Önceki gece İstanbul’a gelerek, günlerdir yolunu gözleyen siyah beyazlı camiaya derin bir oh çektiren 29 yaşındaki futbolcunun Türkiye’deki ilk sözleri; “Transferim uzun sürdü ama burada olduğum için mutluyum” oldu.
Peki transferin gerçekleşmesi neden bu kadar uzun sürdü? Hürriyet’ten Ertuğrul Güneş, Weghorst’un sıradışı hayat hikayesini yazdı.
İlk gençlik çağlarında yaşadığı o baskıyı, “Birçok iyi niyetli insan, beni bırakmaya çağırdı. Bazı antrenörler futbolda iyi olmadığımı söylediler” sözleriyle anlatan Wout Weghorst, Futbol oynamaya devam ederken ailesini de kırmamak adına eğitimini aksatmadı; bir değil iki diploma birden aldı. İlk olarak ailesinin petrol ve gaz ticaretini öğrenmesi için okumasını istediği işletme eğitimini tamamladı. Daha sonra da Spor yönetimi üzerine lisans eğitimi aldı.
Futbola yerel takım NEO’da başlayan Wout Weghorst, ilk başlarda takımın en kötü oyuncularından biri olarak gösteriliyordu. Birkaç kulüpte daha oynadıktan sonra ailesinin de yardımıyla Willem II Tilburg’da kendisine yer buldu. Şans eseri, Weghorst’un annesi Astrid, o zamanlar Willem II’nin direktörü olan Jan van Esch’in eşiyle arkadaştı. Eşinin konuşmalarından ve oyuncunun tutkusundan etkilenen Jan van Esch, bir scoutunu onu izlemesi için gönderdi.