04 Mar 2012 14:27 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:24

"BİNLERCE DOLARLIK ŞARAP İÇİP EN YAKIN ARKADAŞLARINI SATIYORLAR"

Star yazarı Ergun Babahan, medyanın rolünü sorgularken eleştiri oklarını Ertuğrul Özkök'e sapladı!

Medya nasıl kurtulur?

Son günlerde yaşanan tartışmalar, medyanın kamuoyunu bilgilendirmek, iktidarı halk adına denetlemek gibi görevlerinin dışına çıkıp kendi kendini zenginleştirme aracı haline geldiğini ortaya koydu.

Medya yönetici ve yazarları kalemlerini patronların kişisel çıkarlarının hizmetine sundu ve bu çıkarın karşısında duran ve durmaya çalışan herkes, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den Bakan Bahattin Şeker’e kadar medya gücüyle terörize edildi ve susturuldu.

Bu sayede dünyanın başka bir ülkesine olmayacak, olamayacak bir gelişme yaşandı ve kimi medya patronları imkanlarının çok ötesine zenginlik sahibi oldu.

28 Şubat dönemi medya gücünün kişisel zenginlik aracı olarak kullanılması yolunu sonuna kadar açtı.

Maalesef bu kültür ve uygulama giderek veri kabul edildi ve genel uygulama haline geldi.

O yüzden bu medya sahip ve yöneticileri sadece demokrasiye, halkın değerlerine ihanet etmedi, mesleği de korkunç bir batağa sürükledi.

Medyada sahiplik koşullarını değiştirmeyi talep etmek artık gerçekçi de değil, mümkün de değil.

O nedenle yapılması gereken hakim ahlak anlayışını değiştirmek.

Ben Başbakan Erdoğan’ın yerinde olsam, gelecek kuşaklara yönelik iddiamı ‘’Dindar gençlik yerine, ahlaklı gençlik’’ olarak ilan ederdim.

Çünkü itiraf edelim ki, Turgut Özal’ın ‘’Benim memurum işini bilir’’ sözüyle başlayan ANAP döneminde müthiş başarılar elde edildi ama geleneksel ahlak anlayışı da imha edildi.

Zenginliğin tek amaç haline geldiği o dönemde hayali ihracatçı, kaçakçı veya rüşvetçi olmanız önemli değildi, zengin olmanız önemliydi.

Evet, bir toplum açısından zenginlik önemlidir ama tek amaç değildir.

Özal döneminde temeli atılan bu yeni ahlak anlayışı 28 Şubat döneminde arsız bir güç haline geldi ne yazık ki.

İtiraf etmek gerekir ki, muhafazakar kesim içinde de güçlü hale geldi bu anlayış.

Bir toplum sadece “yasak”la ve “günah”la doğru yolu bulamaz, “ayıp”la da bulur ve yine kabul etmek gerekir ki, son yıllarda ayıp anlayışını da yitirdik.

Darbe yapmanın ayıp olduğunu, darbecilerle işbirliği yapmanın ayıp olduğunu bu yargılama süreci sayesinde öğreniyoruz hep beraber.

Ancak bütün ahlak anlayışını yargı eliyle yenileyemeyiz.

Zenginlik kadar ahlakı da amaç haline getirmek ve buna medyadan başlamak gerekiyor. Ahlaki değerlerini kaybetmiş bir medya kültürü topluma doğru yön veremez açıkçası.

Ahlakı yozlaştıran, tek hedefi binlerce dolarlık şarap içme haline getirten, 20 yıllık yakın çalışma arkadaşını bir kalemde satmayı mubah sayan anlayışın temsilcileri tasfiye olmadan da bu gerçekleşmez.

Ergun BABAHAN / STAR GAZETESİ