BEN DEĞİL, MANŞETLER SUÇLU! HRANT DİNK'İN KATİL ZANLISINDAN İLGİNÇ SAVUNMA!
Hrant Dink'in katil zanlısı olarak çocuk mahkemesinde yargılanan Ogün Samast bir mektupla gazete manşetlerini suçladı
Hrant Dink suikastinin tetikçisi Samast bugün ikinci kez çocuk mahkemesine çıktı.
Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ikinci duruşmada 4 ayrı tanık dinlendi.
Tanıklardan biri, olay yerine yakın bir sokakta üç kişiyi arkalarından gördüğünü ve üç kişiden birinin üzerindeki kıyafetlerin Ogün Samast'ın kıyafetlerine benzediğini söyledi.
'MANŞETİ ATANLAR ŞİMDİ NEREDE?'
Ogün Samast mahkemeye gönderdiği mektubu okudu.
"Herşey 2004 yılındaki Türkiye-Gürcistan maçıyla başladı" diyen Samast’ın mektubunda şu ifadeler yer aldı:
“Ben suçlu değilim, suçlu Hrant Dink’i vatan haini olarak gösteren manşetlerdir. Ben gözümdeki çöpü çıkardım şimdi bu manşetleri atanlar düşünsün. Beni bu sürece getirenler şimdi nerede? Ben Agos’u bile bilmezdim. Bugün olsa Hrant Dink’le oturur konuşurdum.”
AVUKAT BELEN: AZMETTİRİCİLERİN SESİYLE KONUŞTU
Duruşmanın ardından adliye çıkışından gazetecilere açıklama yapan Dink ailesinin avukatı Bahri Belen, "Ogün Samast ilk defa bugün kendisini suça sevk edenlerle ilgili açıklama yaptı" ifadelerini kullanarak, "Kendisinin belirli kişiler tarafından suça sevk edildiğini söyledi. Ortaokul mezunu cahil bir kişi olarak da Ziya Paşa’dan alıntılar yaptı. Belli gazetecileri, belli köşe yazarlarını, belli gazeteleri kendisini suça sevk etmekle suçladı. Bu hakikaten daha önce bir çok gazeteci, aydın, yazar ve düşünüre karşı yapılan cinayetlerden biri olan Hrant’ın öldürülmesi olayındaki temel düşüncenin açığa vurumudur." dedi.
"YENİ GAZETECİLERİN, YENİ GAZETELERİ HEDEF GÖSTERİLDİĞİ KANISINDAYIM"
Düşünen, yazan, çizen tartışan insanları vurma konusunda yeni bir hedef gösterildiğini iddia eden avukat Belen, "Gazetecilerin, köşe yazarlarının, yorum yapanların düşüncelerini beğenip beğenmemek herkesin takdirindedir. Birisinin düşüncesini, yazısını, haberini beğenmeyebilirsiniz. Ona karşı yapılacak şey eleştirmektir. Ama ’onlar niye bu cinayetten dolayı bu mahkemede yargılanmıyorlar’ demek, onları bir başka şekilde hedef göstermektir. Bu da Samast’ın arkasında düşünen, araştıran, yazan Hrant’ı öldürenlerin yeni bir hedef göstermesidir. Söyledikleri çok ciddi. Şimdi yeni bir hedef gösterdiği kanısındayım. Yeni gazetecilerin, yeni gazetelerin hedef gösterildiği kanısındayım" diye konuştu.
"BU ÇOK ÖNEMLİ BİR MEKTUPTUR"
"Dink’in öldürülmeden önce hedef gösterilip gösterilmediği" yönündeki soruya ise Belen, " Hedef gösterilmiştir tabi ki" yanıtını verdi. Belen sözlerine şöyle devam etti: "Mektup çok önemli bence. Ogün ilk defa böyle bir açıklama yapıyor. Hatta şunu da söyleyebilirim. Nedim’in, Ahmet Şık’ın yazdıkları, araştırdıkları, söyledikleri için tutuklandığı bu dönemde belli gazetecilerin belli gazetelerin haklı ya da haksız eleştirilme hariç, hedef gösterilmesi çok önemlidir. Bu çok önemli bir mektuptur."
"BU İSİMLERİ MAHKEMENİN ÇAĞIRACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"
"Mektupta geçen isimlerin mahkemeye çağırılıp çağırılmayacağı" sorusuna karşılık ise Belen "Bu isimleri mahkemenin çağıracağını düşünmüyorum. Bu düşünceler ve açıklamalar sadece ve sadece birilerinin niyetini gösterir. Birilerinin hedef gösterdiğinin kanıtı olur" dedi. Ogün Samast’ın mektubu yazmadığını düşündüğünü de sözlerine ekledi.
42 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu 20 sanığın yargılandığı davanın 25 Ekim 2010'daki duruşmasında, tutuklu sanık Ogün Samast'ın suç tarihinde 17 yaşında olduğu gerekçesiyle 6008 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca dosyası ayrılarak 'görevsizlik kararı' ile İstanbul Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.
Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de gazete binasının önünde silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili iddianamede, saldırıyı gerçekleştirdiği öne sürülen Samast'ın 'Hrant Dink'i öldürme' suçlamasıyla, yaşının 18'den küçük olduğu da dikkate alınarak, 18 yıl ile 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, sanığın 'terör örgütüne üye olma' ve 'ruhsatsız silah taşıma' suçlamalarıyla da 8,5 yıl ile 18 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor