12 Mar 2014 23:20
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:59
Berkin'in babası reklama kadar dayanabildi!
Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, CNNTürk'te Enver Aysever'in sorularını yanıtladı.
Berkin'in babası Sami Elvan CNN Türk'te Enver Aysever'in programına
katıldı. Sami Elvan Başbakan Erdoğan'a seslenerek Berkin'in
katilinin bulunmasını istedi. Baba Elvan ayrıca "Evimin önüne bir
ayakkabı kutusu istiyorum. Her gün Berkin evden çıkarken benden
harçlık alırdı. Berkin’in harçlığını her sabah o ayakkabı kutusuna
bırakacağım. O zaman belki Berkin’in katilini bulup getirirler"
diye konuştu.
Canlı yayıınlanan programda Sami Elvan oğlunun ölümüyle ilgili ortaya atılan iddialara yanıt vererek başladı.
Sami Elvan, “Bizim 9 aydır orada, hastanede en alt kademesinden tutundan da en üst kademeye kadar en ufak bir kuşkumuz yok. Berkin ile birlikte onlar da mücadele ettiler. Ama maalesef çocuk çok zayıfladı. Direnci azaldı. Beslenmedi, sadece mamayla besleniyordu. Yoğun bakımda makinelerle yaşıyordu.” dedi.
Yayından önce doktor kontrolünden geçen Sami Elvan şunları söyledi;
"SANKİ BİRİLERİ BERKİN'İ UZAYDAN VURMUŞ"
“Benim bildiğim sadece görgü tanıkları var. Polislerin kimisi nerede görev yaptığımı bilmiyorum diyor. Kimisi biber gazı eğitimi aldım ama orada kullanmadım. Üç maymunu oynuyorlar. Sanki Berkin’i birileri uzaydan vurmuş. Her şey ortada ama ortada bir suçlu yok. 9 ay sonra çocuğumuzu sonsuzluğa uğurladık ama hala ortada bir suçlu yok.”
“Vali’ye telefonla aradığında sitemde bulundum. Törenle ilgili bilgi almak istedi. Sizin programınız nedir dedi. Ben de anlattık. En ufak da ondan bir talebim olmadı. Başka bir Berkin vakası yaşanmasın, aile olarak bunu istiyoruz dedim. Sonradan çıkmış olaylar. Yeni haber aldık.”
"O BAŞBAKAN'A SESLENİYORUM"
“Eğer biz de bu ülkenin vatandaşıysak, bu bayrak altında yaşıyorsak, ben de bu devlete vergi veriyorsam, Berkin ekmek almaya gitti. O Başbakana sesleniyorum. İstese benim çocuğumun katilini 1 saat içinde getirir. Emri o verdi. Zaten polisler emir kulu. Benim polisim destan yazdı dedi. Emri verdi. O 7 kişinin de durumu öyle. Mısır’da ölenler için diledi ama bizim için baş sağlığı dilemedi. Demek ki biz bu ülkenin vatandaşı değilmişiz. Berkin’in fenalaştığı güne kadar bizi devletin en alt kademesinden en üst kademesine kadar bizi kimsenin aramadığını biliyorum. Hükümet tarafından en ufak bir telefon dahi almadım. Günlük ya da saatlik haberlerini hastaneden alıyorlardı. Benden daha iyi biliyorlardı. Neden alıyorlardı onu bilemiyorum. Bugün başbakanımız ağzını açtığında dinden bahsediyor. Eğer ki vicdanı varsa benim çocuğumu öldüreni ortaya çıkarsın. Ben çıkaracağına inanmak istiyorum.”
DURUMUM İYİ DEĞİL
“Berkin 2 yaşında geldi o mahalleye ve 14 yaşına kadar yaşadı. Benim o zamanki evim birinci kattaydı. Ne bir hırsızlık ne bir şey, en ufak bir sorun yaşamadım. Bilmiyorum niçin benim çocuğumu vurdular. 14 yaşında bir çocuğun siyasi düşüncesi olamaz. Nereye çekersen götürür. Bütün çocuklar dışarıdaydı. Ben demiyorum ki çocuğum Taksim’e gitmemiştir. Eğer oradaki insanlar suçluysa, eğer ekmek almaya gitmek suçsa benim çocuğum suçludur. Eşim, akrabalarım şu an komalık durumda. Benim de şekerim yükseldi. Durumum iyi değil.”
“Berkin çok sıcakkanlı, zeki bir çocuktu. Son zamanlarında biraz okulu aksatmıştı onu biliyorum ama ergenliğe girişine bağlıyorum. Öğretmenleri her gün yanıma gelip benimle birlikte aynı duyguları paylaşıp ağlamaktan kendilerini alamıyorlardı.“
BERKİN HERKESİN ÇOCUĞU
“Daha önceden Denizler, İbrahimler, Mahirler yaşadı bu ülkede. Berkin de onlar gibi, Berkin artık herkesin çocuğu. Dün metrobüs duraklarında insanlar Berkin’in resimlerini gördüler. İnsanların nasıl çığlık attıklarını, kendilerini yerlere attıklarını gördüm. Kimsenin artık sokakta can güvenliği yok. Cenaze çok kalabalıktı. Milletvekilleri, sanatçılar… Her kesimden insanlar vardı. Sendikalar oradaydı. TÜSİAD açıklama yayınlamış, Güler Sabancı konuşmuş. Bunlar önemli şeyler.”
