22 Oca 2012 10:32
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:15
BİR DAHA DÜNYAYA GELSEM YİNE HABERCİ OLURDUM!
Star Haber Müdürü ve anchorwoman'ı Nazlı Öztarhan anlattı. Star Haber'de neler oluyor?
Ekrandaki güzel kadınlara, ’torpilli’ bakışı atmak adetten bizim ülkemizde; lise eğitimini İsviçre’de tamamlayıp, ardından televizyonculuk eğitimi için Boston’daki Emerson College’e devam etmesi sanırız sıkı bir cevap olacaktır. Bu arada çift ana dal eğitimi alarak, yani televizyon ve psikolojiden mezun olarak çalışmaya başladığını da söylemeliyiz.
1999 yılında mesleğe başladığı günlerde yaşadığı heyecanı hala hisseden ama haber sunarken kimi zaman gözyaşlarına engel olamayan Nazlı Öztarhan...
Muhabirlikle başlayan meslek hayatında hızla ilerlemiş ve hayatını meslek odaklı yaşamaktan hep keyif almış Nazlı Öztarhan. Şimdi de Star TV Haber Müdürü olarak yeni stüdyolarında, habere daha fazla odaklanan bir anlayışla ve çok sevdiği ’takım arkadaşlarıyla’ sadece işini yapmakta.
Öztarhan’la bir ana haber öncesi buluşan Akşam’dan Elif Aktuğ sordu, Öztarhan yanıtladı...
OLAY YERİNDEN BİLDİRMEK ÇOK ZEVKLİ
- İçinize habercilik ateşi mi düştü ilkin, yoksa sunuculuk mu?
Aslında bu işe başlarken aklımda sunuculuk yoktu. Süreç böyle gelişti. Yıllarca sıcak haberin tam ortasındaydım. Saatlerce soğukta takip ettiğim toplumsal olayların, eylemlerde yediğim gaz bombalarının, belime kadar kanalizasyon sularının içinden yaptığım yayınların verdiği tuhaf hazzı anlatmak zor. Meslek aşkı böyle bir şey olsa gerek. O nedenle muhabirliğin yeri ayrıdır benim için ve gazeteci, muhabir kalabilendir her zaman. Emin olun olay yerinden bildirmek, stüdyodan bildirmekten çok daha heyecan verici.
- Hiç içinizde başka bir işle alakalı ukde kaldı mı? Haberci olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Bu soruyu sıklıkla kendime soruyorum. Ama bir daha dünyaya gelsem yine gazeteci olurdum. Sorgulayan, araştıran, toplumun gerçekleri öğrenmesine hizmet eden olmak. Daha güzel ne olabilir ki?
- Aileniz desteklemiş miydi sizi, polis muhabiri olarak da çalışmışsınız, hiç karşı çıktılar mı?
Sokakta, özellikle çatışmaların, toplumsal olayların göbeğinde olduğum anlarda bir annenin evladını koruma içgüdüsünün yansımaları dışında bir sıkıntı olmadı. Ben mutlu oldukça ailem de mutlu oldu hep. Her zaman desteklerini arkamda hissettim.
- Ekranda olmak nasıl bir his, büyük sorumluluk değil mi?
Canlı yayın, takdir edersiniz ki her zaman bir riski barındırır. O yüzden koca bir sorumluluk. Ve canlı yayında söz ağızdan çıktıktan sonra artık herkesindir. Hataların telafisinin olmadığı, övgülerin bol ama eleştirilerin acımasız olduğu bir alan ekran.
- Yazılan haber metinlerine müdahale ediyor musunuz, nasıl bir sistemle çalışırsınız?
Her sabah yeniden başlayan ve ana habere kadar 12 saat süren bir yolculuğa çıkıyoruz ekip arkadaşlarımla. Koltuk, unvan ve egodan uzak ’fikir fikirden üstündür’ mantığıyla hareket ediyoruz. Haberlere nasıl bakacağımızı toplantılarda birlikte belirliyoruz. Star haber merkezinde yöneticiyim; dolayısıyla haberlerin içeriğine gerektiğinde elbette müdahale ediyorum.
