BİR ÇIRPIDA 'KAKA ÇOCUK' OLDUNUZ! ARAMIZA HOŞGELDİN AHMET ALTAN!
Taraf ile Star gazetesi arasında patlak veren matbaa krizine Akşam yazarı Serdar Akinan'dan ilginç yorum!
Star Gazetesi tesislerinde basılan Taraf geçen gün okuruna ulaşamama tehlikesiyle yüz yüze kalmış. Gazetenin Yayın Yönetmeni Ahmet Altan o kriz gecesini ve sonrasını tüm detaylarıyla köşesinde yazdı.
Bir el Star matbaasına geceyarısı uzanmış ve Tarafın basılmasını saatlerce engellemiş...
Gazete ısrarlı telefon trafiklerinden sonra güç bela basılabilmiş. Ahmet Altan bu vahim durumu sonuna kadar araştırmış ve kanaati şu: Benin anladığım Karaalioğlu seyahatteyken bir el gazetenin matbaasına uzandı ve bizim gazetenin basılmasını engelledi.
Ahmet Altanın bu yazısına ise Star dün akşam saatlerinde ipleri kopartan bir açıklama ile yanıt verdi: Cumartesi günü Tarafın basılmadığı iddiası tamamen yalandır. Nitekim birçok merkezde gazete okuruna ulaşmıştır. Basılamayan kısmın sorumluğu ise, Taraf yönetiminin bu istikamette verdiği talimatta aranmalıdır. Belli ki Altanın gizli el suçlaması çok can sıkmış:
Taraf Gazetesi baskı tesislerimize mecbur da değildir... Tarafın içinde gizli eller olmayan matbaalar bulacağını düşünmekteyiz.
Ahmet Altana Aramıza hoş geldin... demek isterim.
Gizli elle tanıştı.
Bu gizli el ne Mustafa Karaalioğlu ne de Star...
Bu gizli el bir zihniyet...
Anayasa değişikliği tartışmaları çevresinde haftalardır süre gelen mesele aslında tam da bu...
Demokrasi sorunumuzu askeri vesayete indirgediniz ve o dar çerçeveye mahkum ettiniz.
Bu süreçte oluşan 80 yıllık mağdurlar ittifakının bir tarafı olarak meselenin daha geniş perspektifle ele alınmasını ve köklü, adil ve kalıcı bir çözüm için toplumsal mutabakat sağlayacak taraf aslında sizlerdiniz.
Olmadı... Burası kesinlikle başka yazılarda uzun uzun tartışılması gereken bir nokta...
Şimdi ittifak çöküyor.
İşaret fişeğini nerede gördük?
Başbakanın Ermenileri yollarız tehdidinde... Haklı olarak orada bir zıpladınız. İrkildiniz...
Birçok isim dayanamadı ve eleştirdi...
Ne oldu?
Bir çırpıda kaka çocuk oldunuz.
İşaret parmağı havaya kalktı... Kaşlar çatıldı... Ses kalınlaştı ve o hitabet sanatı devreye girdi...
Bizim yıllardır giderek artan ölçüde muhatap olduğumuz üslup ve muameleye siz de bir çırpıda tabi oldunuz.
Nasıl bir duygu?
Hani demokrasi? Hani hoşgörü? Hani özgür düşünce? Hani eleştiri?
Askeri vesayet ne kadar kötüyse sivil vesayet de o kadar kötüdür.
Anlayın artık bunu...
Aydın sorumluluğu bugünü ve kendini düşünmek değildir. Olmamalı. Bağımsızlığa ve demokrasiye inanıyorsanız bu gidişin gidiş olmadığını artık görün. O gizli eli ne sanıyordunuz siz? Tek bir kişi mi? Ben çok iyi tanıyorum o gizli eli... Asla bulamayacaksınız...
Bir zihniyetin kütlesi olmaz.
Kim bunlar? Ne?
Asla bulamazsınız.
Bir yerlerde telefonlar çalar... Birileri bir şeyler konuşur. Gölgeler fısıldar... Dostları tanıyamazsınız.. Etrafınızdaki çit hep loşta daralacak.
Hepimiz Pavlovun köpeği oluncaya kadar...
O gizli el, tek el oluncaya kadar.
Birileri; siz biz sesimizi yükseltene kadar bu sürecek...
Serdar Akinan/Akşam