken kazandırma imkanı sağlıyordu. Profesyonel çerçevede bakarak gittim yarışmaya. İyi ki de katılmışım.
Bir dönem podyumların aranılan ismi, "Bizim zamanlarımızda mankenlik önemli bir meslekti. Asker gibi çalışırdık. Disiplinli ve keskin kuralları olan ve bu mesleğin profesyonel yapılması gerektiğini Uğurkan Erez'den öğrendik. Süreç içerisinde ekonominin değişmesi, tekstil firmalarının yönünü başka yöne çeviriyor olması ve hazır giyim markalarının ortaya çıkması modellik sektörünü aşağıya çekti" dedi.
Özgül Kavruk ayrıca günümüzde en beğendiği mankenin Didem Soydan olduğunu belirterek, "Kafa olarak bu işi çok ciddiye aldığını düşünüyorum. Kişisel hayatı nasıldır hiçbir fikrim yok ama modellik olarak gördüğüm kısım beni çok etkiliyor ve başarılı buluyorum" ifadelerini kullandı.
Emekli manken, 'Oyunculuğa geçişiniz nasıl oldu?' sorusuna ise gülerek, "Söke söke aldım oyunculuğu" yanıtını verdi. Kavruk, "Ekran güzel kadın ve yakışıklı erkek istiyor çoğunlukla. İstisnalar, kadiye bozmaz. Güzelliğiyle ön planda olmayan çok başarılı oyuncular da var tabii. Oyunculuğu sadece bu işin eğitimini almış kişiler yapmalı diye bir zorunluluk yok. Çünkü yapımcılar da zaten öyle değil. Dolayısıyla bu kendi içinde bir sarmal hale gelmiş durumda" dedi. 2000'de 'Derman Bey'de Kadir İnanır ile kamera karşısına geçen Özgül Kavruk, ardından 'Böyle mi Olacaktı', 'Gurbet Kadını', 'Doktorlar' ve 'Sakarya Fırat' dizilerinde canlandırdığı 'kötü kadın' karakterleriyle izleyicilerin hafızalarında yer edinmişti.