- Kendinizi sonradan seyrettiğiniz olur mu, beğenmediğiniz ya da beğendiğiniz özellikleriniz var mı/neler?
Seyretme ihtiyacı duymuyorum. ’Keşke’lerden uzak olmak adına da, o vakti bir sonraki bültene hazırlanarak geçirmeyi tercih ediyorum. Yaptığım işte disiplin önemli benim için. Ayrıca fazla kontrolcüyüm galiba. Bunun işe olumlu yansıması oluyor ama uzun vadede beni yıprattığı da kesin.
- Kadın haber spikerlerinin hep çok güzel olduğunu görüyoruz ama erkekler pekala orta yaşın üzerinde de bu işi yapabiliyor. Sizce bir haksızlık var mı bu işte?
Bu işin güzellikten öte kriterlerle yapılması gerektiğini er geç kavrayacağız. Görsellik elbette önemli ama ne güzellik ne iyi diksiyon yeterli kriterler değil. Maalesef medya, erkek egemen bir sektör. Ama son dönemde ekran önünde ve yöneticilikte kadınlarda azımsanmayacak bir ivme var. Star haber de buna güzel bir örnek. Yurt haberden, dış habere; prodüktör şefine kadar ezici bir kadın çoğunluğu var.
EZBER BOZMAK İSTEDİK
- Bir ara mini etekle haber sunmak, ayakta haber okumak gibi kavramları tartıştık; sizin bakışınız nedir bu tartışmalara?
Bence dekolte, haberde rahatsız edici görüntüdür. Ama ’yeni Star’la birlikte biz de stüdyoda birtakım değişikliklere gittik. Klişeleşmiş yakın plan haber sunmanın dışında ayağa kalktık. Standart formatın dışına çıkmak, ezber bozmak istedik. Riskliydi ama yenilikte öncü olduk ve olumlu geri dönüşler alıyoruz..
- Kıyafetler, makyaj, saç sizi ne kadar ilgilendirir; ekran için birinci kural nedir?
En sade en güzeldir her zaman. Hiçbir şey haberin önüne geçmemeli. Ben her zaman o yapılı saçlardan, abartılı makyajdan ve dikkati dağıtan takı ve mimiklerden uzak durmayı tercih ettim. Aslolan haberdir. Birey olarak haberin önüne geçiyorsanız eğer, o işte bir yanlışlık vardır.
- Unutamadığınız haber var mıdır, okurken çok duygulandığınız mesela?
Şehit haberleri konusundaki hassasiyetimi yakın çevrem iyi bilir. Ayrıca özellikle bir anne olarak çocuklara şiddet haberlerine dayanamıyorum, savunmasızlar çünkü.
- Sunuculuk için ayrı bir eğitim aldınız mı?
Spikerliğin gündemimde bile olmadığı muhabirlik dönemimde diksiyon kursuna gitmiştim. Sonradan faydası oldu tabi.
- Bu işi yurtdışında yapmak ister miydiniz?
Haberin bu kadar bol, manşetlerin bu kadar hızlı değişebileceği başka bir ülke yok. Ülkemde yapmak fazlasıyla tatmin ediyor.
- Ekrana ’çıkmak’ çok mu önemli, neden herkes televizyonda olmayı istiyor?
Dışarıdan büyüleyici, ışıltılı bir dünya. Popülariteyi seviyor insanlar. Çoğu zaman ekrandakilere gereğinden fazla anlam yüklüyorlar gibi geliyor bana. Elbette bu durum ekrana çıkan için manevi tatmini artıran bir faktör. Ama önemli olan ne kadar birikimle o ekranı doldurduğun. Çünkü aynı ekran parlattığından daha hızlı eritir sizi.
