26 Eyl 2009 15:39 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:52

"BEN PATRON OLSAM YUMUŞAMIŞ COŞKUN'A ASLA KÖŞE VERMEM!.." YAVUZ SEMERCİ'DEN BEKİR COŞKUN'A HOŞGELDİN YAZISI!..

Yeni Şafak´ta Taha Kıvanç (Fehmi Koru) "Bakalım yeni köyünde ne yapacak, neler yazacak" demişti dün köşesinde.

Atılıncaya kadar hoş geldin diyorum!


Yeni Şafak´ta Taha Kıvanç (Fehmi Koru) "Bakalım yeni köyünde ne yapacak, neler yazacak" demişti dün köşesinde. "Bekir Coşkun bugüne kadar ne yazdıysa onu yazar" diye düşünenleri de şöyle uyarmış: "Bu iş sandığınız gibi kolay değil."

Kıvanç, "gazetesini değiştiren her yazar yeni yuvasında eski başarısını tekrarlayamıyor, okur uyumu şart" demiş ama asıl tartışmayı şöyle başlatmış:

"Göbeğini kaşıyan adamlarla barışmak istiyorum" dedi meselâ. 'Kürt açılımı' ve 'Ermeni açılımı' ile gündemi belirleyen bir iktidara doğru bir 'Bekir Coşkun açılımı' neden olmasın? Sizler hatırlamasanız bile, bir ara büro komşuluğu da yaptığımız için kalemini iktidarlar konusunda usturuplu kullandığı dönemleri de hatırlıyorum Bekir Coşkun'un..."

***

Coşkun´un yumuşamış hali işe yarar mı? Bence yaramaz. Okur onu öyle tanıyor, öyle seviyor. Ben patron olsam yumuşamış Coşkun´a asla köşe vermem. Yumuşadığı an köşesini elinden alırım. Hükümetlerle başımı derde mi soktu, baskıya direnemiyor muyum, Coşkun´a "yumuşa, üslubunu yumuşat" demem kapının önünü gösteririm daha iyi. Anlayacağınız Coşkun gibilerle çalışmak herkes için bir sınavdır...

***

Okur da hükümetler de farklı seslere, farklı bakışlara hoşgörüyle bakabilmeli. Dikensiz gül bahçeleri yaratmaya çalışanlar aslında bindikleri dalı kesiyor.

Bir yazar nerede sınırı aşar: Yazı, yalan üzerine kurulu bir hakaret içeriyorsa, muhatabıyla kişisel bir kavga güdüyorsa, kişisel hak ve özgürlükleri çiğniyorsa...

Özgürlük adına, kişilere hakaret edemeyiz ancak başbakanların attıkları adımları kendi dünya görüşümüze göre yargılama ve eleştirme hakkını sonuna kadar kullanabilmeliyiz.

***

Coşkun´un, benden ya da bir diğer yazardan daha özgür yazdığına asla katılmam. Ancak Coşkun´u pek çoğumuzdan farklı kılan bir özelliği var: Kalemini bir kılıç gibi keskin ve etkili kullanır. Bu yüzden onun yazdığının on katını dile getirmeniz yetmez... Sorun özgür olmanızda değil etkin olmanızdadır... Ve bu özelliğin siyasi iktidarlar acısından hazmedilmesi zordur.

***

Coşkun yıllardır yazıyor. Müthiş bir birikim ve tecrübe ile olayları, bir fıkra uzunluğunda yorumlayarak okuyucuya sunuyor. Okuması, anlaması kolay.

Coşkun´un pek çok yazarda olmayan bir özelliğini daha keşfettim dün yazısında. 17 yıldır kendisine köşe veren Hürriyet Gazetesi´ne teşekkür etti. Kırgınlık üzerine edebiyat yapmadı. Yaşadıklarını anlatmadı. Dün ayrıldıkları gazeteleriyle ve patronlarıyla, "geçmişte yaşananları deşifre ederek" hesaplaşan toy yazarlardan olmadı. Kendi yolunda yürüdüğünü gösterdi.

Coşkun´un yolculuğunun bir yerinde aynı gazetede yazmaktan büyük mutluluk duydum. En azından atılıncaya kadar "Hoş geldin" diyorum.
Taha Kıvanç´ın ima ettiği gibi yumuşamadığı sürece bu gazetede yazı hayatının uzun süreceğinden de eminim.

Yavuz Semerci/Gazeteport