01 Eyl 2006 12:43 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

BELGESELCİLERE MÜJDE...ALBAYRAKLARIN TELEVİZYONU EKRANINI BELGESELLERE AÇIYOR

Albayrak Holding´in sahibi olduğu Albayrak Televizyonu ve Radyosu ATR yakında düzenli yayına geçiyor.Ve ATR,Türk televizyonculuk tarihinde bir ilke imza atarak amatör ve profesyonel belgeselcilerin çektikleri görüntüleri yayınlama kararı aldı.

Albayrak Holding hem Yeni Şafak'ın hem de henüz test yayınındaki Albayrak Televizyonu ve Radyosu ATR'nin sahibi.ATR yakında düzenli yayına geçecek.ATR'nin amatör ve profesyonel belgeselcilere sunacağı hizmeti Yeni Şafak'ın sinema editörü Ali Murat Güven köşesinde şöyle müjdeledi:

Kanalımız ATR, belgesellerinizi bekliyor

Ülkemizdeki televizyon yayınlarını dikkatlice takip eden ve "uydu anteni" kültürüne az biraz vâkıf olanlar, hiç kuşkusuz ki son bir-iki yıldır yayın grubumuz içindeki hummalı faaliyetten de haberdar olmuşlardır.

Gazete olarak bağlı bulunduğumuz Albayrak Holding yönetimi, önceki yıl, yayında olan bölgesel bir kanalın bütün teknik ekipmanlarını çok ciddi bir yatırımla devraldı.Yanısıra, küçük ölçekli yayıncılık yapmakta olan bir başka televizyonun da frekansına talip olduk ve sonuçta ATR (Albayrak Televizyonu ve Radyosu) adını verdiğimiz yeni kanalımız test yayınlarına başladı.

Altyapısında en ileri teknolojiler kullanılan ve bütünüyle dijital yayın yapan bu kardeş kuruluşumuzun "kaptan köşkü"nde de tıpkı Yeni Şafak´ta olduğu gibi sevgili Mustafa Karaalioğlu oturuyor.

Ancak, genel yayın yönetmenimiz şu sıralarda gazetenin yeni yayın dönemi hazırlıklarına iyice yoğunlaşmış durumda olduğu için, test yayınlarını sürdüren ATR´nin koordinasyonunu sizler açısından oldukça tanıdık olan bir başka isme devretti.

Son olarak Lübnan Savaşı´ndan geçtiği çarpıcı haberler ve bu konuda hazırladığı belge niteliğindeki ek ile meslekteki klasını bir kez daha ortaya koyan dış haberler servisi editörlerimizden Metin Mutanoğlu, ATR´nin teknik ve içerik sorunlarını adım adım çözüme kavuşturup test yayınından aslî yayına geçilmesi sürecini yönetmek üzere aylardır cansiperane bir mücadele veriyor.

Bu çalışkan ve üretken dostumuzun ana hedefi ise yeni yıla varmadan ATR´yi kesintisiz yayın yapan, zengin içerikli bir kültür kanalına dönüştürmek... Sevgili Mutanoğlu´yla geçtiğimiz günlerde "Yeni kanalda içerik açısından neler yapabiliriz" konusunu görüşmek üzere biraraya geldik.

Kendisi, yakında düzenli yayına geçecek olan kanalın konseptinde "belgesel yapımlar"ın çok önemli bir yer tutacağını belirtti ve bana "ülkemizdeki belgesel yapım potansiyelini nasıl değerlendirebileceğimizi" sordu. Ben de onun iyi niyetli çabasına katkıda bulunmayı öncelikli bir görev sayarak, bu haftaki köşe yazımı söz konusu talebe ayırmayı uygun gördüm.

Eski bir kısa filmci ve belgeselci olarak çok iyi biliyorum ki, Türkiye´de son 20-30 yıl içinde farklı konularda yüzlerce belgesel film çekildi. Sıradışı mekânlar, kişiler ve tarihsel olayları konu alan bu yapıtların önemli bir bölümü de hem biçim ve içerik olarak son derece kayda değer çalışmalardı.

Ancak, Türkiye´de -artık marka olmuş bir kaç ismin haricinde- belgesel sanatçılarının öteden beri yapıtlarını geniş kitlelere ulaştıramamak gibi trajik bir sorunu var. Çünkü majör kanallarımız "belgesel"i bir rating aracı olarak görmüyor. O yüzden,

Mutanoğlu´nun "Ülkemizde çekilen ve kalitesiyle belli bir çıtanın üzerine çıkmış bütün belgesel filmleri yeni kanalımızda tekrar tekrar yayınlayalım" şeklindeki projesini çok önemsiyorum. Gerçek bir sinemacı için canını dişine takarak çektiği yapıtının kitlelerle buluşması, onun sağlayacağı her türlü maddî getiriden çok daha önemlidir.