Efe Güray, Beren Saat'in liseden beri sevgilisi ve en yakın arkadaşı.
Elemeler öncesinde uzun bir kuyrukta bekleyen adayların arasında, Beren Saat yerine Efe sıra tutuyordu. Röportaj yapmak isteyen kameralara ise gülümseyerek "Kız arkadaşım için sıra tutuyorum, onun yorulmasını istemedim!" diyordu.
Beren Saat'i ilk bu şekilde tanımıştık: Sevgilisi tarafından çok sevilen ve desteklenen şanslı kız olarak!
Efe, Beren'i sahneye çıktığında hayran gözlerle gurur duyarak izledi. Aslında Beren'in sahneye çıkmasının sebebi de kendisiydi!
Beren Saat o sırada 20 yaşındaydı ve İşletme Fakültesinde okuyordu. Lisede sürekli dans ve tiyatroyla ilgilenmesine rağmen bu tarz bir işe girişmeye cesaret edemiyordu.
Beren'e cesaret veren, onu hayallerinin peşinde koşması için motive eden kişi 3 yıllık sevgilisi Efe'ydi. Beren Saat'in tabiriyle "kolundan tutup" yarışmaya götürmüştü.
"Yarışma bitti, ben ikinci oldum. Ankara’ya döndüm. Sonra bir akşam beraberdik, beni eve bıraktı, ben yatmaya gittim ve ve ve.... Birkaç saat sonra da onu morgda gördüm."
Beren Saat bu korkunç olayı yıllar sonra bu cümlelerle anlattı. Efe Güray, arkadaşının kullandığı bir arabada trafik kazası geçirerek hayatını kaybetmişti.
"Kardeşi aradı. Gazi Hastanesi’ne nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Kopuk oralar. Yol boyu dua ettim. Ama Efe gitmişti, hissettim. Onu hastaneye yetiştirmeye çalışan ambulansta ölmüş. Onu son kez görmek ve dokunmak istedim.."
"Orada, o morgda, sevdiğim adama bakarken 'Birinci hayatım bitti, şimdi ikinci hayatımdayım' dedim."
Beren Saat bu acı kaybını atlatmak için kendisini işine verdiğini, hatta kendi tabiriyle "saçmaladığını" söylüyor.