26 Nis 2022 11:50 Son Güncelleme: 26 Nis 2022 13:45

Bilim insanları açıkladı: Doğum kontrol hapları tarihe karışıyor…

ABD'de yapılan yeni bir araştırma, doğum kontrolünde yeni bir devrin sinyalcisi olabilir.

ABD’de yer alan Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, her gün doğum kontrol hapı kullanmayı tarihe karıştıracak bir yöntem gerçekleştirdiklerini açıkladı.

Uzmanların ‘umut verici’ olarak tanımladığı yeni yöntem sayesinde, her gün doğum kontrol hapı kullanmak yerine cinsel ilişkiden önce bir hap kullanmak yeterli olacak.

İki tablet şeklinde hazırlanan ilacın doğum kontrolü açısından ‘en iyi aday’ olduğu açıklandı ve “doğurganlığın zirvesinde yumurtlamayı bozduğu” bulundu.

Araştırmacılar, hastaların ve doktorların yeni bir doğum kontrol yönteminin geliştirilmesiyle ‘çok ilgilendiklerini’ söyledi.

MEVCUT HAPLARIN YAN ETKİLERİ SORUN YARATIYOR

Mevcut doğum kontrol hapları, ruh hali değişimleri, mide bulantısı, baş ağrıları gibi yan etkilere neden olabileceği ve kan pıhtılaşması ve rahim ağzı kanseri gibi hastalık risklerini artırabileceği için çoğu kişi tarafından tercih edilmiyor veya kullanan kişilerin sürekli şikayetleri ile karşılaşılıyor. Mevcut doğum kontrol haplarının her gün kullanılması da bu etkileri artırmakta öneme sahip.

Yapılan araştırmalar sonucu, 18 ila 35 yaşları arasındaki dokuz kadına, luteal dalgalanma sırasında tek seferlik 30 mg ulipristal asetat ve 30 mg meloksikam verildi. Çalışma sırasında, normal yumurtlama düzenlerini ve luteal dalgalanmalarının ne zaman gerçekleştiğini belirlemek için yaklaşık iki ay boyunca dokuz kadın takip edildi.

YAN ETKİLERİNİN DAHA FAZLA ARAŞTIRILMASI GEREKİYOR

BMJ Cinsel ve Üreme Sağlığı dergisinde yayınlanan bulgular, kadınların altısında yumurtlamanın bozulduğunu, sekizinin ise eksik yumurtlama için bazı kriterleri karşıladığını ortaya çıkardı.

Araştırmacılar sonuçların ‘umut verici’ olduğunu ve ilaç kombinasyonunun ‘gebe kalma riski en yüksek olduğunda’ yumurtlamayı kesebileceğini öne sürdüler.

Bununla birlikte, ilaç kombinasyonunun performansı ve tetikledikleri yan etkiler konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirttiler.