BEN DE BU SÖZLERİNİZİ SİZİN AĞZINIZA TIKIYORUM SAYIN BAKAN!
Vatan yazarı Mustafa Mutlu'dan köşe yazarlarına "ağzına tıkarım o yazıları senin" diyerek çıkışan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e sert yanıt...
İşte Mustafa Mutlu'nun bugünkü yazısının ilgili bölümü
Ağza tıkmak!
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin kendisini eleştiren köşe yazarlarına veryansın etmiş...
O sözleri noktasına, virgülüne dokunmadan tek tek ele alalım:
***
“Ankara’da, İstanbul’da oturmuş köşesine, almış kalemini eline, içiyorsa purosu, içiyorsa içeceğiyle beraber gökyüzünün derinliklerine, denizin maviliklerine, ağacın, bahçelerin yeşilliklerine karşı bakarak yazı yazanlar, fikir üretenler, büyük ulema, büyük mütefekkir grubu.”
Ne demek istediğini üç aşağı beş yukarı çıkarabiliyorum ama cümle tam bir felaket! Bakan Bey lise öğrencisi olsa ve yazılı sınav kâğıdını bu tür cümlelerle doldursa alacağı not belli: Sıfır!
Ayrıca sözünü ettiği yazar grubuna giren meslektaşlarımızın sayısı bir elin beş parmağını geçmez...
Eğer inanmıyorsa kendisini bir günümün tamamını benimle geçirmeye ve yazılarımı nasıl yazdığımı görmeye davet ediyorum.
Ayrıca puroyu artık yazarlardan çok siyasetçiler içiyor... Ülkemizde kanın oluk oluk aktığı şu günlerde olup bitenlere aldırmadan gökyüzünün derinliklerine, denizin maviliklerine en çok dalıp gidenler de gazeteciler değil, Meclis’teki arkadaşları...
***
“Allah aşkına siz nerede askerlik yaptınız? Yaptınız mı? Yaptıysanız nerede yaptınız?”
Bizim nerelerde askerlik yaptığımız Milli Savunma Bakanlığı’nın arşivlerinde kayıtlı... Sayın Bakan açsın o kayıtları baksın!
Herkes nerede askerlik yapıyorsa, biz gazeteciler de orada yapıyoruz. Örneğin ben 1986 yılında Bilecik’in ayazında her gece dört saat nöbet tutarak yaptım askerliğimi... Tezkereyi 40 derece ateşle aldım, çünkü zatürreydim. Askerlik bitince de altı ay tedavi görmek zorunda kaldım.
Ya kendileri ve çocukları? Onlar nerede yaptılar askerliklerini? Ya da yaptılar mı?
Örneğin kabinede görevli isimlerin askerlik çağına gelmiş kaç erkek çocukları var ve bunların kaçı askerlik yaptı?
***
“Siz namlunun ucundan hiç baktınız mı? Karşıdaki namlu size hiç doğruldu mu? Allah aşkına bilmeden mi yapıyorsunuz, yoksa korkarak mı yapıyorsunuz? Korkutuluyorsanız haber verin sizin de güvenliğinizi bugün olduğu gibi biz sağlamaya hazırız.”
Biz gazeteciyiz Sayın Bakan...
Namlunun ucundan bakmayız ama namlular hep üzerimizde olur! İnanmıyorsanız; suikastlarda öldürülen ya da görevde ölen gazeteci sayılarına bakın...
Bir de siyasetçilerin namlusunun ucunda oluruz biz... Tıpkı sizin namlularınız gibi... Tutuklanırız, işsiz kalırız, hedef gösteriliriz...
Korkma meselesine gelince:
Elbette bizim meslekte de korkaklar vardır; tıpkı sizin arkadaşlarınız arasında olduğu gibi... Eğer korkacak, bu yüzden sinecek olsaydık; önce siz başarırdınız bunu... Ama gördüğünüz gibi sayımız az da olsa hâlâ korkmadan işini yapanlarımız da var...
Sizin bizi koruma önerinize gelince:
Önce vekil arkadaşlarınızı koruyun. Baksanıza, dağa kaçırılıyorlar!
***
“Benim sözüm ve söylemim dağdaki eli silahlı eşkıyayadır, Ankara’da onların temsilcilerinedir. Bunlarla sınırlıdır. Yine söylüyorum var mı diyeceğin? Önce bunu bir ayıralım. Kardeşlerim bir tarafta, militanlar öteki taraftadır. Bunu kimsenin karıştırmaya ve benim sözlerimi oraya püskürtmeye yeltenmesin hakkı yoktur. Ağzına tıkarım o yazıları senin.”
Senin görevin dağdaki eşkıyaya söz, söylem yetiştirmek değil; onları tek tek yakalayıp adaletin önüne çıkarmaktır Sayın Bakan! Ama ağzınıza ne gelirse söylemeye o kadar alıştınız ki; durdurabilene aşk olsun!
Farkında değil misiniz; şu kısacık görev sürenizde “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok gaf yapan bakanı” unvanını ele geçirdiniz...
Konuşmayın Sayın Bakan... Cinayetleri, katliamları önleyin sadece... Failleri bulun!
Ama yapamıyorsunuz...
Yapamadığınız için de sürekli konuşuyorsunuz.
Ve sizi eleştirdiğimiz için, yazdığımız yazıları ağzımıza tıkmakla tehdit ediyorsunuz!
Ben de bu sözlerinizi kendi adıma sizin ağzınıza tıkıyorum Sayın Bakan!
Hadi şimdi işinizin gereğini yapın ve Gaziantep’te bomba patlatıp çocuklarımızı, kadınlarımızı öldüren o alçakları bulun!
Bulamıyorsanız da bizim ağzımıza yazı tıkmakla uğraşacağınıza, sağduyulu davranıp istifa edin ve oturduğunuz o çok önemli koltuğu daha fazla işgal etmeyin!