- Bir yandan hızla kariyer yaparken bir yandan da anne oldunuz. Hamile kalarak risk aldığınızı, işten uzak kalırsanız ortamdan soğuyacağınızı düşündünüz mü?
Yok hayır. Her şey olacağına varır. Hayatın güzelliklerini ıskalamamak lazım kariyer için.
- Kızınızla aranız nasıl, size benziyor mu?
Büyük bir aşk yaşıyoruz. Kayra büyürken aynı zamanda çok şey öğretiyor bana. Hayatı anlamlı kılıyor. Benim küçüklüğüme benzetiyorum.
Herkes bildiği iş yapmalı
- Habercilikten oyunculuğa geçenler var, size böyle teklif geldi mi, nasıl bakıyorsunuz oyuncu olan habercilere?
Dizi, reklam teklifleri geldi. Ama ben gazeteciyim. Herkes bildiği işi yapmalı.
- Eleştirilmeye tahammülünüz var mıdır? Göz önünde olanı eleştirmek gibi bir huyumuz var...
Eleştirilere fazlasıyla açığım ve önemsiyorum. Özellikle de güvendiğim yakınlarımın eleştirilerini dikkate alırım. Kendi süzgecimden de geçirerek tabii. Ama nezaket sınırlarını zorluyorsa eğer eleştiriler, o zaman kulaklarımı kapıyorum. Mesela twitter’da bir yumurta ikonu arkasına saklanıp, kimliğini gizleyerek, hakaret edenlere!
- Dışarıda/sokakta nasıl tepkiler alıyorsunuz, sevildiğinizi hissetmek güzel mi?
Genel olarak tepkiler çok olumlu. İzleyiciler beni aileden biri olarak görüyor. Özellikle kadınların beğenisini önemsiyorum.
- Eşiniz veya aileniz beğeniyorlar mı sunuculuğunuzu?
Valla bana beğendiklerini söylüyorlar. Ama yeri gelir en sert eleştirileri eşim yapar benimle ilgili.
- Kıyaslama da fazlaca yapılıyor maalesef, siz kendinizi kiminle kıyaslarsınız, rekabet var mıdır kadın sunucular içinde?
Rekabet duygusu içinde hiç olmadım. Ölçüm, yaptığım her işin hakkını vermek. Amacım, bugünü dünden daha başarılı kılmak. Hem kendime hem de işime saygım gereği böyle düşünüyorum.
- Haberci olmak isteyenlere nasıl bir tavsiye verirsiniz?
Gazetecilik bir yaşam tarzıdır. Tatildeyken bir kitap okumak bile bu işin bir parçasıdır. Çevreyi gözlemlemek keza. Çünkü haber her yerdedir. Bu işi yapmak için sevmek şart. Ancak fedakarlığın boyutları ürkütücü. Çocuğunuz büyürken en güzel anlarını kaçırmanın vicdan muhasebesiyle yaşıyorsunuz hep.
Artık haberde daha seçiciyiz
- Star TV, Doğan Grubu’ndan Doğuş Grubu’na geçti. Peki holding değişikliği, Star haberin akışını, habere bakışını da değiştirdi mi?
Haberlerde daha seçici davranıyoruz artik. Gündemin en önemli başlıklarını konuklarıyla, canlı bağlantılarla mercek altına alıyoruz. Öte yandan ajansların geçtiği her kanalda olan kaza anı, kameraya yansıyan hırsızlık, mobese kayıtlarından feragat ediyoruz. Haber süresini kısaltıp, yayınlanan haber sayısını artırdık. Elbette her haber hak ettiği sürede yayınlanıyor ama bülten yeni kimliğiyle çok daha hızlı ve tempolu.
- Sizinle ve gazeteciliğinizle alakalı ne değişmeyecek?
Bugüne kadar hazırladığım ve sunduğum haberlerde hiçbir ideolojinin tarafı, maşası olmadığım gibi, bundan sonrası için de bu söz konusu olamaz. Evet tarafım, demokratik, laik, özgürlükçü bir ülkeden, insan haklarından tarafım. Meslek ilkelerime de sıkı sıkıya bağlıyım. Bu kriterler değişken değildir benim için.
AKŞAM
1999 yılında mesleğe başladığı günlerde yaşadığı heyecanı hala hisseden ama haber sunarken kimi zaman gözyaşlarına engel olamayan Nazlı Öztarhan...
Muhabirlikle başlayan meslek hayatında hızla ilerlemiş ve hayatını meslek odaklı yaşamaktan hep keyif almış Nazlı Öztarhan. Şimdi de Star TV Haber Müdürü olarak yeni stüdyolarında, habere daha fazla odaklanan bir anlayışla ve çok sevdiği ’takım arkadaşlarıyla’ sadece işini yapmakta.
Öztarhan’la bir ana haber öncesi buluşan Akşam’dan Elif Aktuğ sordu, Öztarhan yanıtladı...
OLAY YERİNDEN BİLDİRMEK ÇOK ZEVKLİ
- İçinize habercilik ateşi mi düştü ilkin, yoksa sunuculuk mu?
Aslında bu işe başlarken aklımda sunuculuk yoktu. Süreç böyle gelişti. Yıllarca sıcak haberin tam ortasındaydım. Saatlerce soğukta takip ettiğim toplumsal olayların, eylemlerde yediğim gaz bombalarının, belime kadar kanalizasyon sularının içinden yaptığım yayınların verdiği tuhaf hazzı anlatmak zor. Meslek aşkı böyle bir şey olsa gerek. O nedenle muhabirliğin yeri ayrıdır benim için ve gazeteci, muhabir kalabilendir her zaman. Emin olun olay yerinden bildirmek, stüdyodan bildirmekten çok daha heyecan verici.
- Hiç içinizde başka bir işle alakalı ukde kaldı mı? Haberci olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Bu soruyu sıklıkla kendime soruyorum. Ama bir daha dünyaya gelsem yine gazeteci olurdum. Sorgulayan, araştıran, toplumun gerçekleri öğrenmesine hizmet eden olmak. Daha güzel ne olabilir ki?
- Aileniz desteklemiş miydi sizi, polis muhabiri olarak da çalışmışsınız, hiç karşı çıktılar mı?
Sokakta, özellikle çatışmaların, toplumsal olayların göbeğinde olduğum anlarda bir annenin evladını koruma içgüdüsünün yansımaları dışında bir sıkıntı olmadı. Ben mutlu oldukça ailem de mutlu oldu hep. Her zaman desteklerini arkamda hissettim.
- Ekranda olmak nasıl bir his, büyük sorumluluk değil mi?
Canlı yayın, takdir edersiniz ki her zaman bir riski barındırır. O yüzden koca bir sorumluluk. Ve canlı yayında söz ağızdan çıktıktan sonra artık herkesindir. Hataların telafisinin olmadığı, övgülerin bol ama eleştirilerin acımasız olduğu bir alan ekran.
- Yazılan haber metinlerine müdahale ediyor musunuz, nasıl bir sistemle çalışırsınız?
Her sabah yeniden başlayan ve ana habere kadar 12 saat süren bir yolculuğa çıkıyoruz ekip arkadaşlarımla. Koltuk, unvan ve egodan uzak ’fikir fikirden üstündür’ mantığıyla hareket ediyoruz. Haberlere nasıl bakacağımızı toplantılarda birlikte belirliyoruz. Star haber merkezinde yöneticiyim; dolayısıyla haberlerin içeriğine gerektiğinde elbette müdahale ediyorum.
- Kendinizi sonradan seyrettiğiniz olur mu, beğenmediğiniz ya da beğendiğiniz özellikleriniz var mı/neler?
