"BENİ İYİ DİNLE DALAKSIZ!..YANINDAKİ ERGENEKONCU YUMUŞAKÇALARDAN KURTUL,ADAM OL!.." ŞAMİL TAYYAR'DAN AHMET HAKAN'A ZEHİR ZEMBEREK YANIT!..
Mehmet Bekaroğlu'na köşe yardımı yapan Ahmet Hakan'a Şamil Tayyar'dan çok sert yanıt geldi!
Beni iyi dinle dalaksız
Ergenekon'a çomak sokunca bir anda kendimizi tehdit, küfür, hakaret ve iftiraların odağında bulduk. Harmana dalınca tırmık uçlarına hazırlıklı olmak gerektiğinin farkındayım, biliyorum, kendim ettim, kendim buldum.
Şikayetçi misin? Başlangıçta belki, ama şimdi sorarsanız, "asla hayır" derim. Türkiye, nasıl bir tehlikenin eşiğindeymiş, farkına vardık. Türkiye'nin aydınlık geleceğinin inşasında bir kum tanesi kadar rolüm olmuşsa, onu ibadet sayarım.
Her türlü bedeli ödemeye de hazırım.
İlk zamanlar kitaplarımıza ve yazılarımıza "Gılgamış Destanı" gibi bakanlar, Ergenekon iddianamesi ve eklerini görünce apışık kaldılar. Yazdıklarımız, olup bitenlerin yanında tirit kaldı.
Sanmayın, her şey bitti. Oyun şimdi başlıyor. Yeni süreçte, tehlikenin iki önemli boyutu var. İlki, yargı safhasıdır. Diğeri, Ergenekon'un muhafakazar kesime sızmış uzantılarıdır. Sürülmüş bu tarlanın mahsulleri henüz olgunlaşmadı.
Neyse...
Gerçekler gün ışığına çıktıkça, o alanlara da sorti yapacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bilin, bu safha, en zor kısmıdır.
Laf, dönüp dolaşıp buraya gelince, Mehmet Bekaroğlu faslına bir iki cümleyle açıklık getirmek durumundayım.
Önce internet sitelerinden küfür ve hakaret etti, şimdi Hürriyet'in kiralık köşesinden cevap veriyor. Bu arada devreye sokmadığı abisi kalmadı. Kusura bakma, o hurmaları yemeyecektin, sonra tırmalarlar.
Son yazımdaki başlığın çok ağır olduğunu biliyorum, şimdi düşünüyorum az bile. Hiç kimsenin küfür özgürlüğü yoktur. Herkes bilsin, tepkim, cevabıyla ilgili değil, küfredir. Ahmet Hakan'ın yazdığı gibi, ben ona "Ergenekoncu" demişim, o da bana "adamsan ispatla" demiş, sonra ben "Sen kimsin ulan" diye kızmışım, bu durumlara kıl olurmuş, Bekaroğlu isterse köşesini kullandırırmış.
Adil pozları bırak, kankana sahip çıkmanı anlıyorum, ama kusura bakma, biri sana "şerefsiz", "namussuz" deyip internet sitelerine servis ettiği zaman, "Allah'ıma hamdolsun, Umre yolculuğunda beni tanıyanlar çıktı" diyerek ellerini semaya açabilirsin. Üzgünüm, ben, "sen" değilim.
Bak umreye gitmişsin, abin sayılırım, tavsiyem olsun; köşeni ona buna kiraya vereceğine ayak bastığın o kutsal toprakların hakkını ver. Önce yalandan sıyrıl, yanındaki Ergenekoncu yumuşakçalardan kurtul, adam ol.
Tavaf ederken, Safa ve Merve Tepeleri arasında dolaşırken düşünmek için bolca vaktin olacaktır. Allah'tan umrede şeytan taşlama faslı yok, "Sen de mi Ahmet" serzenişiyle karşılaşabilirdin. Anladın mı beni dalaksız?
Sen de iyi bilirsin, kırılan sadece kolun değildi, reytingin de kırılmıştı. Hadi mübarek gün, fitrem olsun, adın anılsın...
Şamil Tayyar/Star