BELDES NASLI BELEŞ OLDU?
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan baskınlarda yaşanan trajikomik olayları yazdı.
İşte Yılmaz Özdil'in o yazısı...
Şuppiluliuma
Genelkurmay Başkanı’nın tutuklanmasına “tarihte ilk” filan deniyor ama... “Hitit Kralı” şüpheli şahıs birader!
*
Esprileriyle ünlü gazeteci Musa Ağacık, değerli arkadaşım Nedim Şener’le telefonda konuşurken, kendisini Hitit Kralı Şuppiluliuma’nın torunu Musaluliuma olarak tanıtıyor ve hukukun gukuk olduğunu anlatırken, Hitit Yasaları’ndan bahsediyor. Konuşma kaydediliyor, iddianameye konuyor iyi mi... Böylece, Hitit Kralı 3 bin 350 sene sonra delil oluyor.
*
Ki, Zeus...
Deyus olmuştu.
Aynı iddianamede.
*
Benzer ciddiyet, İzmir’de yaşanıyor... CHP’li belediyeleri basıyorlar ya, orda.
*
Alaçatı Belediye Başkanı, zart diye tutuklanıyor, 185 sene hapsi isteniyor. Başkan “niye?” diye soruyor. Telefon konuşmalarını delil olarak gösteriyorlar. Okuyor... “Ne oldu bizim beleşten 145 bin lira” demiş, tutanaklarda öyle yazıyor. “Kardeşim ne beleşi... Ne oldu bizim Beldes’ten 145 bin lira diye sordum, yanlış dinlemişsiniz” diye itiraz ediyor. İnceleniyor. Hakikaten öyle, Beldes’ten yani, belde belediyelerini destekleme fonundan beklenen 145 bin lira var. Kayıtlar tekrar dinleniyor. Beldes demiş, beleş yazılmış. Başkan görevine dönüyor.
*
Büyükşehir operasyonunda Hüseyin Ercan’ı gözaltına alacaklar, polis gidiyor, Hüseyin Mercan’ı yakalıyor! Hüseyin Mercan, çiftçi... “Banka borcum bile yok, borcum olsa ineğime haciz gelir” diye yalvarıyor, “bırak bu ayakları” diyorlar. Sonradan Hüseyin Ercan’ın haberi oluyor, polise gidiyor, Hüseyin
Ercan’ı gözaltına alıp, Hüseyin Mercan’ı bırakıyorlar.
*
Eshot’tan emekli Rafet Bayram’ı alacaklar, gidip, adaşı Rafet Bayram’ı alıyorlar. Alınan Rafet Bayram da emekli ama, Eshot’tan değil, albay emeklisi, hiç itiraz etmiyor, kuzu kuzu geliyor... Savcı kimliğine bakıyor, “sen niye geldin?” diye soruyor. Emekli albay “bilmiyorum, herhalde Ergenekon’dan veya Balyoz’dan aldılar diye düşündüm” diyor. Savcı, albayı kovuyor. Orijinal Rafet Bayram’ın haberi oluyor, bakıyor ki kimse gelmiyor, Eshot otobüsüne binip, Emniyet’e gidiyor, “nerdesin bu saate kadar” diye fırçalanıyor.
*
Büyükşehir, emek şenliği yapıyor, Şevval Sam konser veriyor. Müfettişler, konseri organize eden müdüre “neden ihale yapmadın, tek teklif aldın?” diye soruyor... Müdür ne desin, “abi beş tane yok ki, memlekette bir tane Şevval Sam var, neyin ihalesini yapayım?”
*
Haysiyet celladı gazteciler “Büyükşehir Belediye Başkanı, parke taşlarını oğlunun şirketinden satın aldı” diye manşet yapıyor. İnceleniyor. Başkan’ın oğlu sadece ihracat yapıyor. Kamuya, belediyelere sattığı tek kuruşluk mal olmadığı gibi, koskoca İzmir’de, rica üzerine sadece bir kişinin evi için maliyetine parke taş verdiği ortaya çıkıyor, o kişi de AKP mebusu.
*
Hani şu meşhur fıkradaki gibi, bizim bakan İsviçre Denizcilik Bakanı’yla tanışıp “sizde deniz yok ki” deyince, İsviçreli “sizde de adalet bakanlığı var” demiş filan...
Öyle oluyor.