Seyretme ihtiyacı duymuyorum. ’Keşke’lerden uzak olmak adına da, o vakti bir sonraki bültene hazırlanarak geçirmeyi tercih ediyorum. Yaptığım işte disiplin önemli benim için. Ayrıca fazla kontrolcüyüm galiba. Bunun işe olumlu yansıması oluyor ama uzun vadede beni yıprattığı da kesin.
- Kadın haber spikerlerinin hep çok güzel olduğunu görüyoruz ama erkekler pekala orta yaşın üzerinde de bu işi yapabiliyor. Sizce bir haksızlık var mı bu işte?
Bu işin güzellikten öte kriterlerle yapılması gerektiğini er geç kavrayacağız. Görsellik elbette önemli ama ne güzellik ne iyi diksiyon yeterli kriterler değil. Maalesef medya, erkek egemen bir sektör. Ama son dönemde ekran önünde ve yöneticilikte kadınlarda azımsanmayacak bir ivme var. Star haber de buna güzel bir örnek. Yurt haberden, dış habere; prodüktör şefine kadar ezici bir kadın çoğunluğu var.
EZBER BOZMAK İSTEDİK
- Bir ara mini etekle haber sunmak, ayakta haber okumak gibi kavramları tartıştık; sizin bakışınız nedir bu tartışmalara?
Bence dekolte, haberde rahatsız edici görüntüdür. Ama ’yeni Star’la birlikte biz de stüdyoda birtakım değişikliklere gittik. Klişeleşmiş yakın plan haber sunmanın dışında ayağa kalktık. Standart formatın dışına çıkmak, ezber bozmak istedik. Riskliydi ama yenilikte öncü olduk ve olumlu geri dönüşler alıyoruz..
- Kıyafetler, makyaj, saç sizi ne kadar ilgilendirir; ekran için birinci kural nedir?
En sade en güzeldir her zaman. Hiçbir şey haberin önüne geçmemeli. Ben her zaman o yapılı saçlardan, abartılı makyajdan ve dikkati dağıtan takı ve mimiklerden uzak durmayı tercih ettim. Aslolan haberdir. Birey olarak haberin önüne geçiyorsanız eğer, o işte bir yanlışlık vardır.
- Unutamadığınız haber var mıdır, okurken çok duygulandığınız mesela?
Şehit haberleri konusundaki hassasiyetimi yakın çevrem iyi bilir. Ayrıca özellikle bir anne olarak çocuklara şiddet haberlerine dayanamıyorum, savunmasızlar çünkü.
- Sunuculuk için ayrı bir eğitim aldınız mı?
Spikerliğin gündemimde bile olmadığı muhabirlik dönemimde diksiyon kursuna gitmiştim. Sonradan faydası oldu tabi.
- Bu işi yurtdışında yapmak ister miydiniz?
Haberin bu kadar bol, manşetlerin bu kadar hızlı değişebileceği başka bir ülke yok. Ülkemde yapmak fazlasıyla tatmin ediyor.
- Ekrana ’çıkmak’ çok mu önemli, neden herkes televizyonda olmayı istiyor?
Dışarıdan büyüleyici, ışıltılı bir dünya. Popülariteyi seviyor insanlar. Çoğu zaman ekrandakilere gereğinden fazla anlam yüklüyorlar gibi geliyor bana. Elbette bu durum ekrana çıkan için manevi tatmini artıran bir faktör. Ama önemli olan ne kadar birikimle o ekranı doldurduğun. Çünkü aynı ekran parlattığından daha hızlı eritir sizi.
- Bir yandan hızla kariyer yaparken bir yandan da anne oldunuz. Hamile kalarak risk aldığınızı, işten uzak kalırsanız ortamdan soğuyacağınızı düşündünüz mü?
Yok hayır. Her şey olacağına varır. Hayatın güzelliklerini ıskalamamak lazım kariyer için.
