BENİ İYİ DİNLE MEDYA MAHALLESİNİN ÖZ DECCALİ! KÜTAHYALI, ÖZKÖK'E SERT CEVAP VERDİ!
Takvim gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Hürriyet yazarı Özkök'e köşesinden hem polemiği sürdürecek hem de kızdıracak bir yanıt verdi.
"Elinde boya, ev ev dolaşıp, kapı işaretliyor. Sonra yaygaraya başlıyor. “Şunu da şunu da..." Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, önceki gün kaleme aldığı köşe yazısında isim vermeden Rasim Ozan Kütahyalı’ya çakmıştı. "Ahmet Hakan’ın gözaltına alınacağını" iddia eden Kütahyalı için Özkök, "Medya mahallesinin gammaz çocuğu" yakıştırmasını yapmıştı. Kütahyalı'nın Özkök'e yanıtı gecikmedi.
İşte Kütahyalı’nın o yazısı....
AK Parti’nin yaklaşımı ve Öz-Deccal
Dün AK Parti’nin ikinci adamı ve resmi sözcüsü Hüseyin Çelik, muhteşem bir konuşma yaptı... Dinlerken ayakta alkışladım. Uludere faciasıyla ilgili de en doğru, vicdanlı ve isabetli sözleri yine AK Parti sözcüsü Çelik söylemişti. Diğer hükümet mensuplarının da konuşacaklarsa Çelik üslubunda konuşmaları çok yararlı olur bence. "AK Parti statükoyla uzlaştı" gibi lafları eden dostlarımızın da Çelik’in açıklama ve röportajlarına kulak kesilmeleri gerekir... Bu partinin resmi sözcüsü böyle konuşuyorsa bazı şeyleri yeniden düşünmek gerekir. AK Parti reformist kimliğinden vazgeçemez, vazgeçerse hem bu hükümet hem bu ülke infilak eder... Şimdi Çelik’in harika konuşmasından bazı bölümler aktarmak istiyorum.. "Şunu gördüğümde hayretler içerisinde kalıyorum, sanki darbecilik teröristlikten daha asil bir suçmuş gibi bir bakış açısı sergileniyor, darbecilik nedir?
Toplumda dehşet oluşturmaktır terörizm, teröristler bunu silahlarıyla yaparlar, peki darbeciler ne yaparlar? Darbeciler de silah zoruyla gelir yönetime el koyarlar, halkın iradesini hiçe sayarlar ve bunu silah zoruyla yaparlar, bu silahlar halkın boğazından kesilmiş, vergilerle alınmış silahlardır ama gün gelir o silahlar halka doğrultulur, arada ki fark nedir Allah aşkına? İkisi de silahla yapılan şeylerdir...
Türkiye’deki bütün darbeciler de, teşebbüs edenler de ölüm döşeğinde de olsa yargılanmalıdırlar, ibret-i alem için bu böyle olmalıdır. Bizim kimseyle kan, kin davamız yoktur, biz prensipler çerçevesinde meseleye bakıyoruz artık darbe, söylenti, muhtıralar, andıçlar bizim dünyamızdan, hayatımızdan çıkmalıdır. Herkesin elbette ki takkesi düşer ve kel görünür, her şeyin hesabı sorulacaktır...
28 ŞUBAT YARGILANACAK
Bütün Pinochet’ler hesap vermelidir. Ben burada 12 Eylül’ün tablosunu filan anlatmak istemiyorum. 1 milyon 650 bin insan bu işin mağduru olmuştur. Bu karanlık dönem, ümit ediyorum ki bu davaların başlamasıyla tekrar aydınlanacaktır.
Bu, 28 Şubat için de yapılmalıdır. 28 Şubat bir Gestapo dönemiydi, manevi işkencelerin yapıldığı bir dönemdi, belki doğrudan kimseye silah doğrultulmadı ama Sincan’dan yürütülen tanklar aslında milletin iradesinin üzerinden yürütüldü. 27 Nisan bildirisi de buna dahildir.
Bunların da hesabı günün birinde sorulacaktır.
28 Şubat sürecinde Türkiye’de bir rezillik sergilendi. Tele-kızların, uyuşturucu baronlarının, zamparaların irticanın bir aleti olarak ortaya sürüldüğü bir dönemdi. Medyamız bu işlere o zaman teşne oldu. Bu açıdan herkes bu mesele ile ilgili kafasını netleştirmelidir..."
Çelik’in sözleri net... Benim son sözüm de medyanın deccaline.
Yukarıdakileri iyi okudun mu Öz-Deccal?.. Beni iyi dinle Medya mahallesini Deccali... Hatırlarsın Başbakan’ın talimatı doğrultusunda Hüseyin Çelik daha evvel de "Darbecilerin emriyle manşet atanlar yargılanacak" diye açıklama yapmıştı, sen de "Yandım Allah" demiştin... Aynı Çelik "İllegal güçler tarafından devşirilen ve Ergenekon piyonu olanlar da elbet yargılanacak" deyince senin uşaklığını yapan şahıs günde 3 xanax alır hale gelmişti... Bu sözler Başbakan’ın verdiği görev ve talimatla AK Parti resmi sözcüsü tarafından söyleniyor. Ben demiyorum... Bırak bana laf atmayı... Darbecilerden illegal talimat alarak manşet atanların yargılanması evrensel hukukun gereğidir. Portekiz ve İspanya’da yargılandılar ve cezalarını aldılar.
Buna karşıysan nedamet getirip, af diliyorsan onu söyle...
Bence daha fazla deccallik yapma, otur oturduğun yerde, uşağına da söyle hiçbir psikolojik harp taktiğiyle yargılanmaktan kurtulamaz, aktif pişmanlık yasası seçeneğini değerlendirin ikiniz de...