“Ben bundan sonra adalet için mücadele edeceğim. Şu an o kadar doluyum ki. Nerede ne gibi bir eylem yapılıyorsa, nereye başvuruluyorsa onu yapacağım. Zaten bitirmişler beni. Zaten beni öksüz bıraktılar. Benim evimin önüne bir ayakkabı kutusu istiyorum. Her gün Berkin evden çıkarken benden harçlık alırdı. Berkin’in harçlığını her sabah o ayakkabı kutusuna bırakacağım. O zaman belki Berkin’in katilini bulup getirirler.”
“Berkin herkesin evladı. Herkes üstüne düşeni yapmalı. Benim toplumdan tek istediğim bunları yapanların yargılanması. Gündemde tutulması. Başka bir istediğim yok.”
“O ÇOCUĞUNU İFADEYE VERMEYE BİLE GÖNDERMEDİ”
“İşin gerçeği şu saatten sonra Başbakan beni ne kadar teselli edebilir bilmiyorum. Bugün kendisini benim yerime koysun. Ona göre yapılması gerekeni yapsın. Ben şu an niçin buradayım, çocuğumu bugün son yolculuğuna uğurladım ve o orada üşüyor. O çocuğunu ifade vermeye bile göndermedi. Benim çocuğum en azından hırsızlıkla suçlanmadı. Onurlu gitti. O yüzden de halk yanındaydı.”
ÇOCUKLARIM KÖTÜ DURUMDALAR
“Çocuklarımın hepsi çok kötü durumdalar. Evde doktorlar var şu an. Bugün eşimin akrabalarından ikisini hastaneye kaldırmışlar. Eğer ki Berkin’imiz yaşasaydı adı Berkin Ethem Elvan olacaktı. Berkin’le ilgili doktorlarımız konusunda en ufak bir sıkıntı yok. Onların da yeri geldiğinde bizimle birlikte ağladığını biliyorum.”
Sami Elvan'ın bu sözlerinden sonra canlı yayına reklam arası verildi ancak baba Elvan canlı yayına dönmedi. Konuyla ilgili twitter'dan bir açıklama yapan Enver Aysever "Sami Elvan'ın sağlık durumu şu an kontrol altında Bilginize. Bir baba evladını toprağa verince ne kadar iyiyse o kadar iyi!" bilgisini paylaştı.
Canlı yayıınlanan programda Sami Elvan oğlunun ölümüyle ilgili ortaya atılan iddialara yanıt vererek başladı.
Sami Elvan, “Bizim 9 aydır orada, hastanede en alt kademesinden tutundan da en üst kademeye kadar en ufak bir kuşkumuz yok. Berkin ile birlikte onlar da mücadele ettiler. Ama maalesef çocuk çok zayıfladı. Direnci azaldı. Beslenmedi, sadece mamayla besleniyordu. Yoğun bakımda makinelerle yaşıyordu.” dedi.
Yayından önce doktor kontrolünden geçen Sami Elvan şunları söyledi;
"SANKİ BİRİLERİ BERKİN'İ UZAYDAN VURMUŞ"
“Benim bildiğim sadece görgü tanıkları var. Polislerin kimisi nerede görev yaptığımı bilmiyorum diyor. Kimisi biber gazı eğitimi aldım ama orada kullanmadım. Üç maymunu oynuyorlar. Sanki Berkin’i birileri uzaydan vurmuş. Her şey ortada ama ortada bir suçlu yok. 9 ay sonra çocuğumuzu sonsuzluğa uğurladık ama hala ortada bir suçlu yok.”
“Vali’ye telefonla aradığında sitemde bulundum. Törenle ilgili bilgi almak istedi. Sizin programınız nedir dedi. Ben de anlattık. En ufak da ondan bir talebim olmadı. Başka bir Berkin vakası yaşanmasın, aile olarak bunu istiyoruz dedim. Sonradan çıkmış olaylar. Yeni haber aldık.”
