"BEN BİR HALK DÜŞMANIYIM"!..AKP'NİN ZAFERİ TUNCAY ÖZKAN'IN NASIL ÇİLEDEN ÇIKARDI?..
Seçim sonuçlarının hayal kırıklığına uğrattığı Tuncay Özkan AKP'nin aldığı oy oranına tepki göstererek, "Ben bir halk düşmanıyım" başlıklı bir yazı kaleme aldı.işte o yazı...
Zamanımız, bilgi kirliliğinin insanlık onurunu ve gerçeği karartmadaki maharetine dudak ısırtacak kadar pirim verdiği bir dönemi gösteriyor.
Medyası özgür olmayan toplumlar asla karar mekanizmalarını demokratikleştiremiyorlar. Despotizm medya kanalıyla her yerde var olabiliyor. Demokrasiler eriyor.
Ne söylerseniz söyleyin, ne kadar anlattığınızı varsayarsanız sayın, nereye kadar ulaştığınız ve ulaştığınız yerde fikirlerinizin ne kadar kaldığıyla ilgili bir süreci yaşıyoruz. Sizin önünüzde, sonranızda kirleticiler, karartıcılar hemen yerlerini alıyorlar.
Para; namus , onur, şeref gibi kavramların içini boşaltmada, bunları karartmada kullanılan etkin bir araç oldu.
Kendi kasabasının zenginliğinin kaynağı olan hamamları incelemekten dolayı suçlanan Dr. Thomas Stockmann'ın yaptıkları geliyor aklıma. Doktor suyun kirletildiğini ortaya çıkarır. Çocuklar bu yüzden ölmektedir.Rüşvet, baskı, korkutma sonucunda susmayı reddedince, kasabanın güç odakları tarafından halkın düşmanı ilan edilir.
Henrik Ibsen 'in yazdığı oyun, 1882'de "En Folkefiende" adıyla basılmış ve ilk kez 1883'te oynanmış: Bir Halk Düşmanı.
Peki ama yaşamın karşımıza çıkardığı o büyük yol ayrımında nereyi tercih edeceğiz?
Gerçekleri mi yoksa bireysel çıkarlarımızı ve buna bağlı kabul görmemizi mi?
Ben kısa zamanda çok büyük zararlara yol açsa da Türkiye'nin "gerçekleri" değil, bireysel çıkarlar ve çokluğun kabulünden yana oy kullandığını görüyorum seçimlerde.
Partiler halka gerçekleri anlatamadılar. Anlatmakta kendi iç sorunlarının yanı sıra globalizasyonun karşılarına çıkardığı sorunlar da büyük rol oynadı.
AKP ezici bir çoğunlukla iktidarı elinde tuttu. Türkiye için hayırlı olmasını dilerim.
Ama olmayacağını da görüyorum. Çünkü sorunlar kör dövüşüne çevrilen seçim dönemi propagandalarının çok daha üstünde. Seçimden önce hangi doğrulara inanıyorsam şimdi onlara daha çok inanıyorum. Doğrularım ve yanlışlarım seçim sonucuna göre değişmedi.
Şimdi ben, artık bir "HALK DÜŞMANIYIM"...
Bana göre AKP sorunları katlayacak, Türkiye çok şey kaybedecek. Bunun için Türkiye'de toplumsal barış ve uzlaşma konusunda her kes elinden geleni yapmak zorunda. Toplumun kutuplar arasında gerilimini yok etmek ve Türkiye'nin çıkarlarını savunacak yeni bir siyaset belirlemek gerekiyor.
Burada artık iki kişiden birinin oyunu alan AKP ile değil alamayan CHP ile ilgilenmekte ve yeniden yapılandırmakta fayda vardır.
Türkiye'nin savunulması her alanda yeniden inşa edilmek zorundadır.
TUNCAY ÖZKAN- KANALTÜRK
Çoğunluklar çoğunlukla atlar gibi davranır. Uzakta çok uzakta var olan karaltıları görür, ama ayaklarının içine gireceği çukurları fark edemezler.
Bugün Türkiye'de yapılması gereken Türkiye'nin savunulmasıdır.
Bunun için AKP'liye de , CHP'liye de MHP'liye de DP'liye de, ÖDP 'liye de ihtiyaç var.
Yeni bir Türkiye için çalışacağını vaat edenlerin yorulmaya hakları yoktur. Halkla kavgaya hakları yoktur. Anlatmak ve yeniden inşa olmak zorundayız.
Her şey yeniden başlıyor.
23 temmuz'u konu alan yazımın girişinde şöyle demiştim:
"Umut...
Korku...
Risk...
Belirsizlik...
Endişe...
Değişim...
Seçime giden Türkiye'de herkes bu duyguların karmaşası içinde .
Hepimiz kimden kurtulmamız gerektiğini biliyoruz, ama kurtulmak için adım attığımızda bize zarar verecekler diye korkuyoruz.
Oysa bize en büyük zararı sadece korkumuz veriyor.
Herkes AKP'den kurtulmak gerektiğin