26 Mayıs 2011 10:06 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:23

BEDELİ ABBAS GÜÇLÜ DEĞİL, ÖSYM BAŞKANI ÖDEMELİDİR!

Başbakan'ın "Bedelini ödeyecek" diyerek hedef gösterdiği Milliyet yazarı Abbas Güçlü'ye Birand'dan destek geldi...

Güçlü değil, asıl sorumlular ödemeli...
Başbakan’ın, adını vermemekle birlikte, açıkça Abbas Güçlü’yü suçlaması ve “Bedelini ödeyecek” demesi, beni çok korkuttu. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’ının, bir gazeteciyi adeta hedef göstermesi, tehdit eder gibi konuşması, ne yazık ki artık şaşkınlık yaratmıyor, ancak çoğumuzu kaygılandırıyor. Eğer Başbakan bugün, eleştirilere böylesine tahammülsüzlük gösteriyorsa, seçimlerde büyük bir çoğunlukla iktidara geri döndüğünde bizim halimiz ne olacak?

Abbas Güçlü’nün suçu ne?
Uzun yıllardır uzmanlığını yaptığı eğitim konusunda, ÖSYM’nin bu sınavlardaki hatalarını göstermek ve eleştirmek. Prof. Ali Demir’in bu işi yönetemediğini Başbakan dahi kabul etmişti. Abbas Güçlü’nün yazılarını, “iktidarı yıpratma” olarak nitelemek, bedelini ödeyeceğini söylemek hiç inandırıcı olmadı. Eğer bir bedel ödemesi gereken varsa, o da herhalde Abbas Güçlü değil Prof. Ali Demir’dir.

Basın özgürlüğü nerede kaldı?
Başbakan’ın bu çıkışının asıl talihsiz yanı, Türkiye’de söz ve basın özgürlüğünün en çok tartışıldığı, gazetecilerin inandırıcı olmayan gerekçelerle hapishanelere atıldığı bir sırada ortaya çıkması.
Başbakan bu yaklaşımıyla, “ülkede tam özgürlük var” iddialarını adeta yalanlıyor. İktidarın, medya üstünde baskı kurmadığı söylemi inandırıcılığını kaybediyor.
ABD Büyükelçisi Francis J. Ricciardone’nin dediği gibi, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu...”
Eğer Abbas Güçlü, tek başına kampanya açabiliyor, hepimizi ikna edip iktidarı yıpratabiliyorsa, iktidarın lideri, Abbas’ı değil, kendi ekibini sorgulamalı.
Bu tip söylemler, yargının medyaya bakışı ve iktidarın genel yaklaşımı, beni de giderek korkutuyor...