"O BAŞBAKAN'A SESLENİYORUM"
“Eğer biz de bu ülkenin vatandaşıysak, bu bayrak altında yaşıyorsak, ben de bu devlete vergi veriyorsam, Berkin ekmek almaya gitti. O Başbakana sesleniyorum. İstese benim çocuğumun katilini 1 saat içinde getirir. Emri o verdi. Zaten polisler emir kulu. Benim polisim destan yazdı dedi. Emri verdi. O 7 kişinin de durumu öyle. Mısır’da ölenler için diledi ama bizim için baş sağlığı dilemedi. Demek ki biz bu ülkenin vatandaşı değilmişiz. Berkin’in fenalaştığı güne kadar bizi devletin en alt kademesinden en üst kademesine kadar bizi kimsenin aramadığını biliyorum. Hükümet tarafından en ufak bir telefon dahi almadım. Günlük ya da saatlik haberlerini hastaneden alıyorlardı. Benden daha iyi biliyorlardı. Neden alıyorlardı onu bilemiyorum. Bugün başbakanımız ağzını açtığında dinden bahsediyor. Eğer ki vicdanı varsa benim çocuğumu öldüreni ortaya çıkarsın. Ben çıkaracağına inanmak istiyorum.”
DURUMUM İYİ DEĞİL
“Berkin 2 yaşında geldi o mahalleye ve 14 yaşına kadar yaşadı. Benim o zamanki evim birinci kattaydı. Ne bir hırsızlık ne bir şey, en ufak bir sorun yaşamadım. Bilmiyorum niçin benim çocuğumu vurdular. 14 yaşında bir çocuğun siyasi düşüncesi olamaz. Nereye çekersen götürür. Bütün çocuklar dışarıdaydı. Ben demiyorum ki çocuğum Taksim’e gitmemiştir. Eğer oradaki insanlar suçluysa, eğer ekmek almaya gitmek suçsa benim çocuğum suçludur. Eşim, akrabalarım şu an komalık durumda. Benim de şekerim yükseldi. Durumum iyi değil.”
“Berkin çok sıcakkanlı, zeki bir çocuktu. Son zamanlarında biraz okulu aksatmıştı onu biliyorum ama ergenliğe girişine bağlıyorum. Öğretmenleri her gün yanıma gelip benimle birlikte aynı duyguları paylaşıp ağlamaktan kendilerini alamıyorlardı.“
BERKİN HERKESİN ÇOCUĞU
“Daha önceden Denizler, İbrahimler, Mahirler yaşadı bu ülkede. Berkin de onlar gibi, Berkin artık herkesin çocuğu. Dün metrobüs duraklarında insanlar Berkin’in resimlerini gördüler. İnsanların nasıl çığlık attıklarını, kendilerini yerlere attıklarını gördüm. Kimsenin artık sokakta can güvenliği yok. Cenaze çok kalabalıktı. Milletvekilleri, sanatçılar… Her kesimden insanlar vardı. Sendikalar oradaydı. TÜSİAD açıklama yayınlamış, Güler Sabancı konuşmuş. Bunlar önemli şeyler.”
“Ben bundan sonra adalet için mücadele edeceğim. Şu an o kadar doluyum ki. Nerede ne gibi bir eylem yapılıyorsa, nereye başvuruluyorsa onu yapacağım. Zaten bitirmişler beni. Zaten beni öksüz bıraktılar. Benim evimin önüne bir ayakkabı kutusu istiyorum. Her gün Berkin evden çıkarken benden harçlık alırdı. Berkin’in harçlığını her sabah o ayakkabı kutusuna bırakacağım. O zaman belki Berkin’in katilini bulup getirirler.”
“Berkin herkesin evladı. Herkes üstüne düşeni yapmalı. Benim toplumdan tek istediğim bunları yapanların yargılanması. Gündemde tutulması. Başka bir istediğim yok.”
“O ÇOCUĞUNU İFADEYE VERMEYE BİLE GÖNDERMEDİ”
“İşin gerçeği şu saatten sonra Başbakan beni ne kadar teselli edebilir bilmiyorum. Bugün kendisini benim yerime koysun. Ona göre yapılması gerekeni yapsın. Ben şu an niçin buradayım, çocuğumu bugün son yolculuğuna uğurladım ve o orada üşüyor. O çocuğunu ifade vermeye bile göndermedi. Benim çocuğum en azından hırsızlıkla suçlanmadı. Onurlu gitti. O yüzden de halk yanındaydı.”
ÇOCUKLARIM KÖTÜ DURUMDALAR
“Çocuklarımın hepsi çok kötü durumdalar. Evde doktorlar var şu an. Bugün eşimin akrabalarından ikisini hastaneye kaldırmışlar. Eğer ki Berkin’imiz yaşasaydı adı Berkin Ethem Elvan olacaktı. Berkin’le ilgili doktorlarımız konusunda en ufak bir sıkıntı yok. Onların da yeri geldiğinde bizimle birlikte ağladığını biliyorum.”
Sami Elvan'ın bu sözlerinden sonra canlı yayına reklam arası verildi ancak baba Elvan canlı yayına dönmedi. Konuyla ilgili twitter'dan bir açıklama yapan Enver Aysever "Sami Elvan'ın sağlık durumu şu an kontrol altında Bilginize. Bir baba evladını toprağa verince ne kadar iyiyse o kadar iyi!" bilgisini paylaştı.