- Kızınızla aranız nasıl, size benziyor mu?
Büyük bir aşk yaşıyoruz. Kayra büyürken aynı zamanda çok şey öğretiyor bana. Hayatı anlamlı kılıyor. Benim küçüklüğüme benzetiyorum.
Herkes bildiği iş yapmalı
- Habercilikten oyunculuğa geçenler var, size böyle teklif geldi mi, nasıl bakıyorsunuz oyuncu olan habercilere?
Dizi, reklam teklifleri geldi. Ama ben gazeteciyim. Herkes bildiği işi yapmalı.
- Eleştirilmeye tahammülünüz var mıdır? Göz önünde olanı eleştirmek gibi bir huyumuz var...
Eleştirilere fazlasıyla açığım ve önemsiyorum. Özellikle de güvendiğim yakınlarımın eleştirilerini dikkate alırım. Kendi süzgecimden de geçirerek tabii. Ama nezaket sınırlarını zorluyorsa eğer eleştiriler, o zaman kulaklarımı kapıyorum. Mesela twitter’da bir yumurta ikonu arkasına saklanıp, kimliğini gizleyerek, hakaret edenlere!
- Dışarıda/sokakta nasıl tepkiler alıyorsunuz, sevildiğinizi hissetmek güzel mi?
Genel olarak tepkiler çok olumlu. İzleyiciler beni aileden biri olarak görüyor. Özellikle kadınların beğenisini önemsiyorum.
- Eşiniz veya aileniz beğeniyorlar mı sunuculuğunuzu?
Valla bana beğendiklerini söylüyorlar. Ama yeri gelir en sert eleştirileri eşim yapar benimle ilgili.
- Kıyaslama da fazlaca yapılıyor maalesef, siz kendinizi kiminle kıyaslarsınız, rekabet var mıdır kadın sunucular içinde?
Rekabet duygusu içinde hiç olmadım. Ölçüm, yaptığım her işin hakkını vermek. Amacım, bugünü dünden daha başarılı kılmak. Hem kendime hem de işime saygım gereği böyle düşünüyorum.
- Haberci olmak isteyenlere nasıl bir tavsiye verirsiniz?
Gazetecilik bir yaşam tarzıdır. Tatildeyken bir kitap okumak bile bu işin bir parçasıdır. Çevreyi gözlemlemek keza. Çünkü haber her yerdedir. Bu işi yapmak için sevmek şart. Ancak fedakarlığın boyutları ürkütücü. Çocuğunuz büyürken en güzel anlarını kaçırmanın vicdan muhasebesiyle yaşıyorsunuz hep.
Artık haberde daha seçiciyiz
- Star TV, Doğan Grubu’ndan Doğuş Grubu’na geçti. Peki holding değişikliği, Star haberin akışını, habere bakışını da değiştirdi mi?
Haberlerde daha seçici davranıyoruz artik. Gündemin en önemli başlıklarını konuklarıyla, canlı bağlantılarla mercek altına alıyoruz. Öte yandan ajansların geçtiği her kanalda olan kaza anı, kameraya yansıyan hırsızlık, mobese kayıtlarından feragat ediyoruz. Haber süresini kısaltıp, yayınlanan haber sayısını artırdık. Elbette her haber hak ettiği sürede yayınlanıyor ama bülten yeni kimliğiyle çok daha hızlı ve tempolu.
- Sizinle ve gazeteciliğinizle alakalı ne değişmeyecek?
Bugüne kadar hazırladığım ve sunduğum haberlerde hiçbir ideolojinin tarafı, maşası olmadığım gibi, bundan sonrası için de bu söz konusu olamaz. Evet tarafım, demokratik, laik, özgürlükçü bir ülkeden, insan haklarından tarafım. Meslek ilkelerime de sıkı sıkıya bağlıyım. Bu kriterler değişken değildir benim için.
AKŞAM